Tasalanma, üzülme Allah bizimle

HEM insana hem de hayata dokunan ayetleri ile muhteşem mesajlar içeren bir kitaptır Kuran. Ayetler sadece Allah’a ve yarattıklarına karşı sorumluluklarımızı bildirmekle kalmaz aynı zamanda en zor durumlarda bile Allah’a koşulsuz güven duygusu içinde sabırlı ve dimdik durabilmemizi sağlayacak, yalnız ve sahipsiz olmadığımız gerçeğini hatırlatarak bize güç verecek vurgularda bulunur. 

Haberin Devamı

“Kimse beni anlamıyor?” “Kimse beni duymuyor?” “Hiç dostum yok yapayalnızım!” “Zorluklarla baş edemiyorum!” “Artık gücüm kalmadı!” mı diyoruz? Yanılıyoruz. Çünkü Allah her an bizimle: “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir. Allah tüm yaptıklarınızı görendir.” (Hadid suresi 4)

ALLAH’A DÖNECEĞİZ

Allah’a inanan ve gönülden bağlanan kul için hüzün ve ümitsizlik yoktur. Ümidimizin kaynağı sahip olduklarımız değil, Allah’ın rahmet ve muhabbetidir. Her türlü zorluğu kolaylığa, kötülüğü iyiliğe çevirecek onun kudretidir. Her an bizden haberdar oluşu, her an bizi görüp işitmesidir. Allah iyi olan ve hayra ve barışa yönelik işlerde bulunan kullarının destekçisidir. Gönülden Allah’a bağlı olan kullar, Allah için yaşadıklarını ve sonunda ona döneceklerini bilir: “Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: Biz Allah içiniz ve sonunda ona dönüp gideceğiz.” (Bakara suresi 156)

Haberin Devamı

SABREDENLE BERABERDİR

Allah, sabreden ve sabır yarışında bulunan kulları ile beraberdir: “Ey iman edenler, sabırla ve salat ile (dua ve namaz ile) yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara suresi 153)

İnsanın başına gelenlere sabretmesi gerekir çünkü ayetin ifadesiyle belalara sabretmek önemli işlerdendir: “Başına gelebilecek her (belaya) sabırla katlan: Bu, azim ve kararlılık gösterilmeye değer bir şeydir!” (Lokman suresi 17)

Aynı zamanda kulun sabretmesi de Allah’ın yardımı iledir: “Sabret! Senin sabrın da Allah’ın yardımıyladır.” (Nahl suresi 127)

Kuran’a göre gerçek anlamda inanan takva sahipleri güzel bir şekilde sabrederek Allah’a olan bağlıklarını gösterenlerdir: “(Gerçek erdem sahipleri) söz verdiklerinde sözünü tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar.” (Bakara suresi 177)

BİZDEN HABERDARDIR

Allah kullarından hakkıyla haberdar ve onların halini en iyi şekilde görüp bilen ve her an onlarla beraber olandır: “Çünkü Allah sorumluluk bilincine sahip olanlar ve iyilik ve erdemi hayat tarzı haline getirenlerle beraberdir.” (Nahl suresi 128)

Haberin Devamı

Allah’ın her an her şeyden haberdar olduğunu bilen gerçek iman sahibi erdemli kullar, zorluklara sabırla göğüs gerer ve her zaman doğru olanı yapmaya hazırlıklı olurlar: “Ey iman edenler! Zorluklara sabırla katlanın ve birbirinizle sabırda yarışın, (doğru olanı yapmaya) her zaman hazır olun ve Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyun ki kurtuluşa erebilesiniz!” (Âli İmran suresi 200)

ÇIKIŞ SAĞLAYANDIR

Allah, gönülden sabreden kulunun bittim dediği yerde ona hiç beklenmedik fırsatlar sunandır. Allah sorumluluk bilinci ile hareket eden erdemli kullarına her fırsatta bir kapı aralayan, içinde bulunduğu zorluk karşısında ona bir çıkış yolu gösterendir: “Allah, kendisine karşı sorumluluk bilinci taşıyan herkes için (içinde bulunduğu zorluk ve sıkıntıdan) bir çıkış yolu sağlar.” (Talak suresi 2)

Haberin Devamı

Allah ölümü bile sonsuz bir hayat vermek için yaratandır. O halde bu korku, endişe ve isyan niye? Ne güzel sözdür: “Tasalanma/üzülme! Allah bizimle.” (Tövbe suresi 40)

BİZİ TERK ETMEYENDİR

“Allah beni unuttu mu?” “Dualarım neden kabul olmuyor?” “Neden işlerim hiç yolunda gitmiyor?” mu diyoruz? Yanılıyoruz. Çünkü Allah bizi terk etmedi. Bizim attığımız her adıma fazlasıyla karşılık verecek bir Rabbimiz var. En yakın, en dost, en can dediklerimiz bile bizi terk edip unutsa, biz unutulmayı dilemedikçe, Allah da bizi unutmayı dilemez. Biz onu terk etmedikçe, O bizi terk etmez.

EY NEFSİM!

Ey nefsim! Hemen şimdi ruhunun en derinlerinde gizlenen sevgini açığa çıkar ve yönel Rabbine. Karşılıkların en güzelini görecek, kendine gelecek, özüne döneceksin. Rabbin seni unutmadı, terk etmedi. Unutan ve terk eden sendin. Şimdi ihtiyaç duyan da sensin. Söylenmeyi bırak ve dön özüne, dön Rabbine. Kendi elinle kendini gömdüğün ruhunun derinliklerinden yine kendi elinle çıkar kendini. Teslim et Rabbine. Teslim et ki tutsaklıktan kurtulasın. Teslim et ki gerçek anlamda özgürlük bulasın. Teslim et ki farkında olasın. Teslim et ki, sonrasını kendine şimdikinden hayırlı kılasın.

Haberin Devamı

Allah -muhtemel ki bir müddet vahiy alamadığı için hata yaptığını düşünen, endişeye kapılıp hüzünlenen- sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e şöyle vahyetmişti:

Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. Sonrası senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır. Zamanı gelince Rabbin sana bahşedecek, sen de (bundan) hoşnut ve memnun olacaksın. O seni bir yetim olarak bulup sığınak olmadı mı? Ve yolunu kaybetmiş görüp seni doğru yola ulaştırmadı mı? Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi? Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. İsteyip dileneni azarlayıp çıkışma. Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir!” (Duha suresi 3-11)

Tasalanma, üzülme Allah bizimle

KURAN VE BİLİM

Haberin Devamı

AYETTEKİ İŞARET

“Ve dolunay haline geldiği zaman Ay. (...) Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz. (...) Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar...” (İnşikak suresi 18-20) 19. ayette geçen ‘tabaka’ kelimesi Kuran boyunca maddi anlamda kullanılmıştır. Örneğin Mülk suresinin 3. ayetinde ve Nuh suresinin 15. ayetinde maddi tabakaları ifade etmektedir. Ayette ‘binip geçilmesinden’ de bahsedilmesi ayetin Ay’a gidilmesine işaret ettiğini desteklemektedir. Ayette “binme” anlamında çevrilen ‘terkebunne’ ifadesi, Zuhruf suresinin 12. ayetinde olduğu gibi Kuran’ın başka yerlerinde de hayvanlara ve gemi gibi araçlara binmeyi ifade etmek için kullanılmıştır.

19. ayeti bu şekilde değerlendirdikten sonra 18. ayete baktığımızda Ay’a dikkat çekilmesi, 19. ayette bahsedilen ‘binerek tabakadan tabakaya geçiş’in Dünya’dan Ay’a bir araçla geçiş olduğu fikrini doğrulamaktadır. 18. ayette Ay’ın dolunay şekline dikkat çekilir. Ay’ın gerçek şekli dolunay halidir. Ay’ın dolunay hali Ay’ın bütününü, Ay’ın diğer halleri ise sadece bir bölümünü ifade eder. Muhtemelen Ay’ın özellikle dolunay haline dikkat çekilmesi bu yüzdendir.

Bilindiği gibi 1969 yılında Neil Armstrong ve arkadaşları Apollo 11 isimli uzay aracı ile Ay’a (Dünya dışındaki bir yere ilk kez) ayak basmışlardır. Ay’a gidiş, insanlık tarihinin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Böylece tarih boyunca insanların hayal gücünü bile zorlayacak türden bir olay gerçekleşmiştir. Kuran ise bu olaydan çok önceleri Allah’ın izni ile bunun mümkün olabileceğine dikkat çekmiştir.

BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?

BESMELE NE DEMEKTİR?

BESMELE, Kuran surelerinin giriş cümlesidir. Orijinali ‘Bismillahirrahmanirrahim’ şeklinde olan bu cümle ‘Esirgemesi, bağışlaması ve sevgisi sınırsız olan Allah’ın adıyla’ anlamına gelmektedir. Tövbe suresi hariç Kuran’daki tüm sureler Allah’ın Rahman ve Rahim gibi iki muhteşem ismi ile başlamakta ve Allah’ın insan başta olmak üzere yarattıklarına karşı olan merhamet ve muhabbetine vurgu yapılmaktadır. Allah’ın merhameti, kullarına olan sevgi ve yakınlığı, Kuran’ın en temel mesajlarının başında gelmektedir. Ayrıca, bu ifade, Kuran gibi muhteşem ayetlerden oluşan bir kitabın Allah tarafından insanlara indirilmesi ve insanların bu mesaja muhatap kılınmasının da Allah’ın sonsuz merhametinin bir neticesi olduğu gerçeğini insana hatırlatmaktadır.

Yazarın Tüm Yazıları