Gerçeküstü dedikodular

BİRİNCİ Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da ortaya çıkan, resimden edebiyata, sinemadan tiyatroya bütün sanat dallarını etkileyen bir akımdı sürrealizm (gerçeküstücülük).

Haberin Devamı

1924’te Fransız şair Andre Breton tarafından yazılan manifestoya göre gerçeküstücülük, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Gerçeküstücülük akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır. Aklın uyguladığı herhangi bir kontrol olmaksızın, estetik ya da ahlâki kaygılardan bağımsız olarak düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak...

Gerçeküstü dedikodular

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra etkisini yitiren akımın en önemli temsilcileri arasında Joan Miro, Salvador Dali, Andre Breton, Rene Magritte gibi sanatçılarla Louis Aragon, Paul Eluard, Antonin Arnaud ve Federico Garcia Lorca gibi ünlü edebiyatçılar vardı.

Haberin Devamı

KARAKUTU AÇILDI

Akımın son temsilcilerinden yazar ve sanatçı Desmond Morris bir anlamda sürrealistlerin karakutusu olarak kabul edilebilir. Pek çoğuyla dost olmuş, ortak sergiler açmış. ‘Sürrealistlerin Hayatları’ adlı kitabında 32 sanatçının yapıtları kadar özel hayatlarını da mercek altına almış. Onlara insan olarak odaklandığını söyleyen Morris, kişiliklerinin nasıl olduğunu, tercihlerini, karakterlerinin güçlü ya da zayıf yönlerinin neler olduğunu renkli anekdotlarla anlatıyor. Özellikle ‘Cinsel olarak normaller miydi yoksa erotik sapkınlıkları var mıydı’ sorusuna cevap verdiği bölümler gerçeküstü birçok dedikodu malzemesi içeriyor.

Gerçeküstü dedikodular

DALİ VE EŞİ GALA’NIN ÖLÜMÜNE KAVGALARI

“Dali hiç kuşku yok ki sürrealistlerin en hünerlisi, en başarılısıydı” diyor Desmond Morris. Hitler’e sempati duyması nedeniyle Andre Breton’la tartışmaları, şair Paul Eluard’ın eşi Gala’ya aşık olup evlenmesi, cinsel hayatlarının karmaşıklığı Dali biyografisinin ilgi çeken bölümleri. Dali ve Gala’nın hayatlarının son döneminde birbirilerine uyguladıkları şiddet ise belki de ilk kez bu kadar net anlatılıyor:

Haberin Devamı

“Dali hayatına yön vermek için yıllarca Gala’dan destek almıştı ama Gala onu istismar etmekten başka bir şeyle ilgilenmiyordu. 1981’de Dali’nin artık Gala’nın davranışlarına tahammül edemeyip ona bastonuyla saldırmasıyla birlikte işler tırmandı. Gala ona yumruk atıp gözünü morarttı ama Dali iki kaburgasını kırıp kolunu bacağını bereleyinceye dek ona vurmaya devam etti. Seksen yedi yaşındaki kadın yatağının yanında uzanmış halde bulundu, derhal hastaneye kaldırıldı. Ertesi yıl öldü, Dali onun cenazesine gitmedi. Ama birkaç gün sonra mezarına gitti ve orada kontrol edilemez şekilde ağlarkan bulundu.”

Bu olaydan sonra iyice içine kapanan Dali hayatının son dönemlerini hastalıklarla boğuşarak geçirdi. 1988’de bir kliniğe yatırıldığında ilk isteği ecelinin yaklaşmakta olduğuyla ilgili haberleri izleyebilceği bir televizyon olmuştu.

Haberin Devamı

Gerçeküstü dedikodular

ACIMASIZ BİR DİKTATÖR

Sürrealist Manifesto’ya imza atan, kimin akıma dahil edilip kimin edilmeyeceğine dair son sözü söyleyen Andre Breton’a hakkı teslim edilirken kişilik özellikleriyle eleştirilerin hedefi oluyor: “Sürrealizmi tanımlayan, betimleyen ve herkese karşı akımı savunan oydu. Sürrealist hareketin örgütlenmesinde ve teşvik edilmesinde hiç kimse onun kadar önemli bir rol oynamamıştır ve bundan ötürü ona her zaman saygı duymak gerekir.

Bunları söyledikten sonra onun kendini beğenmiş sıkıcı bir tip, acımasız bir diktatör, tescilli bir cinsiyetçi, aşırı derecede homofobik ve üçkağıtağıtçı bir ikiyüzlü olduğunu da eklemek gerekir.”

Gerçeküstü dedikodular

RENE MAGRITTE SAHTE PICASSO TABLOSU MU YAPTI

Haberin Devamı

Kitaptaki en çarpıcı iddialardan biri sürrealizmin Dali’den sonra en tanınan ismi Belçikalı sanatçı Rene Magritte’in bir ara para kazanmak için o dönem kendinden ünlü olan Picasso gibi sanatçıların eserlerinin kopyalarını yaptığı. Magritte’in 1943’te eserleriyle ilgili yeni bir kitapta yer alacak renkli resimlerin masrafını çıkarmak için sahte bir kaç resim yapıp sattığı yönünde bir şaka belki ama yazar bu olaya da kitabında yer veriyor: “Dostu Marcel Marien’in 1983’te yazdığına göre, sanatçı daha fazla para kazandırıyorsa kendi tablolarını yapmayı bırakacağını söyleyerek Picasso, Braque, Klee, Ernst, de Chirico, hatta Tiziano’nun tablolarının sahtelerini yapmıştı neşeyle. Georgetti sadık bir çabayla müteveffa kocasının adını aklamak için Marien’e dava açtı ama Marien’in elinde Magritte’in yazdığı ve iddialarını destekleyen kartpostallar vardı. Modern bir galerinin Magritte’in yaptığı Picasso tablosuna nasıl değer biçeceğini düşünmek insanı eğlendiriyor doğrusu.”

Haberin Devamı

Gerçeküstü dedikodular

Yazarın Tüm Yazıları