İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı

Araplar bizi sırtımızdan vurdu... Filistinliler topraklarını sattı...

Haberin Devamı

1. Dünya Savaşı’nda Arapların halifenin çağrısına uymadığı ve İngiltere ile işbirliği yaparak Osmanlı’yı ‘arkadan’ vurdukları ve Filistinlilerin topraklarını sattıkları için yurtlarını kaybettikleri iddiası- klasik bir söylem olarak- Hamas- İsrail arasında devam eden çatışmalar ile yeniden dolaşıma girdi.

İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı
İngiliz General Edmund Allenby, 11 Aralık 1917’de Kudüs’e girdiğinde yerel halk sevinç gösterilerinde bulunmuştu.

Peki bu söylemlerin ne kadarı doğru? Filistinliler topraklarını gerçekten de Yahudilere sattı mı yoksa sürüldüler mi? 1. Dünya Savaşı yıllarında Arap coğrafyasında dengeler nasıldı? Tarihçi, Dr. Mehmet Tütüncü ile Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Prof. Dr. Ahmet Uysal’a sordum.

Haberin Devamı

ARAPLARIN TÜMÜ DEĞİL ŞERİF HÜSEYİN İHANET ETTİ

İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı

Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Başkanı, Tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü, Arap coğrafyasının Osmanlı ile ilişkilerinin 1. Dünya Savaşı öncesinden değişmeye başladığını ve bu değişimin coğrafyanın önde gelen bazı aktörlerini bölge dışı devletlerle iş birliğine kadar götürdüğünü söylüyor ve diyor ki: “O dönem İngiliz ve Fransız istihbarat- propaganda faaliyetleri son derece güçlüydü. İş birlikçi aktörlerden en tanınanı da Şerif Hüseyin ve oğulları idi. Bu “ihanet” meselesinin ucu onlara dokunuyor.” Şöyle detaylandırıyor: “Doğrudur, Osmanlı arkasından vurulmuştur. Ancak tüm Arap coğrafyası tarafından değil. Şerif Hüseyin, Asir İmamı Seyyid İdris gibi bazı etkin aktörlerin İngilizler ve Fransızlar ile anlaşması sonucu.Peki, Şerif Hüseyin nasıl bir anlaşma yaptı?

KRALLIK UĞRUNA İNGİLİZLER İLE ANLAŞTI

Yanıtı şu: “İngiltere’den kendi krallığının tanınacağı vaadini aldı. 1916’da İngilizler›in desteği ile Mekke’de isyan başlattığında, asıl plan Filistin topraklarının Osmanlı’dan alınmasıydı. ‘Arabistanlı’ diye tanıdığımız- Thomas Edward Lawrence ile anlaşarak, Hicaz demiryolunun bombalanmasından tut aynı anda birçok isyan başlatıldı. Bu isyan çıkmamış olsa Kudüs düşmezdi. Şerif Hüseyin sadece bir piyondu. Ama isyana Arapların çoğunluğu katılmadı. Mesela, Medine’yi Fahreddin (Türkkan) Paşa savaşın sonuna kadar savunmayı başardı. İsyancılar- Araplar ve Filistin ayrı konular. Şerif Hüseyin’in isyanı yanına kaldı mı dersen. Hayır, kalmadı. Fransa bölgeyi İngiltere kontrolündeki bir iktidara bırakmak niyetinde değildi. Şerif Hüseyin istediği krallığı kuramadığı gibi anlaşma da bölündü. İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes-Pichot antlaşması sonucu Filistin, İngilizlere, Lübnan- Suriye Fransızlara kaldı. Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal Irak kralı oldu. Güneyden Suud’ların gelmesi ile Şerif Hüseyin’de Arabistan kovuldu. İngiliz kolonisi altındaki Kıbrıs’ta öldü.

Haberin Devamı

İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı

BU TARZ SÖYLEMLER POLİTİK BİR AJANDANIN ÜRÜNÜ

İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı

Aynı soruyu Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Prof. Dr. Ahmet Uysal’a da sordum: Araplar bizi sırtımızdan mı vurdu? Yanıtı şu: “Hiçbir Arap toprağımızı Araplar isyan etti diye kaybetmedik. Aksine Cezayir, Libya, Tunus, Mısır (ki zorla elimizden aldılar) batılı güçler ile girdiğimiz mücadele sonucu kaybettik. Kaldı ki Arap dünyasının tamamına baktığımızda Şerif Hüseyin’in temsili yüzde 5’i bile bulmaz. Demem şu ki Fettullah Gülen’in Türk olması Türklere, PKK’lı teröristlerin Kürt kökenli olması Kürtlere, Ethem’in Çerkez olması Çerkezlere yüklenebilir mi? Hayır. Buna da öyle bakılmalı. Şerif Hüseyin tüm Arapları temsil etmemektedir. Savaş süresince Filistinliler, Arap ve Kürtler Osmanlının yanında durmuştur. Dar bir grup Osmanlıya isyan etti diye 300 milyonluk Arap dünyasını ret mi edeceğiz? Arap yarımadasında Türk, Türkiye’de Arap nefreti oluşturulmak isteniyor. ‘Araplar bize ihanet etti’ gibi söylemler işte bu politik ajandanın ürünüdür.”

Haberin Devamı

ÖNCE BALFOUR DEKLARASYONUNA BİR BAKIN

-Gelelim ikinci soruya: Filistinliler toprak sattıkları için mi bugün bu durumdalar?

Tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü diyor ki: “O dönemde toprak satışı vardı ama münferitti. Dolayısıyla ‘Filistinliler topraklarını sattı’ demek çok büyük cahillik, büyük saçmalıktır. Ki o dönem Yahudilere toprak satışı da yasaktı. Zira Osmanlı, buraya Yahudilerin yerleştirileceğini ön görüyordu. Ancak, “Evangelist” Hristiyanlar burada Yahudilere taşeronluk yaptılar. Bu şekilde bazı topraklar satıldı. Ancak Filistin’in toprak kaybetmesindeki asıl mesele İngilizlerdir. Balfour Deklarasyonu, Kudüs’ün yeniden Yahudi yerleşimine açılmasına olanak sağlamıştır. Hatta dönemin Dışişleri Bakanı Balfour, Rothschild ailesine bir mektup yazmış, ‘Yahudiler’in Filistin’de yurt kurmalarına müsaade edeceğiz’ ifadelerini açıkça kullanmıştır. Bu deklarasyon yayınlandıktan sonra toprak satsan ne satmasan ne! 1948’de İngilizler, ABD’nin bilgisi dahilinde, bir gecede Filistin topraklarından çekilince, onca yıl silahlanan Yahudi milisler de aynı gece İsrail Devleti’ni ilan ettiler. Olay budur.”

Haberin Devamı

İsrail-Filistin savaşının bitmeyen iki argümanı

BATI ELİYLE TOPRAKLARINDAN GÖNDERİLMEK  İSTENEN BİR HALK VAR

ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal: “Filistinlilerin toprak sattıkları için ‘topraksız’ kaldıklarına inanılması kara bir propaganda. Doğru. O dönem toprak satıldı. Filistin’de önceden de Yahudiler ve Hıristiyanlar vardı ve her Osmanlı vatandaşı gibi onlar da arazi alıp, satabiliyordu. Ama bunun savaşın gidişatını etkilediği ve tarihi değiştirdiğini söylemek mümkün değil. Bugüne bakalım. Savaş dolayısı ile Alanya’da Ruslar arazi ya da ev satın alıyor. ‘Burası bizim ülkemiz, gideceksiniz’ deseler, ‘Babamız satmasaydı’ mı diyeceğiz? Bugün İsrailliler hala, 10 kat fiyat vererek, Kudüs ve Batı Şeria’da emlak almaya çalışıyor ama Filistinliler tarlalarının yakılması, yüksek duvarlar örülmesi, hatta ölümü göz alarak yerlerini terk etmiyor, direniyorlar. Filistin sorununu basit bir sınır anlaşmazlığı gibi göstermek için kasıtlı girişimler var oysa gerçekte Batı sömürgeciliğinin desteğiyle topraklarından temizlenmek istenen bir halk var.”

Yazarın Tüm Yazıları