Gaziantep’in fahri hemşerisi

BAZI dizeler vardır ki belleğinizde yer eder, ömür boyu silinmez. Benim için Ülkü Tamer’in ‘Yazın bittiği her yerde söylenir’ dizesi onlardan biridir. Bir edebiyatçı doğduğu, yaşadığı kenti size bütün özelliğiyle ve güzelliğiyle anlatıyorsa hem edebiyatta hem şehir tarihinde çifte unutulmazlık kazanır. Onat Kutlar ve Ülkü Tamer gibi.

Haberin Devamı

Onlar bize Gaziantep’i anlatarak, yazarak o şehri sevdirdiler.

İkisi de oranın tarihini, yaşamını, insanlarını öylesine ustalıkla edebiyata getirdiler ki hepimiz biraz oralı olduk.

Mensubu olduğum ‘1950 kuşağı’nın bu iki adının hem kendilerini severdim hem de yazdıklarını.

Onat Kutlar’la aynı apartmanda oturuyorduk. Yenikapı’daki Kemal Bey’in kahvesinden yürüyerek evimize giderdik.

Ben Türk müziğinden söz ederdim, o da türkülerden.

O bana ‘Ey gaziler yol göründü’ türküsünü söyler, ben de ona ‘Saklayıp kalb-i mükedderde’ şarkısını mırıldanırdım.

Edebiyat hayatla hele kendi hayatınızla birleştiği oranda kalıcılığı artar.

Onat Kutlar ilk öykü kitabı ‘İshak’la Türk Dil Kurumu Ödülü’nü kazandığında hepimiz o sevinci paylaşmıştık.

Gaziantep’in fahri hemşerisi

Haberin Devamı

Gaziantep’in ruhunu bize iletti. O kente ilgimiz böyle başladı.

Ülkü Tamer anılarında bu kentin insan coğrafyasını, tarihini hem şiirde hem anılarında ölümsüzleştirdi.

Onat, Sinematek’in kurucuları arasında yer aldı. Şakir Eczacıbaşı başkandı. Bizim kuşak dünya sinemasının bir çok başyapıtını o kuruluş aracılığıyla seyredebildi.

Arkadaş evlerinde Ülkü Tamer’in yaptığı yerel yemekleri yerdik. Patlıcanlı kebabın ustasıydı.

Aynı apartmanda oturduğumuz için Onat Kutlar’ın ailesiyle de içten bir bağ kurdum.

Sağlığımızı da bir Gaziantepli doktora, Dr. Gürbüz Barlas’a emanet etmiştik.

Benim gibi şehirleri edebiyatçılardan tanımayı tercih eden birisi için Gaziantepli edebiyatçıların yazdıkları ayrı bir etkileyicilik taşıyordu.

Onlar sayesinde Gaziantep’in fahri hemşerisi oldum diyebilirim.

Onat Kutlar’ı bizden alçakça yapılan bir saldırıda patlayan bomba ayırdı. Ülkü Tamer de bizi bıraktı.

ÜLKÜ TAMER’İ UNUTMADILAR

Gaziantep Büyük Şehir Belediyesi bir kitap yayımladı:

‘Ülkü Tamer - Güneşle Yıkanan Umut Denizi.’

Reşit Güngör Kalkan’ın hazırladığı bir kitap.

Belediye Başkanı Fatma Şahin, kitabın ‘Takdim’inde Ülkü Tamer için şöyle yazıyor:

Haberin Devamı

“Seksen bir yıllık yaşamında Tamer, şair, oyuncu, öğretmen, çeviren, yayıncı ve kültür insanı kimliklerini tek vücutta toplayabilmeyi başarmıştır. Renkli bir hayat sürmüş ve edebiyatın birçok alanında kıymetli eserler vermiştir. Çağlayan bir ırmak gibi süregiden hayatında karakterini ve kalemini etkileyen en önemli unsur Gaziantep olmuştur.”

Bu yazıyı Reşit Güngör Kalkan’ın biyografisi izlemektedir.

Reşit Güngör Kalkan’ın yazısının başlığı: ‘Ön Söz Yerine Yahut Ülkü Tamer’i Sevgiyle Hatırlamak.’

Kitabın bölümlemesi:

- İlk Söz

- I. Bölüm

İnsan ve Şehir Arasında

- II. Bölüm

Şiir ve Hayat Arasında

- III. Bölüm

Yayıncılık Serüveninde Uzun İnce Bir Yol

- IV. Bölüm

Artık Toparlanma Vaktidir

- V. Bölüm

Gazete Yazarı Bir Güzel Şair

- VI.Bölüm

Ölüm ve Sonrakiler

(Gazikültür Yayınları)

Haberin Devamı

GAZİANTEP ARKEOLOJİSİ

TÜRK Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü’nün yayımladığı bir kitap:

‘Prehistorik Dönemlerden Geç Antik Döneme Gaziantep Arkeolojisi’

Editörler:

Atilla Engin

Kutalmış Görkay

Başkan Fatma Şahin, ‘Takdim’de Gaziatep’in arkeolojideki yerine değiniyor.

Gaziantep’te kurulan enstitü Avrupa Birliği’nin de katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.

Yayın Kurulu’nda yer aldığım bu kuruluş gerçekten çok önemli çalımalar yapmış ve kitaplar yayınlamıştır. Arkeolijiye son yıllarda yönelen ilgi bu kitapları daha da işlevsel kılmıştır.

Kitabın başında M. Hakan Tanrıöver’in ‘Sunuş’u, Prof. Dr. Atilla Engin ile Prof. Dr. Kutalmış Görkay’ın ‘Önsöz’ünü okuyabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları