Taziye evinde tavuk pilav

Taziye evinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba” diye soran birisini anlattılar. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir tweet attım. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Ne yorumlar, ne hikâyeler yazıldı...

Haberin Devamı

Sevgili Güzin Abla, dayanamayıp yazma gereği duydum. Biz mi çok duyarsızlaştık, yoksa gelenek ve göreneklerimizde mi bir değişiklik oldu?

Taziye evinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba” diye soran birisini anlattılar. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir tweet attım.

Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Ne yorumlar, ne hikâyeler yazıldı... Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirmek zorunda kalanlar mı istersin...

Taziye ziyaretinde dağıtılan karton bardaktaki çayı eliyle iterek, merhumun kızına “Huyum kurusun, ince belli haricinde çay içemiyorum, sana zahmet” diye fısıldayanlar mı? Patatesli pideyle peynirli pideyi takas edenler... Ve daha neler neler!

Olay meğer memleket meselesiymiş.

Haberin Devamı

Şaşırdım kaldım! Yüzlerce yorum alt alta dizildi. Millet bir yandan kendi yaşadıklarını yazdı. Bir yandan da taziyede karabiber isteyen şahsa öfkelendi.

“Böyle aymazlık olur mu, orası taziye evi, aşevi değil!”, “Yanına hoşaf da isteseydin bari, atanmaz” diyenler de oldu tabii...

Yorumları okurken niçin bu kadar tepki gösterildiğini düşündüm. Yani pilavda, tatlıda bir beis yok da karabibere gelince mi sıkıntı oldu?

Bir arkadaşıma fikrini sordum. Biraz düşündü. Sonra “Gerçek dostlar ve sevenler, o gün tavuk da yiyemez pilav da yiyemez. İştahları kaçar. Konu karabibere gelmez yani” dedi.

“Emin misin?” dedim.

Hafif durakladı. Sonra “Yani...” dedi kısık bir sesle. Ama yüzüne anlık olarak yansıyan o şüphe de gözümden kaçmadı.

Kendi taziyesini hayal etti büyük ihtimalle. Artık ne düşündüyse, yüzüne koyu bir gölge düştü adamın.

Ve bu gölgeyle birlikte benim de zihnimde bir ışık yandı.

Bizi asıl rahatsız eden şey “Merhumun yakınlarına çok ayıp oldu” düşüncesinden ziyade, kendi taziyemizde böyle bir olayın yaşanma ihtimali olabilir mi diye içimizden geçmesiydi büyük olasılıkla…

Acaba hayatın geçiciliğini ve ölümün gerçekliğini şiddetli bir şekilde yüzümüze çarptığı için mi karabiber olayına bu kadar tepki verdik?

Şimdi düşünüyorum...

Ölmüşüm ve yeni gömülmüşüm. Daha küreklerin çamuru kurumamışken bizim evde bir sürü insan büyük bir iştahla yemek yiyor. Hepsi tanıdık, beni seven insanlar.

Haberin Devamı

Ve bu insanlardan biri, benim çocuklardan karabiber istiyor.

Bir başkası “Şu çayı tazele bakalım delikanlı” diye bizim yeğene boş bardağı uzatıyor.

Evet, gerçekten rahatsız edici.

Hatta üstünde düşününce öfkelenebileceğimiz kadar derin bir mevzu.

Ama dünyanın fâniliğini, insanın acizliğini bundan daha iyi anlatan bir sahne olabilir mi?

Müthiş bir hayat yaşamışsın.

Kariyerine kariyer katmış, bir sürü başarıya imza atmışsın. Dünyayı gezmişsin.

Ödülleri üst üste, torunları yan yana dizmişsin. Ama taziyende millet pilav üstü baharat derdine düşmüş!

Kendine âşıkların aşkına gölge düşüren, “Ben olmasam var ya...” ile başlayan o iddialı cümlelerin hepsini merhumla birlikte gömen müthiş bir sahne aslında...

Haberin Devamı

Bunu karabiberden öğrenmesek iyiydi gerçi, ama öyle denk geldi işte...

Ne dersiniz?

 Yeşim Seliz

YANIT

Bu yazınız yalnızca bizde görülen bu ölü evindeki alışılagelmiş ikram olayının aslında ne kadar yersiz olduğunu bir kez daha hatırlattı bana.

Aslında benim büyüklerimden gördüğüm ve dinlediğim, ölü evine konu komşunun yemek getirmesidir.

Cenaze dönüşü evde yemek bulunmadığı, hiç kimsede de yemek yapacak hâl olmadığı için komşulardan yemek gelir.

Hatta yemek yemek istemeyenlere de herkesin şu çok iyi bildiği ölenle ölünmez mesajı içeren “acıkan yer başka, acıyan yer başka” diye yemek yemesi için ısrar edilir.

Ama son zamanlarda benim de dikkat ettiğim dışarıdan lahmacunlar, ayranlar getirtiliyor, pilav üstü tavuklar ikram ediliyor...

Haberin Devamı

İnsanlar ölü evine değil de ziyafete gelmiş gibi yiyip içip şakalaşıyorlar.

Aslında taziye evinde toplanan eş, dost, akraba o vefat eden kişiyi anmak, onunla eski anılarını tazelemek, güzel günlerini yâd etmek için orada olmalılar.

Ve tabii ardından dua edip onu güzellikle uğurlamaktır önemli olan...

Yoksa yiyip içip günlük sohbetlere katılmak, uzun süredir görmedikleri akrabalarla karşılaşmanın sonucu onlara hâl hatır sormak için orada olunmamalı.

Ve tabii cenaze evinde yemek yemeğe değil tam tersi geride kalan acılı aileye yemek götürmeye, vefat edene dua etmeye gidilirdi eskiden.

Ama her türlü âdetimiz değişti ne yazık ki...

Bu yüzden pilavına karabiber isteyen o kişiye pek fazla da takılmamak gerekiyor galiba...

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları