Kara kıtanın renkli dünyası

Her adımı heyecan veren topraklardayım. Zürafalar, filler, zebralar, rengârenk kuşlar ve daha nicesi… Arusha Bölgesi’nde 470 kilometrekarelik yüzölçümüyle Tanzanya’nın en büyük göllerinden olan Manyara’da hayvanlar için adeta bir karnaval ortamı var. Birçoğunu fazla çaba sarf etmeden kolayca görmek mümkün. Ama biz zorun peşindeyiz. Hedefimiz ağaca tırmanabilen aslanlar…

Haberin Devamı

Kilimanjaro Havalimanı’na doğru alçalıyoruz. Herkesin merakla beklediği heybetli Kilimanjaro sol tarafımızda. Dolayısıyla da o taraftakiler cama kameralarını yapıştırmış. Sağ taraftakilerse en iyi kareyi yakalayamayacak olmanın verdiği hayal kırıklığıyla biraz bozuk tabii. Tam o esnada pilot kokpitten anons yapıyor: “Endişelenmeyin, eğer dönüşünüz yine Kilimanjaro’dan ise size bir sürprizimiz olacak.” İçimden gülümsüyorum, çünkü birkaç yıl önce yaşamışlığım var bu sürprizi. Qatar Airways pilotları Kilimanjaro’dan kalktıktan sonra müthiş bir tatlılık yapıyor. Üç yıl önceydi, pilot “Kilimanjaro’nun hangi tarafta olduğunu merak ediyorsunuz, değil mi? Sağdakiler mi daha şanslı, yoksa soldakiler mi? O zaman lütfen herkes kameraları hazır etsin. Bugün size güzel bir haberim var. Bu heybetli dağın etrafında bir tur atıp yolumuza öyle koyulacağız” diye anons ettikten sonra sıkı bir alkış almıştı.
Kara kıtanın renkli dünyası
Yazarımız Ebru Erke safari sırasında görmeyi umut ettiği aslanları beklerken rehberi de “Safari böyle bir şey işte. Balık tutmaya benzetiyorum. Biraz sabır ve bolca şans gerekir” diyor.

Otele gidene kadar...

Uçaktan indikten sonra hemen alanda 50 dolar tutan vizemi alıyorum, PCR testimi gösterip gümrükten de geçtikten sonra dışarı çıkıyorum. Bir hafta boyunca benimle olacak şoförüm Sadat’la buluşup hemen yola çıkıyoruz. Sadat’ın ilk sorusu niye Serengeti yerine Manyara Gölü’ne gitmek istediğim oluyor. Zira safari meraklıları için Tanzanya’da bolca alternatif mevcut ama Serengeti bunlar arasında en çok vahşi hayvanı bir arada görebileceğiniz, içinde lüks otelden daha ortalama kamp alanlarına kadar çok fazla konaklama alternatifi olan en özel bölge. Çekim ekibimin sonra geleceğini, fazla vaktim olmadığı için de Kilimanjaro’ya en yakın noktalardan biri olan ve ismini önceden de çok duyduğum Manyara Gölü’nü bu yüzden seçtiğimi anlatıyorum.
Kara kıtanın renkli dünyası
Masai Kabilesi üyeleri güvenlik görevlisi olarak çalışıyor otelde...

Havaalanından çıktıktan 3.5 saat sonra Manyara Gölü Doğal Park Alanı girişine varıyoruz. Buradan da kalacağım andBeyond Lodge’a gidiş bir saat. Ama “Bizi nelerin beklediğini bilmiyoruz, siz onu iki saat düşünün” diyor Sadat. Çünkü artık resmi olarak safari alanına girdik ve belli ki yolda fotoğraf için bolca zaman harcayacağız. Kasım ve nisan ayları arasında bölgede pembe sırtlı pelikanları, sarı gagalı leylekleri, gri balıkçılları, suaygırlarını ve flamingoları bolca görmek mümkün. Açık alanlardaysa zürafa, fil, bufalo, çita, aslan, zebra ve antilop sürülerine rastlayabiliyorsunuz. Kasım ayı Manyara Gölü için dönüm noktası. Göçmen kuşlar ve flamingo sürüleri de dahil olmak üzere habitatın ev sahipleri parka kasım ayı civarında gelmeye başlıyorlar. Parktaki flamingo sayısı 10 bin civarı...
Kara kıtanın renkli dünyası
İlk yemeğim guava suyu, balkabağı çorbası, sebze kroketler, avokadolu, sutereli bir salata...

Şarkılarla karşılama

Yolumuzu kesen filler, oradan oraya koşan babunlar, ürkek zebralar ve umursamaz zürafalar... Parkın içinde ilerliyoruz. Yol üzerine kurulmuş tertemiz portatif tuvaletlerde ihtiyaç molası veriyoruz. Burası aynı zamanda ortalama sıcaklığı 60 C derece olan Maji Moto kaplıcaları. Aslında parkın alameti farikası tüm bu saydıklarımın dışında ağaçlara tırmanan aslanlar. Aslanları görmeyi “İnşallah sabaha” deyip ertesi güne bırakıyoruz. Otelin önüne geldiğimizde tüm personel kapıda şarkılarla karşılıyor bizi. Tüm yorgunluğum siliniyor bir anda. Gelir gelmez hazırladıkları sofraya geçiyorum. Guava meyve suyu, balkabağı çorbası, kabak ve lahanayla yapılmış kroketler, avokadolu, sutereli bir salata...
Kara kıtanın renkli dünyası
Otele gidiş bir saat ama rehberim bolca fotoğraf molası vereceğimizi söylüyor.

Daha ne olsun. İki gün kalacağım andBeyond Lodge görkemli ağaçların arasına mesafeli olarak yerleştirilmiş 9 ahşap evden oluşuyor. Beş dakikaya yakın yürüyoruz, benimki en dipteki. “Şimdi güzel de akşam nasıl gideceğim tek başıma ortak alana” diye sorduğumda “Merak etmeyin, hava karardığında görevli Masai’lerden biri sizi yemeğe getirecek ve sonra geri götürecek. Usul böyle” diye cevap alıyorum. Ellerinde mızrakları, vücutlarına dolanmış rengârenk giysileriyle Masai Kabilesi üyeleri güvenlik görevlileri olarak çalışıyor otelde.
Kara kıtanın renkli dünyası
Otel odaları yerden yüksek ve aralıklı...

Hedef, ağaçtaki aslan

Ertesi sabah 6.00’da rehberim Aron’la birlikte gündoğumunu yakalamak için göl kıyısına gidiyoruz. Aron hemen aracın arkasından malzemeleri çıkarıp 10 dakikada mükellef bir kahvaltı sofrası kuruveriyor. Kahvelerimiz eşliğinde gündoğumunu izlerken sohbet ediyoruz. Aron’un ailesi ülkenin ticaret merkezi olan, yakındaki Arusha şehrinde yaşıyor, iki kızı var. “Bir de oğlum olsa diyorum ama üç çocuktan fazlasına bakamam. Çünkü onların okumasını istiyorum” diye anlatıyor. Özel okula yollamak istiyor çocuklarını. Yıllık 700 dolarmış okul fiyatları. Güneş iyiden iyiye yükselince hareketleniyoruz. Bugünkü hedef ağaçta aslan görmek. Biraz dolaştıktan sonra gölün kıyısında dört tane görüyoruz. Öldürdükleri bufaloyu afiyetle yiyorlar. “Bekleyelim” diyor Aron. Karınları doyup da hava ısınmaya başlayınca ağaçlara tırmanıyorlarmış. Bölge fazlaca ağaçlık olduğu için de avlarını daha iyi tespit etmek ve kendilerini korumak adına tırmanma becerileri diğer yerlerdekilere göre çok gelişmiş. Biraz dolaşıp vakit geçiriyoruz ama kıpırdamaya niyetleri yok görünüyor. “Kısmet değilmiş” diyerek dönüşe geçiyoruz. Aron yolda birkaç kez arabayı durdurup dürbünle kontrol ediyor. Ve üçüncüsünde sevinçle “Gitmişler” demesiyle aracı geriye döndürmesi bir oluyor. 10 dakika sonra tok karınlarıyla ağacın üstünde miskinleşmiş aslanları nihayet görüyoruz. “Safari böyle bir şey işte. Balık tutmaya benzetiyorum. Biraz sabır ve bolca şans gerekir” diyor Aron...
Kara kıtanın renkli dünyası

SAFARİLERDEN SAFARİ BEĞENİN; GECESİ, BİSİKLETLİSİ...

Safari sürüşüne katılın: Profesyonel rehberler eşliğinde gündoğumu ve günbatımında gerçekleştirilen özel turlar seyahatin en önemli bölümü. Vahşi yaşamla iç içe olacağınız bu serüvenlerde rotayı siz belirliyorsunuz. İster görmek istediğiniz bir hayvanın peşine düşüp onu takip edin, isterseniz yıldız kuşlarını takip edip Manyara Gölü’ndeki yaşam alanlarını inceleyin.

Gece keşfine çıkın: Özellikle dolunay zamanı safari deneyimine yeni bir boyut kazandırmak için Manyara Gölü’nün göz kamaştırıcı ay manzarası eşliğinde gece sürüşüne katılın. Erken bir akşam yemeğinin ardından çalı seslerinin ürkütücü kakofonisi eşliğinde üç saat boyunca doğayla hemhal olun. Merak etmeyin, herhangi bir tehlikesi yok.

Rehberli bisiklet turu yapın: Mayoka’ya giderek bisiklet kiralayın ve mutlaka rehberli bir bisiklet turuna katılın. Göçebe Mang’ati Kabilesi de dahil olmak üzere dost canlısı insanlarla sohbet etmekten keyif alacaksınız. Kasım-nisan aylarında bu pitoresk bisiklet yolculuklarında parlak pembe flamingo sürülerini görmek de bonus olacak.

Kuş gözlemini öğrenin: Bilmiyorum diye bu tecrübeyi es geçmeyin. andBeyond Lodge’dan bu konu hakkında bilgi almak mümkün. Bölgedeki 400 kuş türünden bazılarını görecek, Afrika ekosisteminin çeşitliliğinde kuş yaşamına dair incelikleri gözlemleyeceksiniz.

Afrika Vakfı Topluluğu’nu ziyaret edin: Tanzanya’ya yapılan herhangi bir seyahatin kuşkusuz en heyecan verici kısımlarından biri yerel topluluklarla etkileşim kurmaktan geçiyor. Afrika Vakfı’nın Mayoka ve Moya topluluklarındaki projelerini inceleyebilir, havalimanına gitmeden önce Kilimamoja Okulu’nu ziyaret edebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları