Ayvalık’tan harika haber

Dün akşam geç saatte aldığım haber içimi aydınlattı.

Haberin Devamı

Rekor düzeydeki zeytinyağı fiyatları, iklim koşulları derken ufukta bulut dışında bir şey göremediğim bir dönemde gülümsetti.

Özgür Üzden’in “Ayvalık’ta artık bir kapınız daha var” diyerek yeni tesisin fotoğraflarını göndermesi keyfimi yerine getirdi.

Ayvalık’ta yeni bir kapımın olmasına sevindim elbette ama samimiyetle heyecanlandığım, mutlu olduğum şey sadece Özgür Üzden’in markası değil, etrafta tesisi olmayan tüm zeytin üreticilerinin daha iyi şartlarda çalışabileceğini bilmekti.

Üzden ailesi zeytinyağı piyasasının ve zeytinyağı severin yabancı olmadığı bir isim.

Geçen asrın ortasında başlayan geleneğin 4. kuşak temsilcileri Özgür ve eşi Çerağ Üzden.

Yüz yüze tanışma fırsatım olmadı. Zaman zaman yazışırız.

Kuşakların getirdiği geleneğin içine doğmak hayat kolaylaştıran bir şey olsa da bazı durumlarda, özellikle zeytinyağında işinde hayatı zorlaştırabilir de.

Haberin Devamı

Özgür Üzden de kolaya kaçmayıp, eski köye yeni adet getirmek isteyen üreticilerden.

Her fırsatta gururla andığım Anatolian Evoo selection grubunun parçası.

Küçük ve orta ölçekli, ruhları birbirine benzeyen üreticilerin birlikte adım atabildikleri yerlerde ortak hareket edebilmek için oluşturdukları bir çatı olarak görüyorum bu grubu.

Birleşmenin, büyük resmi görmenin kolay olmadığı bir dünyada yaptıkları şey önemli.

Bu ruhu bildiğimden Üzden ailesinin Ayvalık’ta yaptığı yeni tesisten neler çıkabileceğini hayal edebiliyorum.

Zeytinyağı sever tüketici, ekmeğini bayıla bayıla bandığı ürünün ardındaki emeği elbette biliyor ama gerçekten çok zor iş zeytinyağı üreticiliği.

Yıllarca üreticinin yağını tadıp “ama bekletmişsiniz, ama makinede oksijen almış, ama düzgün filtre edememişsiniz” diye ahkam kestikten sonra geçen sene işin içine girince işlerin öyle olmadığını anladım.

Zeytinyağı yapmak zor iş, Türkiye’de daha da zor.

Özgür Üzden, soru yağmuruma cevap verirken öyle güzel dile getirdi ki, onun sözlerini olduğu gibi kullanıyorum:

“Tesisin bölge çiftçileri için de stratejik ve lokasyon açısından büyük önemi var. Bölgede ‘Yedi Mahalle’ adı verilen Türkmen köylerindeki çiftçiler, günümüz yakıt fiyatlarıyla artık uzak sayılabilecek Ayvalık merkez ya da Dikili’deki fabrikalara zeytin taşımak zorunda kalıyorlardı. Şimdi ise köylerine giden yolun üzerinde böyle bir tesis var. Bizim hedefimiz, bir yandan Orfion markalı ürünlerimizi istediğimiz temizlikte ve kalitede üretirken, bir yandan da butik üretim standartlarında, çiftçilerimizin ürünlerini üretebileceğimiz bir tesis kurmaktı. Kendi yaşadığımız üretim problemlerini ve bu problemlerin sadece bizim problemlerimiz olmadığını bildiğimiz için, tesis tasarımından üretim hattı seçimine kadar bu özenle hareket ettik...”

Haberin Devamı

Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Tülay Atabey, Ali Ekber Coşkun, rahmetli babamın modası deyimiyle “filinta” gibi bir tesis tasarlamışlar.

Orfion’a, bölgeye, ülkeye hayırlı olsun...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları