O dört ölçüm merkezi niye esrarengiz biçimde sustu

Biz çok üzerinde durmadık ama 8 Ağustos gününden beri Rusya’da esrarengiz bazı şeyler oluyor.

Haberin Devamı

Önce, biraz geç olsa da öğrendiğimizden başlayalım.

*

BİR: Rusya’nın kuzeyindeki Nyonoksa’da 8 Ağustos günü bir nükleer füze denemesi sırasında patlama oldu.

Buradan nükleer sızıntı olduğu haberleri geldi.

*

İKİ: Ancak bu olaydan 2 gün sonra daha yeni farkına vardığımız bir başka gelişme yaşandı.

10 Ağustos günü Dubna ve Kirov şehirlerinde bulunan iki “nükleer gözetim merkezi” sessizliğe büründü.

Neydi bu iki merkezin görevi?

Yaptığı ölçümlerle bölgedeki nükleer seviyeyi tespit ediyor ve bu verileri dünyaya iletiyordu.

*

Bu iki merkezin bizim açımızdan önemi şuydu.

Patlama olan yer Türkiye’ye uzaktı ama bu iki ölçüm merkezi yakındı.

Yani bizim açımızdan hayati öneme sahipti.

*

ÜÇ: Bundan üç gün sonra, yani 13 Ağustos günü, bu defa iki nükleer ölçüm merkezi daha sessizliğe büründü.

Haberin Devamı

Bunlardan biri Kazakistan yakınlarındaki Zalesevo, öteki de Rusya’nın Asya’daki en uzak uçlarından biri olan Bilibino Nükleer Ölçüm Merkezi’ydi.

Bu dört merkez niye susturuldu?

SUSTURULAN DÖRT MERKEZİN ÇİZDİĞİ ÜRPERTEN HARİTA

Bu olaylar duyulduktan sonra önceki gün Wall Street Journal’a konuşan bir uzman çok ilginç bir analiz yaptı.

Özetle dedi ki:

Veri sağlamayı bırakan dört ölçüm merkezi bize bir harita çiziyor: Patlamanın olduğu yerden başlayan nükleer ve kurşun sızıntısı, önce batıya yöneldi. Yani Ukrayna sınırına doğru indi.

Oradan güneye, yani bize doğru yöneldi...

Oradan da Asya’ya doğru ilerledi.

Bu analiz doğruysa, bu sızıntı bizim sınırlarımıza yakın yerlere kadar gelmiş demektir.

Rusya Devlet Başkanı Putin Fransa ziyareti sırasında Macron’un yanında, bütün dünyaya güvence verdi.

Her şeyin kontrol altında olduğunu söyledi.

Ama Rusya’nın Çernobil sabıkasını çok iyi biliyoruz.

O nedenle merak ediyorum.

Acaba Türkiye bu dört merkez hakkında Rusya’dan bilgi istedi mi...

Ve oradaki ölçümlerde elde edilen sonuçlar neydi?

İZMİR’DE PİCASSO VE AYNI HAFTA URLA’DA ÜÇ GÜN CAZ

İzmir ve Urla eylül ayında bir hafta harika olacak.

21 Eylül’de Picasso sergisi açılıyor.

27 Eylül’de ise “Urla Caz Günleri” yapılacak.

*

İlçenin farklı mekânlarında üç gün boyunca caz dinleyeceğiz.

Haberin Devamı

Kerem Görsev, Bülent Ortaçgil, Neşet Ruacan, Fatih Erkoç, Erkan Oğur, Jehan Barbur ve daha birçok caz sanatçısı orada olacak.

*

Mevsim dersen, tam mevsim.

Mekân dersen, Türkiye’nin Toscana’sı...

Gastronomi dersen, Türkiye’nin San Sebastian’ı...

YOLCUSUNU SAN DİEGO’DAN LA’YA TAŞIYAN THY, URLA’DAN DA TAŞIR

Türk Hava Yolları Çeşme’den Adnan Menderes Havalimanı’na otobüs servisi koyuyor.

Bence artık Urla’dan da koyma zamanı geldi.

Veya Çeşme servisini Urla’dan da geçirmek...

*

ABD’de yolcusunu lüks otobüslerle San Diego’dan Los Angeles’a taşıyan THY bunu da yaparsa harika bir Ege sonbaharı yaşarız.

O dört ölçüm merkezi niye esrarengiz biçimde sustu

GARDA KADININ PALTOSUNA MUSALLAT OLAN BİR ADAM

Yıl 1951...

Yer Milano tren garı...

Haberin Devamı

Perondaki banklardan birine oturmuş olan adam, trenden inen kadınları seyretmektedir...

Elinde bir fotoğraf makinesi vardır ve bazı kadınların fotoğraflarını çekmektedir.

Gözü, trenden inen kadınlardan birinin üzerindeki paltoya takılır.

Önce fotoğrafını çeker, sonra yerinden kalkıp kadına yaklaşır ve nazikçe sorar:

“Üzerinizdeki paltoyu bana satabilir misiniz?”

Kadın biraz şaşkınlık, biraz da korkuyla adama bakar...

Adam onun tepkisini beklemeden niyetini anlatır:

“Anna Magnani ile bir film çekeceğiz. Kostümleri ben hazırlıyorum. Bu paltoyu filmde kullanmak istiyorum, o nedenle almak istedim...”

Kadın bir süre bakar, sonra üzerindeki paltoyu çıkarıp adama verir ve şunu söyler:

Haberin Devamı

“Anna Magnani içinse paltomu alabilirsiniz”...

O palto bir yıl sonra gösterime çıkacak olan Visconti’nin “Bellissima” filminde dönemin en büyük İtalyan yıldızlarından biri olan şahane kadın Anna Magnani’nin üzerindedir.

O gün Milano garında kadınları seyredip fotoğraflarını çeken kişi, İtalyan sinemasının bana göre en büyük kostüm tasarımcısı Piero Tosi’dir...

Tosi 10 Ağustos günü Roma’da öldü...

92 yaşındaydı.

.......................................

Bu iki yazıdaki bilgileri New York Times’ın çarşamba günkü sayısından derledim.

O dört ölçüm merkezi niye esrarengiz biçimde sustu

PİERO TOSİ’DEN BANA KALAN ÜÇ HARİKA SAHNE

BİR: “Bellissima” filminde, kızını sinema oyuncusu yapmak için çalmadık kapı bırakmayan kadını oynayan Anna Mag-nani’nin bakışları ile kaldı...

Haberin Devamı

İKİ: “Venedik’te Ölüm”ün ilk sahnesinde, Dirk Borgarde’ın oynadığı Profesör Eisenbach’ın, onu Venedik’e getiren vaporetto üzerindeki duruşu ile...

ÜÇ: Tabii bir de aynı filmde Silvana Mangano’nun, otelin salonundaki o oturuşu... Elbiseleri, şapkaları...

Hepsi Visconti’nin yarattığı olağanüstü estetik bir dünyanın, ölünceye kadar unutamayacağım güzellikleriydi...

O dört ölçüm merkezi niye esrarengiz biçimde sustu

BÜYÜK KADINLAR, BÜYÜK ERKEKLER VE BÜYÜK GAY KRALLAR NASIL GİYDİRİLİR

Piero Tosi’yi tanımayanlara anlatayım.

*

Visconti’nin benim hayatımda çok derin izler bırakan “Venedik’te Ölüm”, “Leopar”, “Ludvig”, gibi başeserlerinde...

Zefirelli’nin harika opera uyarlaması “La Traviata”da...

Edouard Molinaro’nun “La Cage Aux Folles” filminde unutamadığımız kostümleri tasarlayan insandı.

O dört ölçüm merkezi niye esrarengiz biçimde sustu

Filmlerde Sophia Lauren’i, Maria Callas’ı, Claudia Cardinale’yi, Marcello Mastroianni’yi, Burt Lancester’ı, Dirk Bogarde’ı giydiren adamdı.

Tabii bir de Bavyera’nın gay kralı “Ludvig”i oynayan Helmut Berger’i...

*

Beş kere Oscar’a aday gösterilmiş ama ne yazık ki hiç alamamıştı.

*

Büyük kadınları ve büyük erkekleri giydirmeyi bilen insandı.

Bir de büyük gay kralları ve cinsiyetsiz güzellikleri seven profesörleri...

Yazarın Tüm Yazıları