Son gelişmelerin hatırlattıkları...

“AMA hangi nedenle hareket etmiş olursa olsun, Mario Puzo yapıtıyla Mafia’ya yardım etmiştir. Çünkü Mafia’yı ayakta tutan, terör örgütüne duyulan hayranlıktır ki, bu da Puzo’nun da yaptığı gibi bir mistik yiğitlik havasının yaratılmasıyla sağlanmaktadır. Mafia’yı ayakta tutan gerçekle ilişkisi olmayan bu söylencedir. Nitekim bir zamanlar Sicilya’da “yoksulların babası” olarak dünya çapında bir ün yapmış olan eşkiya Guillaro da varlığını yıllarca adına uydurulmuş olan bu söylenceye dayandırmıştı.”

Haberin Devamı

Bu sözler rahmetli Uğur Mumcu’nun yarım kalan ‘Kürt Dosyası’ kitabına Ali Sirmen’in yazdığı önsözden... Önemli bir uyarı olduğu için yazıma bu alıntıyla başlamak istedim. Özellikle son gelişmeleri takip ederken aklımızın bir yanında dursun istedim.

Bununla birlikte aklımızda tutmamız gereken en önemli unsurlardan biri, adalete susamışlıkta gözümüzün asla doymaması gerektiğidir. Adalete susamışlıkta gözümüz ne kadar doymazsa adalet mücadelesi o kadar güçlü, kalıcı ve sonuç getirici olacaktır. Bir vatandaş olarak insanı en çok üzen ya da kıran; ne yazık ki bazen dönüp dolaşıp aynı şeyleri yeniden yaşamamız, kurtulmak için yıllarca çaba gösterdiğimiz noktaya yeniden geri dönmemiz ya da geri dönüyoruz hissinin ortaya çıkmasıdır... Bu ülke geçmiş tecrübeleriyle ve hâlâ kendi toprakları ile bölgesinde yaşanan gelişmeler nedeniyle “Terör örgütü terör örgütüdür. Senin terör örgütün benim terör örgütüm olmaz. Terör bumerang gibidir, kullanana geri döner” haklı görüşünü tüm dünyanın önüne cesaretle koyan ülkedir. Evrensel tanımlama ve değerler adı üstünde evrenseldir. Evet eğer ulusal ya da uluslararası düzeyde adalet kurumu kararını vermişse; terör örgütü terör örgütüdür, suç örgütü suç örgütüdür, mafya mafyadır. Senin terör örgütün, benim terör örgütüm, senin suç örgütün, benim suç örgütüm, senin mafyan, benim mafyam olmaz. Türkiye geçmişte ordu, istihbarat, mafya gibi örgütlerden oluşan yapıdan; terör örgütlerinden, karanlık dehlizlerdeki karanlık ilişkilerden çok çekti. Sorun geçmiş karanlıkların aydınlatılmamasından, yeniden benzer karanlıkların oluşturulma hevesinden, üst akıldan, hesaptan kitaptan, çıkardan, neden kaynaklanırsa kaynaklansın bugün hepimizin yapması gereken bellidir. Çocuklarımıza bizlerin yaşadığı travmaları yaşatacak ortamı bırakmamak, 20-30 yıl arayla onlara “Yine mi?” dedirtmemektir. Bunun için yola önce geçmişten çıkmak gerekiyorsa öyle yapılmalı, geçmişten başlayarak karanlıkları aydınlatmak gerekmektedir. Ama mutlaka akılla, oyuna gelmeden, hukuk ve demokrasinin sırtımızı yaslayacağımız güvenli çınarlar olduğunu bilerek...

Yazarın Tüm Yazıları