Dijital sanata karşı balkon hareketi

Pek çok şey gibi kültür-sanatı da artık evlerimizden takip ediyoruz.

Haberin Devamı

Salgın nedeniyle alınan önlemler kapsamında müze ve sanat galerileri de kapalı. Bu mekânlardaki mevcut sergilerin neredeyse tamamı dijital ortama taşınmış durumda. Evine ya da atölyesine kapanan sanatçılar da kendilerini her zamankinden daha çok dijital ortamda göstermeye başladı.

Dijital sanata karşı balkon hareketi

Sanat dijital olur mu olmaz mı tartışmasına girmeyeceğim ama sanat sitesi Artdog’da Semra Pelek’in ilginç bir haberini gördüm. Berlinli 50 sanatçı, koronavirüsün yarattığı korkularla mücadele etmek, sosyal dayanışmayı büyütmek ve bugünlerde sanatçılara dayatılan “Dijital olun” baskısına karşı durmak için ‘balkonda sanat’ projesi başlatmış. “Galeriler, müzeler salgın nedeniyle kapanmışken, neden açık hava bir müzeye dönüşmesin?” diyen küratörler Övül Durmuşoğlu ve Joanna Warsza tarafından hayata geçirilen ‘Hayat, Sanat, Pandemi: Pencereler ve Balkonlarda Kurulan Yakınlıklar’ başlıklı proje kapsamında sanatçıların yoğun olarak yaşadığı Berlin’in Prenzlauer Berg bölgesindeki balkonlar sergi alanına dönüştürülüyor. Proje kapsamında sanatçılar, eserlerini evlerinin balkonlarından ve pencerelerinden sergiliyor.

Haberin Devamı

ÜNLÜ İSİMLER VAR

Projenin davet metninde şu ifadeler yer alıyor: “Karantina zamanında, biz Berlin kültür işçilerinin çoğu da buradayız; birbirimizden çok uzak değiliz ama her zaman olduğu gibi ‘mevcut’ da değiliz. Bazılarımızın planlarından ve sevdiklerinden koptuğu bir zamanda, tecrit ve bireyselleşmeye karşı dünyanın balkonlarına dönüyoruz ve her şeyi virüsün ve yarattığı korkunun elinde bırakmıyoruz.”

Projeye katılan sanatçılar arasında Venedik Bienal’inde yapıtları sergilenen kavramsal sanatçı Olaf Nicolai, Sırp video sanatçısı Marta Popivoda, çalışmaları bienallerde gösterilen Alman-İtalyan sinemacı Rosa Barba da varmış.

Müzikçilerden sonra plastik sanat alanında üretim yapanlar da balkona çıktı. Büyük bir balkon hareketi başlıyor sanırım sanatta. Bu zamanda yapılabilecek en güzel projelerden biri. Bizde de benzer bir proje yapılsa güzel olmaz mı?

‘BİR ARADA’ OLMAYALIM

Dijital sanata karşı balkon hareketi


RUSYA’nın ihtişamlı Bolşoy Tiyatrosu’nda geçen cumartesi gerçekleştirilen ve TV’de canlı olarak yayımlanan moral konseri öncesi, ekipten 34 kişinin korona pozitif olduğu tespit edilmiş. The Moscow Times’ın haberine göre tiyatronun direktörü Vladimir Urin yaptığı açıklamada ‘We’re together’ (Bir aradayız) adlı konser organizasyonu öncesi güvenlikten teknisyenlere tüm ekibe test yaptıklarını ve 34 kişinin pozitif çıktığını söylüyor. Urin bu kişilerde hastalığın açık bir belirtisi ya da ateş görülmediği ancak testleri pozitif çıktığı için hepsinin evlere, karantinaya gönderildiğini belirtiyor. Urin, cumartesi Rus devlet televizyonundan canlı yayımlanan ve tiyatronun yıldız isimlerinin de performanslarıyla sahne aldığı konserde görev alan isimler arasında ise pozitif vaka bulunmadığını söylemiş.

Haberin Devamı

Virüsün şakası yok. Galiba yapılması gereken ve en sağlıklı olanı yeni organizasyonlar ya da konserler yerine arşive başvurmak.

Devlet Tiyatroları ve Opera Balesi başta canlı temsil yayınlama kararı almıştı ama bu yanlıştan çabuk dönüldü. Şimdi arşivlerinden alıp yayınladıkları gösteriler yüz binlerce kişi tarafından izleniyor.

Son olarak Genco Erkal da ‘Marx’ın Dönüşü’ adlı oyununu YouTube’dan yayımladı ve iki günde yüz bin kişi izledi. 

NİLÜFER TİYATROSU’NA YENİ ‘KAPTAN’

Dijital sanata karşı balkon hareketi


SON senelerde Türkiye’nin önde gelen rejisörleriyle çalışarak başarılı oyunlara imza atmıştı Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu. Ali Düşenkalkar, Engin Alkan, Yunus Emre Bozdoğan, Serdar Biliş, Murat Daltaban gibi Türkiye tiyatrosunun önemli isimleriyle çalıştılar. Tiyatro son üç senedir, Türkiye’de herhangi bir kurum tiyatrosunda daha önce denenmemiş olan ‘kolektif yönetim biçimi’ modeliyle yönetiliyordu. Nasıl mı? Tiyatroda alışılageldik ‘genel sanat yönetmeni’ titrini taşıyan bir isim bulunmuyordu ve tüm sanatsal kararlar ‘genel kurul’da alınıyordu. Genel kurul ise tiyatronun idari müdüründen koordinatörüne, oyuncularından teknik ekibe herkesin doğal üye olduğu ve söz/itiraz hakkını kullandığı bir ortam olarak kurgulanmıştı. Bu demokratik usulle üç sene boyunca çalıştı ekip. Şimdi kulağıma gelen duyumlara göre bu demokratik ve özgün modelin pratikte yarattığı ciddi zorluklar nedeniyle geleneksel yönetim biçimine dönme kararı alınmış... Tiyatronun -hafta başında belediye başkanı tarafından resmi olarak da onaylanan- yeni bir genel sanat yönetmeni var artık: Deneyimli tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen ve seslendirme sanatçısı Ali Düşenkalkar. Tiyatro, Ali Düşenkalkar ile yola devam edecek artık, tabii her şey durulup sezon yeniden açıldığında... 

Yazarın Tüm Yazıları