Kim alkolik sayılır ölçüsü değiştirildi mi

Önceki gün tam anlamıyla bir “Blue Monday” kararı aldım.

Haberin Devamı

Kendime “alkoliklik testi” uygulayacağım.

Nedeni de pazartesi günü New York Times’ta okuduğum bir yazı...

Gazetenin sosyal editörlerinden Nancy Wartig içki sorununu nasıl aştığını anlatmış.

Bugün şu malum “içki sorunu” üzerine biraz kafa yormak istiyorum.

Kim alkolik sayılır ölçüsü değiştirildi mi

Wartig’in yazısından ilginç bir şey öğrendim.

“Kimlerin alkolik sayılacağı” konusunda dünyada yeni bir eğilim başlamış.

Yazıda “alkolikliğin” ölçüsünü belirlemek için uygulanan iki testten söz ediliyor.

Birincisi Dünya Sağlık Örgütü’nün AUDİT Quiz’iymiş.

Sizi 100 üzerinden skorluyormuş.

Nancy Wartig bunu yapmış ve 100 üzerinden 40 skor yapmış.

Sağlık Örgütü’ne göre bu tür insanlar “risk taşıyan orta içici” grubuna giriyormuş.

*

Haberin Devamı

Amerikan Psikiyatri Derneği 1980 yılında iki kategori oluşturmuş.

Biri “alkol kötüye kullanımı”...

Öteki “alkol bağımlılığı”...

Dernek 2013 yılında bu iki kategoriyi birleştirip bir “alkol kullanım düzensizliği” skalası çıkarmış.

Bu yeni sistemde yeni bir anlayış geliştirilmiş.

Kişinin “ne kadar alkol aldığına
değil, “aldığı alkolün onda ne etki yarattığına, davranışlarında ne değişikliklere yol açtığına” bakılıyormuş.

Anlayacağınız alkolizmin paradigmasını tamamen değiştirmişler.

BORDERLİNE KADIN VE ERKEK HAFTADA KAÇ BARDAK İÇER

AMERİKAN Psikiyatri Derneği paradigmayı değiştirmiş ama dünyanın birçok sağlık kuruluşu alınan alkol miktarını esas almaya devam ediyor.

Buna göre:
Kadınlar için haftada 7 bardaktan çok içki kötü...
Erkekler için ise bu miktar haftada

14 bardak...
Ancak Stanford Üniversitesi’nin 2016 yılında yaptığı bir araştırmaya göre bu standartlar da ülkeden ülkeye değişiyor.

Mesela Kanada ve

Fransa’da bunun üzeri de düşük risk sayılabiliyor.

Kendi payıma bir

“borderline erkeğim”...

Yani sınırdayım. Her akşam 2 duble viski içiyorum ve duruyorum.

Bu da 14 bardak ediyor....

Ama mesele burada bitmiyor.

Bardak ölçüsü nedir?

Kim alkolik sayılır ölçüsü değiştirildi mi

Haberin Devamı

7 ERKEK 7 KADIN ANLAŞAMADIK: ‘KADEH’ NE, ‘SHOT’ NE, ‘DUBLE’ NE

GEÇEN cuma akşamı bir arkadaş grubu bir araya geldik.

Masada 7 kadın var,

7 de erkek.

Hepimiz viski içiyorduk.

Aramızda Türkiye’nin en büyük viski şirketlerinden birinin yetkilisi ve bir viski ambassadoru da vardı.

*

Onlara sordum:

“Bir kadeh nedir?”

5 santilitreymiş.

Peki duble ne?

Normal olarak onun iki katı...

*

Ne var ki, Google’a girip baktığınızda görüyorsunuz ki bu konuda uluslararası bir standart yok.

Türkiye’de “tek” veya “kadeh” diye bir kavram var.

Batı’da ise shot...

*

Buna karşılık Türkiye’de “Bir tek atmak” kavramının yerini ölçü olarak “bir duble rakı” aldı.

BARDAK YERİNE ŞİŞE HESABI DAHA İYİ Mİ

Haberin Devamı

KADIN ve erkek haftalık rasyolarını öğrendikten sonra bardak hesabından şişe hesabına geçmeye karar verdim.

70’lik bir şişeyi 7 günde içersen, her gün iki tane 5 cl içmiş oluyorsun.

Yedi günde 14 bardak...

En kolay uygulanacak standart bu değil mi...

Bundan böyle pazartesi akşamı şişe açılıyor...

Pazar akşamı son

bardak konuyor...

Standart yani...

‘İÇKİ SORUNUMU ŞUTLADIM’ CÜMLESİ NE ANLAMA GELİR

GELELİM son meseleye... Terminoloji...

Nancy Wartig’in New York Times’taki yazısının başlığı şuydu:

“İçki sorunumu nasıl şutladım...”

*

Önce bu cümle ne anlama geliyor diye düşündüm.

İçkiyi bırakmak mı?

Kadın meslektaşım içkiyi bırakmamış, makul seviyeye indirmiş.

Tabii orada asıl soru önüme geliyor.

Makul seviyede içmek nedir?

Haberin Devamı

Ben kendime göre makul seviyede içiyorum.

Birçok arkadaşım da benim makul seviyede içtiğimi söylüyor.

Ama her gün içiyorum...

Bu makul bir şey değil...

*

İşte o nedenle önce bu yazının yazarının yaptığı gibi kendime ciddi bir alkoliklik testi uygulamam gerekiyor.

BİR EKSİKLİK

DÜN Okan Bayülgen’in “Uykusuzlar Kulübü” adlı progra-mını YouTube’da seyrettiğimi söylemiştim.

3N Medya Grubu Başkanı Murat Kelkitlioğlu arayıp haklı bir sitemde bulundu.

“Bu program bizim TV100 kanalımızda yayınlanıyor ama hiç adını geçirmemişsin” dedi.

Çok haklı bir sitem.

Ama artık tam bir YouTube tüketicisi olduğum için bunu atlamışım.

İKTİDAR MAHALLESİNDEN İKİ CÜMLE: BİRİ YEPYENİ

Haberin Devamı

Yazıyı kaleme alan kişi Prof. Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın bir öğretim üyesi. İbni Haldun Üniversitesi’nde çalışıyor.

Aynı zamanda AKP hükümetinin en önemli think tank’i sayılan SETA’nın genel koordinatörü.

Ve çok önemli iki şapkası daha var.

Cumhurbaşkanı’nın oluşturduğu Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu’nun bir üyesi.

Hükümete en yakın gazete olan Sabah’ta köşe yazısı yazıyor.

*

Burhanettin Duran geçen cumartesi ve dün İdlib konusunda iki yazı yazdı.

Dünkü yazısında Avrupa’ya ve ABD’ye iki uyarı yapıyor.

BİR: “ABD ve AB’nin İdlib’deki katliama seyirci kalması durumunda ise mülteci sorununun Avrupa başkentlerini vurması çok yakındır.”

Bunda yeni bir
şey yok.

Türkiye üç yıldan beri Avrupa’ya aynı uyarıyı yapıyor ve Avrupa da bunu çok antipatik bir şantaj olarak görüyor.

*

Ama yazıda ikinci bir uyarı var ki...

İşte o yepyeni...

Bakın Avrupa’ya ne diyor SETA Başkanı:

İKİ: “Rusya’nın Avrupa demokrasilerini baskı altına almasının önünde Türkiye’nin Suriye’deki insani odaklı politikası bulunuyor. AB, sınırlarını Türkiye’nin koruduğunu hiç unutmamalı.”

*

Bu cümleleri yorumlamama hiç gerek yok. Çünkü apaçık.

Diyor ki Cumhurbaşkanı’na yakın öğretim üyesi:

“İdlib’de Rusya’yı durdurmazsanız, hem göçmenler kapınıza dayanır, hem de Putin rejimi sizin demokrasilerinizi de tarumar eder...”

*

Ülkemiz aylardır korkunç bir Batı ve ABD düşmanlığı ikliminde yaşıyor.

Muhafazakârı, dincisi, milliyetçisi ulusalcısı, sağcısı solcusu şuursuz bir anti-
Amerikan ve anti-Batı histeriye yakalanmış gibi...

Amerika gitsin de isterse Rus’u, isterse Çin’i gelsin hezeyanlarını aşmak mümkün değildi.

*

Şimdi o mahalleden mantıklı bir ses duyunca sevindim.

Galiba yavaş yavaş Avrasyacılığın Ortadoğu batağına gömüldüğünü ve İdlib duvarlarında darmadağın olduğunu fark etmeye başlıyoruz.

Kim alkolik sayılır ölçüsü değiştirildi mi

SAĞDAN DİREKSİYONLU POLİSİYEDE BİR BAŞESER

DEDEKTİFİN kullandığı arabanın direksiyonu sağdaysa bilin ki o İngiliz polisiyesidir.

Yeni dizi “The Stranger”ı (Yabancı) bir gecede ve bir solukta izledim.

Mükemmel bir thriller...

“Marcella”da olduğu gibi burada da birbirinin içine girmiş en az 3 ayrı polisiyeyi izliyorsunuz.

Amerikalı yazar Harlan Coben’in romanından çekilen dizi daha ilk sahnesinde insanı yakalıyor ve sonuna kadar sürüklüyor.

Geçen hafta tavsiye ettiğim “Marcella”dan daha iyi bir thriller.

Samimi söylüyorum uykusuz kalmaya değer.

Yazarın Tüm Yazıları