Mahsa protestoları rejimi yıkar mı

İran’da 13 Eylül Salı günü saçının küçük bir kısmı gözüktüğü ve başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından dövülerek gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü ardından başlayan eylemler ülke geneline yayıldı. Kadınlara erkekler de katıldı. Ancak İran rejimi hem internet kısıtlamalarına gitti hem de sokağa çıkanlara polis ve asker ile karşılık veriyor. Peki, İranlı kadınlarının bu mücadelede talepleri neler? Türkiye’deki kadın hareketinin desteğini nasıl görüyorlar? Eylemler İran’da bir rejim değişikliğine kadar varır mı?

Haberin Devamı

İRANLI KADINLAR BAŞÖRTÜSÜNE DEĞİL ZORUNLU ÖRTÜNMEYE KARŞI

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı
İran’daki protestolar dünya geneline yayıldı. Milyonlarca kadın eylemlere destek verdi.

Türkiye’de yaşayan İranlı akademisyen ve gazeteci Dr. Savash Porgham’a göre Masha Amini’nin öldürülmesi ile başlayan eylemler ‘dış güçler’e bağlanıp etkisiz kılınamayacak kadar önemli. “Bunun iki nedeni var” diyor Dr. Porgham ve şöyle devam ediyor: “İran’da çok uzun zamandır pahalılığa-yolsuzluklara-susuzluğa karşı, işçi, kadın, emekli hakları gibi birbirinden farklı konularda eylemler var. Yani bitmeyen bir eylem silsilesi. İkinci olarak da İran’daki kadın hareketi çok güçlü ve köklü. Sosyal medyada başlayıp bunu sokaklara entegre eden bir kadın hareketi bu. Dolayısı ile bu eylemleri dış güçlere bağlamak ülke dinamiğini bilmemek ve kadın hareketinin verdiği mücadeleye haksızlık etmek anlamına gelir.”

Haberin Devamı

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı

ÖRFİ BİR GELENEK

Peki, İranlı kadınların sokaklara taşan eylemlerde talepleri neler? Dr. Porgham diyor ki: “Eylemlerde iki temel unsur öne çıkıyor. Bir; kadınların başörtülerini çıkarıp yaktıkları ya da sopalara takıp salladıklarını görüyoruz. Burada çok net şekilde başörtüsü karşıtlığı var. İki; “Diktatöre Ölüm”, “İslam Cumhuriyeti İstemiyoruz” gibi İslam ve rejim karşıtlığına evrilen sloganlar duyuyoruz. Genel bir perspektiften konuşacak olursak da şunu söylemek mümkün; İran’da toplumun önemli bir kesimi örtünme değil zorunlu örtünmeye karşı. Herkes istediği kıyafeti giysin, isteyen peçe/örtü taksın, isteyen başı açık dolaşsın istiyorlar. Ancak rejimin tutumu o kadar sert ki protestolar bir noktada rejim-din karşıtlığına bağlanıyor. Araştırmalara göre İran’da çok büyük bir kesim başörtüsünü İslami inanç gereği değil örfi bir gelenek olduğu için takıyor. Ciddi bir inanç erozyonu var. Rejimin baskısı da bu erozyonu ve sokaktaki tepkiyi daha da arttırıyor.

Haberin Devamı

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı
İstanbul’daki gösteride bazı kadınlar saçlarını kesti.

COĞRAFYA KADERDİR

İran’daki eylemler Türkiye’deki kadın hareketinin de gündeminde. Kaldı ki İstanbul’daki eylemlerde kadın dayanışmasının ne kadar güçlü olduğunu gördük. Mahsa Amini isminin, hem de Farsça yazılışı ile sosyal medyada en çok konuşulanlar listesine girdiğini belirten Dr. Porgham, “Bunu önemsiyorum. Çünkü bu işi bir adım öteye taşıyacak olan şüphesiz kadın dayanışmasıdır. Türkiyeli kadınların desteği önemli çünkü bu coğrafyada ülke ayırt etmeksizin kadınların kaderi ortaktır” mesajı veriyor.

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı
Savash Porgham

BİR SORU CEVAP

REJİM ASLA GERİ ADIM ATMAYACAKTIR

- Rejim sizce bu baskıyı daha ne kadar sürdürebilir? Bir noktada kırılma yaşanır mı?

Haberin Devamı

Bu iş bir devrim ile sonuçlanabilecek nitelikte değil. İran’da bundan çok daha büyük eylemler oldu. Ancak toplumsal kesimlerin amaçları farklılıklar gösterdiği yani hedefler aynı olmadığı için rejim bu eylemleri kolaylıkla sönümledi, bastırdı. Dolayısıyla toplumun tüm kesimlerini kapsayan ‘ortak’ bir ayaklanma olmadığı sürece bu eylemlerin bir devrime, bir rejim değişikliğine dönüşmesi ne yazık ki imkânsıza yakın. Bunu eylemleri küçümsemek için söylemiyorum, aksine bu önemli bir kırılma noktası ve bir korku eşiğinin aşılmasıdır. Bundan sonra kadın hareketi asla geri adım atmayacaktır. Ama rejim de geri adım atmayacaktır. Çünkü başörtüsü meselesi İran rejiminin kırmızı çizgisi, beka meselesidir.”

Haberin Devamı

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı
Sara Pasha

İRAN’DA KADIN OLMAK KOCAMAN BİR YALANI YAŞAMAK GİBİ

Sara Pasha, Tahran’da doğup büyüyen ve 22 yaşından sonra, ‘Başka bir hayat mümkün’ diyerek, İngiltere’ye göç eden önemli bir aktivist, benim de kıymetli bir arkadaşım. İran’da kadın olmanın ne demek olduğunu sordum. Şöyle yanıtlıyor: “İran’da kadın olmak iki farklı hayatınız olması anlamına geliyor. Biri sokakta, okulda zorunlu olarak başörtüsü takıp ve hatta bunu seviyormuş gibi yapmak zorunda olduğunuz diğeri de gözlerden uzak kaldığınızda, evinizdeki gerçek yaşamınız. İki hayat arasına sıkışıp kalıyorsunuz. Annemin dini inançları kuvvetlidir ama başı kapalı değil. Babam modern, liberal biri. Bize hiç karışmadı. Yani evdeki yaşam ile dışarıdaki gerçeklik hiçbir zaman aynı değildi. Bir oyunun parçası gibiydik. Kocaman bir yalanı yaşıyorduk. Bir keresinde ahlak polisi, ruj sürdüğümü fark ettiği için gözaltına alacaktı beni ama onlardan önce davranıp ruju sildiğim için yapamadılar. Ama çok arkadaşımın saçı göründü ya da bir erkekle yan yana yürüdü diye kırbaç cezası almışlığı var.”

Haberin Devamı

Şah Rıza döneminde modernleşme adına kadınların başından örtüsünün zorla çıkarılmasına nasıl karşı geldiysek zorla başörtüsü taktırılmasına da karşıyız. Bırakın isteyen, dilediğini giysin. Bugün kadınların her şeyi göze alıp sokaklara çıkması, protestolara katılması büyük bir korku eşiğinin aşılmış olduğunu gösteriyor. Ancak bu eylemler ile rejimin değişeceğini düşünmek naiflik olur. İran’da çok farklı etnik grup var ve bu o kadar kolay değil. Ayrıca uluslararası destek de yok. Gerçi destekleyip güzel ülkemi Irak ya da Afganistan’a benzetsinler de istemem. Ne yapacaksak kendimiz yapa-
cağız.

Mahsa protestoları rejimi yıkar mı
Kiana Hamidian

BİZİ YALNIZ BIRAKMAYIN

Şu an Tahran’da bulunan Kiki Zadegan,Sokaklar çok karışık. Eylemler devam edecek çünkü kadınlar olarak artık hakkımızı almak istiyoruz. Rejim, eli silahlı sivilleri sokaklara gönderiyor. Bizimse sadece inancımız var. İnternet erişimi minimumda. Şunu söylemek isterim; tek başımıza kazanamayız. Uluslararası anlamda dayanışma şart. Bizi bu karanlıkta, yalnız bırakmayın” mesajı veriyor.

Yazarın Tüm Yazıları