Ölü yasalar

Batılı hukukçular diyor ki:

Haberin Devamı

Yasa ölüdür, yargıçlar diridir!

Ya bizde?

Sanki yasalar diri, yargıçlar ölmüş gibidir...

*

Anayasa Mahkemesi’nin son kararı bize Batılı hukukçuların bu sözünü hatırlatıyordu...

Aldıkları bu karar belki de daha çok uzun yıllar konuşulacak bir tartışma dosyasını aralıyordu.

Ve Anayasa Mahkemesi...

“Bu suça ortak olmayacağız” diyerek ‘barış bildirisi’ne imza atan 2 bin 212 akademisyen için hak ihlali kararı veriyordu.

Akademisyenlerin ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan ceza almalarının ifade özgürlüğü ihlali olduğunu söylüyordu.

Gerekçeli kararını da bu ülkenin hukukçuları sabırsızlıkla bekliyor...

*

“Devletin Güneydoğu’daki vatandaşlara yönelik uyguladığı şiddete son vermesini” talep eden ‘barış bildirisi’nin imzacısı akademisyenlerden yüzlercesi hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan dava açılmış ve büyük bir kısmı ceza almıştı...

Haberin Devamı

Barış bildirisinde imza atan akademisyenler demişti ki:

Devlet, şiddetle katliam uyguladı...

Devlet, PKK’ya karşı mücadelesinde kasıtlı ve planlı bir kıyım yaptı.

Başta Kürt halkı olmak üzere bölge halkına karşı katliam ve sürgün politikası uygulandı...

*

Kararı daha iyi anlayabilmek için adeta bir isyanın büyük provasının yapıldığı o günleri de iyi hatırlamalıyız...

2015 yılının haziran ayında bir mitingle başlayan isyan günlerinde nelerin yaşandığını hep birlikte görmüş ve yaşamıştık...

Peki, neler olmuştu?

4 Temmuz 2015 günü Diyarbakır surları ve Hevsel Bahçeleri UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştı... Ve bu müjdeyi Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik duyurmuştu.

14 Ağustos 2015’te Silopi, Cizre, Nusaybin, Şırnak, Yüksekova, Bulanık, Varto, Van Edremit ve İpekyol ilçeleri ile Hakkâri’den sonra Sur Halk Meclisi Hasırlı Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği de bir açıklama yapmış ve demişlerdi ki:

“Bizler Ankara’dan yönetilmek istemiyoruz. Bu nedenle biz artık kendimizi ve kentimizi özyönetimimizle yönetmek istiyoruz.”

*

20 Temmuz 2015’te Kobane’deki çocuklara oyuncak dağıtmak gerekçesiyle Suruç’ta toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlere yönelik bombalı saldırıda 31 genç öldürülmüştü.

Haberin Devamı

19 Ağustos 2015’te Sur Belediyesi eşbaşkanları ‘devletin birliğini bozmak, devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak’ suçlamasıyla gözaltına alınmışlardı.

Ve Güneydoğu bölgesindeki birçok il ve ilçede terörün siyasi paralel kesimi devlete karşı isyana dair aykırı söylemlerde bulunmuş, illegal silahlı terör örgütü PKK ise Sur’da hendek ve barikatlar kurmaya başlamıştı.

6 Eylül 2015 günü Sur’un tüm mahallerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.

9 Mart 2016’da Sur’da operasyonlar yedi ay sürmüş ve sona ermişti... Diyarbakır Valiliği açıklamasına göre “71 güvenlik görevlisi şehit olmuş, 271 PKK’lı öldürülmüştü.”

*

Haberin Devamı

Ülkeyi tehlikeli bir büyük isyanın eşiğine getiren ve kırılma noktası sayılan altı günün kısa özeti böyle idi...

Devlet kendini ve milleti, düzeni koruyamayacaksa neden vardı?

Kaç devlet buna izin verirdi?

Sarı Yelekliler’in eylemlerine karşı Fransa Devleti’nin, polisinin neler yaptığını gördük...

Göstericilere karşı “vur” emri alan Fransız polisi kimsenin gözünün yaşına dahi bakmadı...

Peki, Fransız aydınları devletin aldığı bu kararlara ‘katliam’ mı demişti?

Hayır...

Ülkemizdeki aydınlar ‘sınırsız ve hafızasız’ yaşayanlar topluluğuna dönüştürülmüş.

Yirmi yaşında bu ülkenin dağlarında hayatlarını veren Mehmetçikler için PKK’ya “Katliam yapıyorsunuz” dahi diyemediler.

Haberin Devamı

Ve kırk yıldan beri bir bildiri bile yayınlamadılar...

....................................................

Çarşamba günkü yazımızda devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları