Büyümedeki mevcut seyir sürdürülebilir değil

YILIN ilk çeyreğine ilişkin verilere bakacak olursak, bu yılın büyüme oranı programda yazılı olan yüzde 4’lük hedefe rahatlıkla ulaşır. Halbuki yüzde 4 hedef alındı ama hedefi koyan ekonomi yönetimi bile 2014 yılı büyüme oranını ‘en fazla yüzde 3’ olarak öngörüyordu.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yılbaşından bu yana verdiği demeçlerde bu yılın hedefine mümkün olduğunca yanaşmaktan sözetti, hedefin altında bir büyümede olacağını açıkça söyledi. Politikacılar bilindiği gibi büyümeyi severler ve genellikle de büyüme oranlarını yüksek göstermeye çalışırlar. “O zaman Babacan neden böyle söylüyor” derseniz nedeni açık; çünkü bu makro ekonomik dengelerle yüzde 4 büyüme oranı sağlanamaz. Sağlanırsa diğer dengelerde sorun çıkar. Babacan inandırıcı olmak için böyle söylüyordu.
Babacan dışındaki bakanlar ise, piyasaların fazla önemsemediği kişiler oldukları için, rahatlıkla bol keseden atmayı sürdürdüler. Hala da sürdürüyorlar.
Herkes biliyor ki; ilk çeyrekteki büyüme trendi yılın tümüne yayılabilecek bir trend değil. İkinci çeyrek de biraz canlı geçse bile, bu ivmenin kaydedileceği açık. IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlar, rating kuruluşları ve banka iktisatçıları, ilk çeyrek verilerini gördükçe, yavaş yavaş büyüme tahminlerini yukarı doğru revize ediyorlar. Ancak geldikleri revize rakamların hiçbiri hala yüzde 2.8’i geçmiyor. Özetle; yüzde 3 lük büyüme bu yıl çok iyi bir rakam.
Verilere baktığınızda; 1. çeyrekte görülen canlı üretim rakamlarında, stoka yönelik yapılan üretimin etkili olduğu açıkça görülüyor. Bence kurlarda yüksek seyir ve seçimler nedeniyle piyasanın canlı olacağı gibi beklentiler nedeniyle stoğa çalışma eğilimi yüksekti. Ancak bu eğilimin devam etmesi beklenmemeli.
Her ne kadar seçimler nedeniyle Hükümetin piyasayı canlı tutma çabası devam etse de, çift haneye çıkması beklenen enflasyon, canlılığın önlenmesini gerektirecek. Yine ilk çeyrekteki bütçe rakamlarının tek defalık gelirlerin yardımıyla bu kadar iyi çıktığı, dolayasıyla bundan sonra eskisi kadar rahat olunamayacağı, orta vadeli hedeflerde sıkıntı olacağı da söylenmeye başladı.
Özetle; ikinci yarıda büyümenin ivme kaybetmesi kaçınılmaz gibi gözüküyor.

Haberin Devamı

KÜRESEL RİSK İŞTAHI YARDIM EDİYOR

Küresel likiditedeki daralmanın korkulduğu kadar keskin ve erken olmaması ise risk iştahının yüksek seyretmesine, bu da bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerindeki canlılığın korunmasına yardım ediyor. Geçen hafta ABD Merkez Bankası Fed ile Avrupa Merkez Bankası ECB’den gelen haberler, bir süre daha mevcut seyrin devam edeceğini gösterdi. Bir başka deyişle daralmanın ötelenmeye devam ettiği görülüyor. Fed’in faiz artırımlarına başlaması için 2015’in bekleneceği beklentisi pekişirken, ECB ise piyasalara “genişletme yaparım” diye sinyal verip, Euro’nun değerini düşürmeye çalışıyor. ECB bir süredir bu söylemi devam ettiriyor ama gerçekten yapacak mı, yoksa beklentileri yönetmeye çalışıp sonunda “yalancı çoban”a mı devam edecek göreceğiz. Ancak Avrupa’da genişlemenin kolay olmayacağı, özellikle Almanya’nın itirazlarının aşılmasının zorluğu da ortada.
Tüm bunlar olurken, konut başta olmak üzere, yeni balonların oluştuğu kaygıları daha sık dile getirilmeye, yeni bir dalga sözleri yeniden artmaya başladı.
Kısacası; küresel ekonomilerde zorunlu daralma ötelenmeye devam ediyor ama sonunda dayatması da kaçınılmaz. 2015 belli ki kararın netleştiği yıl olacak.
Bir başka deyişle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de gelişmiş ülkelerdeki bu ötelemeden yararlanıyor ama onlar için de dayatma kaçınılmaz. Sadece bu yıl değil, önümüzdeki birkaç yıl Türkiye için büyüme sorun olacak.

Yazarın Tüm Yazıları