Piyasa çift haneli enflasyonu da es geçiyor

EKONOMİNİN kuralları birileri istedi diye değişmiyor; Türkiye uyguladığı ekonomik politikaların sonucu olarak enflasyonda çift haneyi yaşıyor.

Haberin Devamı

Bu ekonomik anlayış sürdüğü müddetçe, bir-iki ay tek haneye inse de, bence çift haneli enflasyon devam edecek.

Temmuz sonunda tek haneye düşse de herkes biliyordu ki; yıllık enflasyon yeniden çift haneye çıkacak ve dalgalı bir seyir izleyecek. Ancak beklentilerin üzerinde gelen manşet rakam ve özellikle üretici ve çekirdek fiyatlarda beklenmeyen artış, biraz moralleri bozmuş görünüyor.

Peki, bu moral bozukluğu piyasaya, fiyatlamalara yansıdı mı derseniz, küçük oynamalar dışında, pek etkili olmadı.

Bence yine, birikmeye başlayan sorunlar şimdilik görmezden geliniyor. Sonuçlar daha ağırlaşınca ya da başka bir vesile ile olay patladığında bu biriken sorunların hepsi birden fiyatlanmaya başlayacak.

Piyasalar daha çok Fed’in faiz arttırımına kilitlenmiş, daha doğrusu kendilerini buna kilitlemiş durumda. Yıl sonuna kadar daha epey zaman var ve kâr artışını devam ettirmek için iyimser kalmakta fayda görüyorlar.

Avrupa Merkez Bankası kararları, büyük küresel aktörlerin “fiyatlarda bol para nedeniyle oluşan fiyat balonları”na dikkat çekmeleri, faiz arttırmasa bile Fed’in likiditeyi kısması ile başlayacak sıkıntılar gibi gelişmeleri, bilerek es geçiyorlar.

Sadece ekonomik uyarıları değil, Kuzey Kore gibi küresel gelişmeleri de izlemekle yetiniyorlar. Trump’ın faiz artışlarını geciktiren kötü yönetimi gibi siyasi gelişmeleri ise kısa dönem kâr maksimizasyonu için kullanıyorlar.


ASIL BUNDAN SONRASI ZOR
İçerideki piyasa oyuncuları da daha çok bu küresel trende bağlı davranıyor, içerideki ekonomik bozulmaları ve siyasi riskleri görmek istemiyorlar. Banka kârlarındaki artışın temmuz ayında da devam etmesi, niye böyle davrandıklarını çok iyi açıklıyor. Kâr sonuçları piyasa oyuncularının işlerini yaptıklarını, kâr arttırmaya devam ettiklerini gösteriyor.

Zaten makro dengeler, yüksek enflasyonun yaratacağı bozulma, büyüyen siyasi ve ekonomik riskler piyasa oyuncularının değil ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu.

Son enflasyon rakamlarına yöneticilerin tepkisine bakarsak, “Yıl sonunda yeniden tek haneye ineriz” dışında bir şey duymuyoruz.

Çünkü uyguladıkları politikaların sonucu enflasyonun buraya geldiğini zaten görmeleri gerekiyordu.

Uzun süre kurlara kayıtsız kalan, faizin arttırılmaması için Merkez Bankası’na baskı yapan politikacılar bu sonucu görmek zorunda. Bu politikaların dolarizasyon yaratarak kalıcı fiyat hasarlarına yol açtığı ortada.

Daha sonra Merkez’in ancak çok dolaylı yolla piyasa faiz oranlarını arttırmasına izin veren siyasiler, referandum nedeniyle bol teşvik ve Hazine desteğiyle patlatılan KGF kredilerinin talep etkisiyle bu sonuca yol açacağını beklemiyorlar mıydı?

Ağustos ayı fiyat gelişmelerine bakarsanız; KDV’si büyük ölçüde indirilen mobilya ve ev eşyalarında yaşanan yüksek zamları görüyoruz, eylül sonunda bu indirim bitince ne olacak?

Vergi nedeniyle yüksek akaryakıt fiyatlarında, en küçük küresel petrol fiyat artışında bile yapılan zamlar, bunların devam etmesi, sizce ilerisi için nasıl bir tablo ortaya koyuyor?

Fed faizi artışı ötelense de likiditenin kısılmasının TL’ye, yani kurların artışına etkisi olmayacak mı zannediliyor acaba?

Durdurulamayan kamu harcamaları ile artan Hazine borçlanması gelecek yıla nasıl etki edecek, sizce?

Özetle; piyasa gününü düşünerek kârını arttırıyor, piyasanın yüksek karını sağlayan da, bunu yaparken makro ekonomik dengeleri bozan da siyasi otorite.

Enflasyon rakamları başlangıç...

Yazarın Tüm Yazıları