Yeniden tek yürek

Koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma yasağına karşı 23 Nisan coşkusu bu yıl çok özeldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği ve milli birliğin kenetlenmiş ruhunu temsil eden böylesi bir günde coşku balkonlardan taştı. 21.00’de tek yürek okunan İstiklal Marşı gözleri yaşartırken, akıllara ‘Böylesi sıkıntılı günlerden geçerken bu müthiş kutlamanın sırrı ne?’ sorusu geldi. İşte yanıtı.

Haberin Devamı

VİRÜS MİLLET OLDUĞUMUZU HATIRLATTI

Yeniden tek yürek
ÜSKÜDAR Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Barış Erdoğan, koronavirüsün, bu yıl 23 Nisan etkinliklerinin geçmiş yıllara göre en azından duygusal olarak, daha bir coşkuyla kutlanmasına vesile olduğunu söylüyor. Erdoğan, “Dünya ve ulus olarak zor günler yaşıyoruz, günlerdir evlerimizde yalıtıldık, bir belirsizlik içindeyiz, maddi ve manevi olarak yardıma ve dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bayramlar ve törenler bu kolektif birliğin sağlanması için önemli fırsatlardır. Bu 23 Nisan’da da balkonlarında, pencerelerinde marş okuyan, bayrak sallayan yurttaşlar aynı ulusa, kadere bağlı oldukları duygusunu hissettiler. Toplumun timsali olan bayrak aracılığıyla acılarını, sevinçlerini paylaşacakları bir topluluğa bağlı olduklarını bir kez daha gördüler, gösterdiler” diyor. Bu grup dayanışmasının aynı zamanda umutsuz insanların içindeki bireysel enerjinin dışa çıkmasına ve sosyal ilişkilerin uzaktan da olsa semboller aracılığıyla umuda dönüşmesine neden olduğunu söyleyen Erdoğan, “Böyle zor günlerde toplum varlığını devam ettirebilmek için kriz dışındaki zamanlarda sorun gibi görünen tüm farklılıklarını, çatışmalarını erteler ya da unutur. Bu yeni duruma uyum sağlamakta direnen, gruba dahil olmak istemeyenlere karşı ise öfke duyar, onları dışlar. Bu noktada virüs bize tekrar bir toplum, millet olduğumuzu hatırlatmıştır” diyor.

ORTAK BİR DİL VE RUH OLUŞMALIDIR

Yeniden tek yürek
SOSYOLOG-yazar İsmail Öz: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, yaratıcı ve yenilikçi bir içerikle, 23 Nisan coşkusunu dijital platformlara taşıdı. Türkiye’nin dört bir yanından binlerce çocuk, turkiyenincocuklari.org adresinden mesaj, şiir ve şarkılarını paylaştı. Paylaşımlar sosyal medyadan da sürdü. Çocuklar, devlet törenine EBA TV’den eşlik etti. TBMM’de 81 ilde öğrencilerle sanal görüşme gerçekleştirildi. Okulların hoparlörlerinden milli marş çalındı. TRT özel konserler yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka hitabının ardından saat 21.00’de Edirne’den Ardahan’a, Antalya’dan Samsun’a tek yürek ve hep birlikte, tüm Türkiye’nin çocukları evlerinin pencerelerinden ve balkonlarından İstiklal Marşı söylendi. Tüm bu etkinlikler birlik duygusu yaşatan, heyecanı arttıran, herkesin coşkuyla iştirak ettiği kutlamaya dönüştü. Belki de ilk defa büyüklerde aynı coşkuyla çocuklara eşlik etti, tarihe not düşülecek anlar yaşandı. Bunda yaşadığımız olağanüstü sürecin illaki etkisi olmuştur. İnsanlar gelecekte ne olacağının belirsiz olduğu bu gibi dönemlerde büyük bir dayanışma ve kenetlenme gösterirler. İnşallah insanlık bu salgını hep beraber atlatacak. Ancak ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ derler. Buradan hareketle bu kara günleri atlattıktan sonra da birlik ve beraberlik duygusu unutulmamalı, ortak bir dil ve ruh oluşmalıdır.”

ALFA KUŞAĞIN DİJİTAL COŞKUSU BİZE YANSIDI

Yeniden tek yürek

Haberin Devamı

SİTA-Siyasal iletişim danışmanı Suat Özçelebi: “Coşkuyu böylesine en üst noktaya taşıyan çocukların bayramlarına sahip çıkmasıydı. Salgın sebebiyle sokaklara çıkamayan çocuklar kutlamaları dijital ortama taşıyarak büyük bir alkışı da hak ettiler. Küçücük öğrencilerden gelen kutlama videoları öylesine samimi, yaratıcı ve etkileyiciydi ki ayakta alkışladık. Evlere kapanmak onları sanıldığı gibi köreltmedi, aksine yaratıcılık ve içtenlikle bayramlarına sahip çıkarak yetişkinler olarak bizleri de ateşlediler. Çocukların yetişkinler gibi birtakım rezervleri ya da bir kutuplaşmanın parçası olma ihtimalleri yok. O noktada bizler de cepheleşmeyi ve siyaseti bir rafa kaldırdık. Birlik ve beraberlik duygusu altında kenetlendik. Hele ki dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde... Bu noktada ‘Ancak’ diyerek bir parantez açmak isterim. Meclis boyutu ile kutlamanın beklenilen kadar büyük bir coşkuyla yapılamadığını düşünüyorum. Henüz 100 yaşına basmamış bir devletin kurucu meclisi 100 yaşına basıyor. Üstelik kendi önderliğinde ülkenin istiklalini sağlayan bir meclis. Bu noktada gurur, heyecan, anlam her düzeyde bambaşka olmalı değil miydi? Atatürk, 1921’de milli bayram olarak kutlanmasına karar verilen 23 Nisan’ı 1929’da çocuklara armağan etti. O nedenle Meclis’in de halk kadar kutlamalara coşkulu katılması gerekirdi.”

OMUZ OMUZA DAYANIŞMA BİZİ DAHA KUVVETLİ KILAR
Yeniden tek yürek
QUATRO Siyaset Stratejileri Başkanı Dr. Elif Dördüncü Aydemir: “Siyaset dilinin değişmesi ve art arda gerçekleşen seçimler son 10 yılda Türkiye’yi oldukça kutuplaştırdı. ‘Biz ve onlar’ söyleminin neredeyse her alana hâkim olduğu bir dönemden geçtik. Koronavirüsün günlük hayatımızı beklenmedik bir şekilde durma noktasına getirmesi, hepimizin aslında aynı kaderi paylaştığımızı, sadece omuz omuza bir dayanışmanın bizi kuvvetli kılabileceğini ve sürecin toplumsal dayanışmayla aşılabileceğini hatırlattı. Bu dayanışma ruhunun en kuvvetli tezahürlerinden biri, bizi bir ulus olarak birbirimize bağlayan, toplumsal kimliğimizin en önemli unsurlarından büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyon ve liderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşı ve bu milletin iradesini, milletin kendisine emanet eden, 23 Nisan 1920’de açılan meclisimizdir. Bu toplumsal hatıra gencinden yaşlısına, her eğitim ve siyasi düşünceden vatandaşımızın hafızasında mevcuttur, derinden yüreğindedir. Bu 23 Nisan’da halk siyasetçilerin her türlü gündemi kendilerine yontma eğiliminin çok ötesine geçti ve birlik, beraberliği günlük siyasetin ötesine taşıyan bir kutlama yaptı. Bu, toplumsal bilinçaltının sağduyu ve iradesinin kendini en güvenli ve umutlu hissettiği alana geri dönmesidir.”

 

Yazarın Tüm Yazıları