Modanın kurumsal hali…

Hani bazı insanlar için “Dişiyle tırnağıyla bu noktaya geldi, emek verdi” deriz, işte o insanlardan biri de İşkadını Serap Sak… “Serap Sak Kurumsal Moda”nın sahibi…

Haberin Devamı

 Modanın kurumsal hali…Fotoğraf: Halil Can ÖNDEMİR (DHA)

Birçok farklı alanlarda iş hayatına devam ettikten sonra kendi işini kurma kararı alıyor. Hem de sıfır sermaye ile! Sonra Allah “Yürü ya kulum” diyor, şimdi Adana ve bölgesinde çok güzel işler alarak yoluna devam ediyor.

Bir de oğlu Yiğit Atak var, hayatını oğluna adamış, onunla beraber mutlu mesut yaşayan bir anne…

 

Yani hem anne, hem iş kadını… Sıfırdan var olmanın en güzel ve en net örneklerinden…

 

Buyurun birlikte devam edelim…

 

Serap Sak kimdir biraz sizi tanıyalım?

Haberin Devamı

1974 Konya doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Turizm Otelcilik mezunuyum. Yaklaşık 18 yıl önce de Adana’ya geldim. Tabii üniversite sonrası turizm alanında çalışmaya başladım. Daha fazla bu sektörde devam etmek istemediğim için ayrıldım. İlaç sektöründe iş hayatına devam ettim.

İlk iş hayatına giriş nasıldı peki?

Stajlarla başladı. 1 yıl kadar Bodrum’da iyice her şeyini öğrenerek başladı.

Peki ne vazgeçirdi?

Tammm yetişme çağları, eğlence zamanları ama siz eğlenebileceğiniz yerde çalışıyorsunuz nedense o bana sonradan cazip gelmedi. Ayrıca çok yorucu bir sektör, kendime ayıracak zamanım olmuyordu. 4 seneden sonra sektörden ayrıldım.

Hiç ara vermeden de ilaç sektörüne mi giriş yaptınız?

Aynen, hiç ara vermeden 10 sene devam ettim. Sonra 1 yıl kadar İncirlikte bir şirkette Satın alma ve Lojistik Müdürlüğü görevinde çalıştım. Ondan sonra da 1-2 yıl kadar ara verme dönemim oldu.

Çocuk için mi?

Tam tersi (Gülüyor) Asıl çocuk varken çalışma hayatım devam etti.

2 senelik ara verme süreci nasıl geçti?

Gezip tozmayla, ne bileyim dans dersleri alıyordum. Spor yapıyordum. Sürekli kendimi oyalayacak şeyler yaptım ama baktım ki mutlu değilim. Bünye çalışmaya alışkın çünkü. Üretmeye alışmış bir insanı evde oturtturmak gerçekten çok zor.

Küt diye herhalde bu iş seçeneğiniz olmamıştır, mutlaka birkaç seçenek de olmuştur herhalde?

Haberin Devamı

Çok düşündüm, istedim ki yaptığım işin sürekliliği olsun, pazarı olsun. Bir de en önemli seçeneklerimden biri de başlangıçta çok fazla sermaye gerektirmemesiydi. Hani ben de giyinmeyi etmeyi, modayı takip edip, kombin yapmayı sevdiğim için seçeneklerimin arasına bunu da dâhil ettim.

Yola tek başına mı çıktınız peki?

Moda evi olan bir arkadaşım vardı, ilk başta onunla beraber çıktık, kısa bir süre sonra ben tek başıma devam ettim.

Yaptığınız işi tanımlayabilir misiniz?

Üniforma yapıyorum yani personel kıyafeti. Restoran, otel, fabrika gibi özel sektörlerin yanı sıra kurumlarla da çalışıyorum. Belediye gibi… İhtiyaç olan her üniformayı yapabiliyorum.

Haberin Devamı

Tasarımı şirketler mi yapıyor yoksa siz mi?

Onların da tasarımları oluyor ya da tamamen benim sıfırdan bir tasarım yaptığım da oluyor, ya da var olan tasarımlarının üzerinden yenileme de geçiyorum. Daha çok otel ve restoranlarda butik tasarımlar yapıyorum ama. Fabrikalarda çok da özel tasarımlar gerekmeyebiliyor. Mesela butik işlerde nakış işlemesi tercih ediyoruz, fabrika işlerinde de baskı yapıyoruz.

Başka alternatifiniz var mıydı?

Butik dükkân açma fikri de vardı ama bütün gün dükkâna kapanıp müşteri beklemek de çok cazip gelmedi o yüzden bu alan karşıma çıkınca direkt başladım.

Büyüme, yol alma aşaması nasıl oldu?

Bütün işler birbirine referans oldu. O da benim için büyük bir avantaj oldu.

Haberin Devamı

Yola çıktığınızda sermayeniz ne kadardı?

Gerçekten hiç sermayem yoktu. Aldığım ön avanslarla gidip kumaşımı aldım, atölyelerime ödemelerimi yaptım. İlk başladığımdan bugüne kumaşçılarımla ve atölyelerimle hep peşin çalıştım. Yaptığım işlerde de peşin çalıştım o yüzden de rahat döndürebildim.

Eskiden esnaflar “Söz senettir” derlermiş. Hala devam ediyor mu bu?

Türkiye’nin durumu malum ortada... O yüzden eskisi gibi insanlar ödemelerini rahat yapamayıp, geciktirme olabiliyor. Tabii ki sözün senet olduğu zamanlarda oluyor ama yine de bir sözleşmemiz oluyor ki zaten müşterilerimizle artık birbirimizi tanıyoruz.

Kaç yıl oldu?

5 yıl.

Ne kadar yol aldınız? Mesela yola çıktığınızda kaç kişiydiniz, şimdi kaç kişisiniz?

Haberin Devamı

Tabii ki iyi yol aldık. İlk başta bir atölye ile çalışıyordum şimdi birçok atölye ile çalışıyoruz. Bir kumaşçım varken şimdi birçok kumaşçım var. Keza butik atölyelerim var.  O yüzden iş anlamında geldiğim nokta benim için tatmin edici. Sadece birçok kişi ile çalışma anlamından ziyade daha güzel işler, daha kaliteli işler çıkarabiliyoruz artık. Ki benim için en önemli şeylerden biri iş almak değil, işi alıp zamanında teslim etmek çok önemli.

Sadece Adana mı yoksa çevre illerde de iş yapıyor musunuz?

Evet, çevre illerde de işler yapıyoruz. Mersin’de çok fazla var.

Çocuğunuz kaç yaşında?

16 yaşında bir oğlum var, şuanda lisede okuyor.

Hedeflerinde sizin işi devam ettirmek var mı?

O İstanbul’da konservatuar okumak istiyor. (Gülüyor) O yüzden hiç gözü yok. Babası da İstanbul’da yaşıyor zaten. Yüksek ihtimal lise bitince oraya gidecek.

İş hayatında kadın olmak desem, ne söylersiniz?

Kadın olmak bir kere en başta güçlü olmayı gerektiriyor. Bu sadece iş hayatı için geçerli değil… Bazen gerçekten yorulduğumu hissediyorum ama sonra kendime yetebildiğimi gördüğüm zaman kendimi daha da güçlü hissediyorum.

Evde oturan ama üretmek isteyen kadınlara ne söylemek istersiniz?

Bir insan yeter ki yapmak istesin, istedikten sonra inanın yapamayacağı şey yoktur, özellikle de kadınların. Bir kere evde oturunca insan gerçekten köreliyor, ne bileyim ben köreldiğimi düşünüyordum. Sosyal aktivitelerle kendimi oyalıyordum ama iş hayatına yeniden döndüğüm zaman bunu net gördüm. O yüzden başarmak isteyen her türlü başarır. Mesela Network Marketing diye sistemler var, oturdukları yerde, evlerinde bile yapabilirler. Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı var, o karnavala özel bir şeyler üretip satabilirler. Evde pasta börek yapıp satabilirler. Bence Adana kadını hakikaten çok aktif. Adana’ya dışardan gelmiş biri olarak bunu çok iyi görebiliyorum. Kendilerini geliştirmeye açık ve üretken kadınlar.

Son olarak eklemek istedikleriniz neler?

Son yıllarda duyduğumuz, gördüğümüz, şahit olduğumuz kadına şiddet, kadının zor durumlarda bırakıldığı süreçte bir kadın olarak var olmaya çalışmak benim için gurur. O yüzden bütün kadınlar var olmalı ve üretmeli diyorum. Ki gelecek nesiller de ona göre yetiştirilmeli, donanımlı olmalı ve bu şekilde büyütülmeliler…

Yazarın Tüm Yazıları