Okul kantinleri ve sağlıklı beslenme

Milyonlarca öğrencinin, öğretmenin ve eğitim çalışanının enerjisi, ülkemizi bir ucundan diğer ucuna kadar kapladı. Kentlerimiz canlandı.  
Çocuk ve gençlerin kimileri sabahçı veya öğlenci, kimi tam gün, bir kısmı taşımalı, bir kısmı da yatılı eğitim alıyor. 
Ne şekilde yapılıyorsa yapılsın, eğitim kurumlarımız, öğrencilerimizi; geleceğe sağlıklı, bilgili, donanımlı, çağdaş bir şekilde hazırlamalı, öğrenim veya mesleklere yönlendirmeyi başarıyla gerçekleştirmeli.  
*
Ne şekilde eğitim verilirse verilsin çocuklarımızın beden ve ruh sağlığı korunmalı ve geliştirmeli. Sanat, kültür, spor ve müzik alt yapıları güçlendirilmeli, vatan, çevre ve doğa, insan ve hayvan sevgisiyle donatılmalı, yaşam sevinciyle coşkulu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde hazırlanmalı. 
Eğitimin amacı ve hedefi bu kadar basit olmalı. 

UCUZ KANTÄ°N

Geleceğe hazırlanan çocuklarımız, okullarında açlık çekmemeli. Açlık ve yetersiz beslenme sebebiyle derslerinden uzak kalıp başarısız olmamalılar.  
Keşke tüm okullarda ücretsiz yemek verilebilse...
Bu seviyeye gelmeliyiz. 
Kantinlerde satılan ürünler çok ucuz olmalı... Pahalı diye tost alıp yiyemeyen öğrencinin duygularını hissetmeli. Çocuklarımız, pahalı diye kantinlerden tost, sandviç alıp yiyemiyorsa, ayran alıp içemiyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. 
Bu konuyu basit bir alışveriş ve ticaret olarak görülmemeli.
* 
Yoksulların çocuklarında yıllar boyu sürecek iç çekmelere, üzüntülere fırsat verilmemeli...  
Okul yöneticileri ve okul aile birlikleri bu konuyu önemsemeliler. 
* 
Bir keşke de buraya yapalım; okul kooperatifleri keşke yeniden kurulsa... Kantinleri de bu kooperatifler ve okul öğrencileri işletse... 
Kar amacı gütmeyen bu küçücük işletmeler bu yaşlarında çocuklarımıza ortak ve kolektif çalışma bilinci de oluştursa... 

HİJYEN KURALLARI 

Kantin ve yemekhanelerin denetimleri de ihmal edilmemeli. 
Kantinlerde satılan ürünler standartlara uygun olmalı, çocukların dengesiz ve sağlıksız beslenmelerine neden olabilecek maddelere müsamaha edilmemeli. 
* 
Kantinlerde, süt, ayran, yoğurt, taze sıkılmış meyve suyu, meyve suyu, taneyle sunulabilen meyveler bulundurulmalı. Doğal maden suları satılmalı, ancak enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan enerji içecekleri, gazlı, aromalı ve kolalı içecekler ile kızartmaların, cipslerin satışları yasaklanmalı. 
* 
Besin değeri yüksek ve porsiyonlar çocuk ve ergenler için uygun olmalı.  
Gıdalar aşırı miktarda yağ ve şeker içermemeli. 
Buralarda satışı yapılan yiyecek ve içecekler standartlar değerler taşımalı.  
*
Hijyen kuralları eksiksiz uygulanmalı.  
Koronavirüs salgınının sonlandığı gibi bir tutum takınılmamalı.  
Önlemler ihmal edilmemeli. 
Öğrencilerimizin sağlıklarının korunması doğrultusunda, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarının hijyen kuralları, kantinlerin, pansiyonların, yemekhanelerin denetimleri ve beslenme konularındaki talimatları titizlikle yerine getirilmeli. 

OKUL İDARELERİ 

Okul idareleri, kantinlerin denetiminden sorumludurlar. 
Okul çağı çocuklarının ihtiyaçlarına ve kültürel yapılarına uygun bir politika ile okul beslenmesini önemsenmeli, sağlıklı beslenme konusu eğitimden ayrı düşünülmemeli. 
* 
Beslenme yanında çocukların fiziksel gelişimi için ‘beden eğitimi’, yaş, cinsiyet ve kültürel açıdan uygun aktivite programları ihmal edilmemeli. Hatta öğrencilerin boy ve kilo ölçümleri düzenli bir şekilde takip edilmeli.  
Unutulmamalı ki, sağlıklı bir toplumun temeli, bedensel, ruhsal ve toplumsal yönlerden iyi yetişmiş çocuk ve gençlerle atılabilir. 

TOPLUMUN KORUNMASI 

Sağlıklı bir toplumun oluşumu ve devamı için koruyucu uygulamaların planlı ve programlı bir biçimde sürdürülmesi gerekir. 
Bu bakımdan devletimiz, çocuk ve gençlerin dengeli ve doğru beslenmesini, spor yapmasını ve hareketli olmasını, bilgi ve kültürel açıdan zenginleştirilmesini destekleyici okul programlarıyla sürdürmeye gayret eder. Sağlıklı bir toplumun altyapısı ancak bu şekilde hazırlanır.  
Bunları yaparken de öğrencilerini asrın belası sayılan, bağımlılık yapan maddelerden de korumaya çalışır. 
 
BURSA’DA ŞAFAK OPERASYONU 

Bugünlerde birçok kentte, uyuşturucu madde satıcılarına karşı eş zamanlı operasyonlar yapılıyor. 
Bu operasyonları önemsiyorum. 
* 
Önceki gün Bursa’da, 2 bin civarında polis ile yapılan şafak operasyonu yapıldı.  
Narkotik, KOM, Çevik Kuvvet, Özel Harekat, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri sabahın erken saatlerinde 66 adrese baskın yaptı. Kapılar koçbaşı ile kırıldı. 132 şüpheli gözaltına alındı.  
Operasyonda bin 950 gram esrar, 65 gram bonzai, 25 ecstasy, 5 tabanca, 4 av tüfeği, 50 fişek ile 221 bin TL ele geçirildi. 
Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Merkezi’nde operasyonu takip eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gençlerin zehirlenmesine fırsat verilmeyeceği, geçen hafta en yüksek miktarda uyuşturucu satıcısı gözaltına alındığını söyledi. 
 *
Tabii ki bu uygulamalar hem asayiş, hem toplumun korunması açısından çok değerli. 
Kararlılıkla da sürdürülmeli.  
Belki hatırlayacaksınız, 7 ay önce Bursa’da yine benzeri bir operasyon yapılmış, 433 şüpheli gözaltına alınmıştı. 

KÜRESEL SORUN  

Uyuşturucu madde kullanımı küresel sorun. 
Uyuşturucu madde kaçakçılığı, kara para trafiği, silah ticareti ve terörizm ile en etkin şekilde mücadele yapılmalı. 
* 
Uyuşturucu madde Bursa’nın mahalle aralarına, okul önlerine, eğlence mekanlarına gelemeden; yatlarda, limanlarda, bavullarda, kamyonlarda, gümrüklerde, sınırlarda yakalanmalı.  
Yapılan operasyonlara rağmen madde yine de tüketiciyle buluşabiliyor... 

SORUN BÃœYÃœK

Sorun çok büyük. 
Maddenin arz ve talebi ortadan kaldırılmalı.
Güvenlik güçlerimizi ve yöneticilerini tebrik ediyorum.  
* 
Tüm gücümüzle, resmi ve özel kurumlarımızla, STK’larımızla el ele vererek, işbirliği yaparak, terörden daha yıkıcı sonuçları olan uyuşturucuyla mücadele edeceğiz; çocuklarımızı, öğrencilerimizi, halkımızı ve geleceğimizi koruyacağız.  
BaÅŸka yolu yok bu iÅŸin...