Mucizeler kitabı

Her bir isim. Her bir hikâye. Nasıl çevre gönüllüsü oldular? Ve başardılar

Haberin Devamı

KİTAPTAKİ ilk hikâyeyi okuyunca ağzımdan döküldü bu başlık... Sonra diğer isimlerin hayat hikâyelerini kendi kalemlerinden okudukça:

Evet bu bir “mucizeler kitabı olmuş” dedim.

Doğaüstü demeyi biliriz. Ama bu insanları okuyunca... Asıl olanın “doğaüstü” değil, “doğa aşkı” olduğunu gördüm. Evet...

Kitabın başında “En iyi proje ödüllü Sıfır Atık Hareketi’nin savunucusu Emine Erdoğan’ın katkılarıyla” ifadesini görünce:

Bunun bir protokol kitabı olduğunu varsayabilirsiniz. Ama değil. Tam tersine...

Mucizeler kitabı

Doğaya ve insana doğru kök salan bir kitaptır bu...

Kitapta hayatlarını çevreye adamış insanların hikâyeleri var. Doğa için birleşme ruhu var. Adı da “Dünya Ortak Evimiz”...

Haberin Devamı

Hangi kampın, hangi siyasi düşüncenin insanı olursanız olun...

Bütün bunların çok ötesinde ve üzerinde...

Anne babalar ve gençler; bu örnek isimlerin hayat hikâyelerini mutlak okuyun derim.

Göreceksiniz. Bazen bir insan yetiyor. Ve o insanlar birlik olunca dünya daha güzel oluyor.

1. ASTIM HASTASI BİR ÇOCUK 100 METREYE DALINCA

ŞAHİKA ERCÜMEN

Mucizeler kitabı

(Profesyonel serbest dalgıç. Katıldığı yüzme ve sualtı sporlarında 100’den fazla ulusal ve uluslararası madalya kazandı. Suların korunması ve nesli tehlike altında olan türler için sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor...)

“Çocukluğumda astım hastalığından dolayı ne spor yapabiliyor ne de ailemle dışarıda zaman geçirebiliyordum. Doktorlar spor yapamayacağımı söylemişlerdi.

Astım yüzünden okula geç başlayabilmiştim. Her gün sayısız ilaç ve iğne oluyordum.

Bir gün okul gezisi sırasında Su Sporları Kulübü’nü ziyarete gitmiştik. Dalıp çıkan sporcuları gördükçe sualtını iyice merak etmiştim. Orada suyun altında tek nefes ile gidebildiğim kadar gitmemi istediler. Suya dalınca âdeta zaman durmuştu. Sessiz ve yerçekim olmayan bir dünyaya girmiştim. Suyun altından çıkmak istemedim. Öyle uzak mesafeye gitmişim ki antrenörler mutlaka bu sporu denememi söyledi. Ama doktorlar ve ailem devam etmeme izin vermediler. Ben de gizli gizli antrenman yapmaya başladım.

Haberin Devamı

Bu süreçte sağlığım iyiye doğru gidiyordu o yüzden bir şekilde ikna oldular.

Şimdi nefesimi 6 dakika tutabiliyorum...

Ve 100 metreden daha derine dalabiliyorum.”

Arkadaşlar, bu bir mucize değildir de nedir?

Bir astım hastası küçük kızın sualtındaki mucizesi. Düşünün, 6 dakika nefes tutabiliyor.

100 metreye dalıyor...

Mucizenin dahası da var...

CANLIDAN ÇOK PLASTİK

Çünkü uyarıyor: “Maalesef son yıllarda yaptığım dalışlarda canlı türlerinden çok plastiklerle karşılaşıyorum. Çoğumuzun su yüzeyinde gördüğü atıklar toplamın yüzde 15’idir. Asıl çöplerin yüzde 70’i deniz tabanındadır.”

Ve ekliyor: “Yaşamının çoğunu doğada ve denizde geçiren bir sporcu olarak bu gördüklerime tepkisiz kalmam mümkün değildi. Sıfır Atık Projesi başta olmak üzere ülkemizin korunması gereken birbirinden güzel deniz ve göllerinde rekor denemeleri ve keşif dalışları yaptım. Amacım sudaki yaşamı tanıtmak, korumak için ilham vermekti. Mavi gezegenimiz için nefesimi tutuyor olmak kırdığım dünya rekorları kadar anlamlı olmuştur...”

2. UYAN ANNE! 2050’DE ELMA YOK, SU YOK

Mucizeler kitabı

NİL KARAİBRAHİMGİL

Haberin Devamı

(Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Nil Kızları burs fonu kurucusu. İklim krizi duyarlılığını arttırmak için Yuvam Dünya Derneği kurucusu...)

Her şey ‘2050 yılında çocuklar elma bulamayacak’ cümlesini duymamla başladı... Nasıl yani?

2050’de elma yok mu?

Sadece elma değil, pamuk yok, pirinç yok. En fenası su yok dediler...

Kuraklık oğlumu doğururken hiç aklıma getirmediğim bir şeydi. Kurak çölleşmiş bir dünya...

Ben derdimi hep şarkılarla anlattım. Elmayı duyunca da öyle yaptım, “Yeter Anne” şarkısını aslında oğlumun ağzından kendime yazdım

“Uyan Anne”yi söyledim ama son iki yılda da hayatımı değiştirdim. Karadeniz’e yakın ormana komşu bahçeli bir eve taşındık. Yediğimiz şeyleri bahçemizde yetiştirmeye başladık. Hayvanlarımız oldu. Mutfaktaki atık hayvanlarımıza ve bitkilere yem oldu. Enerjiyi güneşten alıyoruz. Elektrikli araba kullanıyoruz. Seyahat edersek ağaç dikiyoruz.

Haberin Devamı

İLK ÖĞRETMEN DOĞA OLMALI

“Doğaya, dünyaya saygılı çocuk için önce ona sevdalı çocuk yetiştirmek gerek.

Kaplumbağadan öğrensin hep en hızlının kazanamayacağını

Arılardan öğrensin çalışkanlığı

Karıncadan öğrensin boyunun kaç katı şeyleri kaldırabileceğini

Horozdan duysun sabahı

Kelebeklerin okyanus geçen büyük göçlerinden ilham alsın

Denizlerden öğrensin nefesini tutmayı

Örümcekten öğrensin yeniden yeniden yapmayı

Çamurdan öğrensin şekil vermeyi

Kardan adamdan görsün eriyip gitmeyi

Dalgalardan bilsin her şeyin gelip geçtiğini.”

En büyük dileğim dünyamızı, yuvamızı daha fazla bozmamak için elimizden geleni yapmamızdır.

3. OKYANUSLARIN PEŞİNDE BİR HAYAT

Mucizeler kitabı

Zafer Kızılkaya...

Haberin Devamı

(Kıyı ve liman mühendisi Kızılkaya, Pasifik Okyanusu’nda deniz koruma alanları projelerinde araştırmacı ve sualtı fotoğrafçısı olarak 10 yıldan fazla çalıştı. Akdeniz Koruma Derneği kurucusu. 2017 yılında “Yeşil Oscar” olarak bilinen Whitley Fund for Nature Altın ödülünü aldı.)

Gökova’da yaptığım dalışlarda suyun altının çölden farksız olduğunu gördüm. Balıkçılarla konuştuğumda balık türlerinin hemen hepsinin kaybolduğunu öğrendim. National Geographic araştırma ekibi ile yaptığım görüşmeler sonrası Akdeniz için kapsamlı bir araştırma projesi başlattık.

GÖKOVA’NIN KURTULUŞU

Gerçek anlamda bir deniz koruma alanı yaratmak Gökova’yı kurtarabilirdi.

Birleşmiş Milletler Destek Programı’nda bulduğumuz bir fonla bir yıla yakın yaptığımız toplantılar sonucunda balıkçıları ikna edebildik. Ve balıkçılığa kapatılacak koruma alanlarını belirleyip ilan ettik.

Yasadışı balık avcılığı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de engellenmesi en zor faaliyetlerden birisidir. Endonezya’da çalışırken kurduğumuz denetleme koruma sisteminin bir benzerini Gökova’da kurmak istedik...

MUSTAFA KOÇ DESTEĞİ

Rahmetli Mustafa Koç. Yakın arkadaşım balıkçılık uzmanı akademisyen Vahdet Önal ve diğer deniz sever arkadaşların da katılımı ile 2012 yılının ağustos ayında Akdeniz Koruma Derneği’ni kurduk ve böylece Gökova Körfezi’nde koruma ve izleme amaçlı çalışmalara başladık. İlk botlarımızı Mustafa Koç temin etmiştir.

Gökova Projesi, 2013, 2014, 2017 ve 2019 yıllarında çok sayıda uluslararası ödül aldı.

2017 yılında dünyanın en iyi koruma projesi seçildi.

Sıfır Atık Mavi Projesi kapsamında tanıştığımız Sayın Emine Erdoğan’a 2020 yılı başında tehdit altındaki coğrafyalar programı ve projemizin detaylarını anlatma fırsatımız oldu. Kendisi çok detaylı bir şekilde dinledi, projeyi desteklemek konusunda benden daha heyecanlıydı. Hemen sonrasında Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla yapılan toplantılarda projemizi paylaştık. Ve 2020 yılında Datça, Bozburun, Fethiye, Göcek, Dalyan Köyceğiz özel çevre koruma alanına alındı.

İŞTE KİTAPTAKİ ÖRNEK İSİMLER:

Her biri Sıfır Atık Projesi’ne destek vermiş çevre gönüllüsü isimlere gelince: Claudio Tomasi, Murat Vargı, Deniz Ataç, Güven İslamoğlu, Aslı Pasinli, Gönül Paksoy, Deniz Sağdıç, Şadan Kaptanoğlu, Prof.Dr.Huriye Martı, Prof.Dr. Nilgün Kıran Cılız, Sümeyye Ceylan, Kıvılcım Kocabıyık, Olcay Silahlı, Şemsa Denizsel, Alper Tüydeş, Nardane Kuşçu, Ayten Çöl, Halil Hallaç, Nazım Tanrıkulu, Prof.Dr. Mehmet Emin Birpınar...

Evet arkadaşlar...

Bu kitapta daha onlarca isim var. Her biri ayrı bir başarı hikâyesi. Hepsi Sıfır Atık Projesi için bir şeyler yapmışlar...

Bu kitap okullara dağıtılmalı. Çünkü çevre duyarlılığını taşıyan insanların yaşayan hikâyeleridir.

Ders niteliğindedir.

Yazarın Tüm Yazıları