Bu mektubu bütün sağlık çalışanları için yayınlıyorum

İki büyük hastane grubunun sahibi...

Haberin Devamı

Trabzonspor’un eski başkanı...

Muharrem Usta...

Sporseverliğinin, doktorluğunun yanında tam bir gönül insanı...

İşte o patron, kısa süre önce koronavirüs yüzünden kaybettiği doktor arkadaşının ardından bir yazı kaleme alıyor.

Dr. Engin Türkmen... 

Usta’ya ait bir hastanenin başhekim yardımcısıydı. Koronavirüsten vefat etti.

Her birimizin “inanç adresleri”ne yazılmış bu mektubu olduğu gibi yayınlayacağım. Ama önce benimle ilgisini de anlatmam lazım...

CANIM ANNEMİ O YAŞATMIŞTI

Doktorlar annem için 5-6 ay ömür biçmişlerdi... Sevgili dostum Osman Müftüoğlu ile defalarca konuştum.

Çevremden aldığım bilgiler, Dr. Engin Türkmen diyordu.

Osman, “Hiç düşünme” dedi.

Öylece tanıştık. İlk muayeneden sonra...

Ben elimden geleni yapacağım. Ama siz annenizi hoş tutun” dedi.

Annemi yanıma almıştım. 

Haberin Devamı

Her pazar önce Sarıyer’de balık yer, sonra Kilyos sahillerine gidip babamla anılarını dinlerdim... Dr. Engin’le dost olmuştuk. Çünkü doktorluğu kadar verdiği pozitif enerji annemi mutlu ediyordu... Dr. Engin’le konuşunca, annem sanki düzeliyor, güçleniyordu... Evet, arkadaşım Dr. Engin tam 3 yıl yaşattı annemi.

Bana annemle yaşayacak 36 ay verdi. Annemin sesini duyabileceğim 1000 gün bağışladı...

Onun sayesinde canım annemi, şarkılarını dinleye dinleye, ellerini öpe öpe uğurladım.

Nur içinde yatsın...

Ve önceki gün Aylin’den bir telefon aldım...

Fatih Bey, üzücü bir haber veriyorum. Nezahat annenin doktoru Engin Bey vefat etmiş...”

Ne yapacağımı şaşırdım. Başsağlığı için Muharrem Usta’yı aradım. O da feci bir haldeydi...

Hiç sorma dostum. Bir canımızı kaybettik. Çok konuşamıyorum. Ama senin de sevdiğini bildiğim için onun ardından yazdığım bir yazıyı göndereyim...”

AH ENGİN AH!

Bana göre bütün adreslere yazılmış bir mektuptu bu.. Bir hastane sahibinin, nasıl bir belayla uğraştığımızı bütün çıplaklığıyla anlattığı bir mektup... Kendisinden izin alıp burada yayınlıyorum.

“Çaresizliği hissetmek...

Hayat tarifi imkânsız duygularla hepimizi derinden sarsıyor. 

Bir tarafta insanın yaşam sevinciyle bağlantılı yarınlara dair bitmez tükenmez hayalleri... Diğer tarafta hayatın insana hazırladığı acı süprizler.

Haberin Devamı

Nereden bilebilirdik bu kadar kısa süre içerisinde tarifi imkânsız acılarla derinden sarsılacağımızı.

Bir doktor olarak, hem de korona konusunda bu kadar tecrübeli bir doktor olarak hayalinde böyle bir şey muhtemelen hiç canlanmamıştı.

Üstelik o çaresiz kalsa bile çok sayıda can dostu hekim arkadaşının onun için mücadele edeceğini, seferberlik ilan edeceğini elbette biliyordu.

Evet...

Böyle bir sona doğru gidebileceği hiç aklına gelir miydi acaba. 

Ya da bizlerin aklının ucundan geçer miydi.

Ta ki...

Koronaya yakalanıp yoğun bakıma girmenin ne demek olduğunu bilmesine rağmen, ‘Artık dayanamayacağım, beni yoğun bakıma alır mısınız’ dediği ana kadar.

Evet...

Haberin Devamı

Hiçbirimizin hayal dünyasından onun gibi bir doktorun bu virüsten dolayı böyle bir acı sonla karşılaşacağı geçmiyordu.

Her an, her gün yeni bir umutla can dostları, hekim arkadaşları gecelerini gündüzlerine katarak mücadele ettiler ama olmadı.

Engin için, o güzel insan için herkes elinden gelen her şeyi yapmak için çırpınıp durdu. Ama olmadı, maalesef olamadı. Onlarca kendi alanında deneyimli hekimin uğraşısına rağmen maalesef sonuç alınamadı, olmadı, olamadı.

Yıllardır binlerce insana şifa eli uzatan Engin’imiz için bu kez onlarca hekim arkadaşı şifa elini uzattı ama olmadı, olamadı.

Hekimler olarak çaresizliği ciğerlerimiz dağlanarak, gözlerimizden yaşlar akarak, en derin şekilde bir kez daha hisseder olduk.

Ah Engin ah...

Haberin Devamı

Her gün her gece ve her sabah bu canımız yanarak, içimiz sızlayarak, gözyaşı dökerek senin için dua ettik ama olmadı. Henüz ömrünün baharında, gencecik yaşta etrafına pozitif enerji yayan can dostum... Senin gibi engin bir tecrübeyi, gölgesinde binlerce hastanın şifa bulduğu büyük bir çınar ağacını kaybettik.

Sen bize çaresizliğin ne demek olduğunu... 

Bunca imkânlara rağmen, senin için canını dişine takıp mücadele eden bunca hekim arkadaşının sınırsız çırpınışına rağmen çaresizliğin ne demek olduğunu yaşattın.

Ah be güzel kardeşim... Şimdi elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor.

Seni daima minnetle ve rahmetle anacağız.

Allah rahmet eylesin, mekânın cennet olsun!

Rabbim yar ve yardımcın olsun.

Muharrem Usta.”

Haberin Devamı

NE OLUR DİKKAT

Bu mektubu olduğu gibi yayınladım. Çünkü nasıl bir belayla uğraştığımız ilk ağızdan bilinsin istedim. Ne olur maske... Ne olur mesafe... Ne olur hijyen... Buradan bütün sağlık çalışanlarımıza gönül dolusu şükranlarımı gönderiyorum.

Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine sabırlar diliyorum...

Eğer onları seviyorsak, dikkat edelim...

Yazarın Tüm Yazıları