Yorgun filan değil bildiğiniz mermi

BİR yerdesiniz veya yürüyüş halindesiniz.

Haberin Devamı


Hiç bilmediğiniz bir yerden gelen mermi gelip sizi buluyor.
Buna “yorgun mermi” deniyor.
Ve farkında mısınız; bu yaz boyunca onlarca kişi yorgun mermi nedeniyle yaralandı veya hayatını kaybetti.
Sorumsuz, kendini bilmez birinin attığı bir mermi sizin hayatınızı karartıyor.
Örneğin başına yorgun mermi isabet eden 10 yaşındaki Musa yaralandı. Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde evinin önünde oturuyordu Musa İlter... Kartepe’de yaşayan dedesini ziyarete gelmişti, dedesiyle birlikte sokakta oturuyordu. Mermi geldi Musa’yı buldu, başından yaralandı, hemen ameliyata alındı.
Herkes Musa için dua ediyor.
Bir başka olay daha...
Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yolculukları sırasında bir dinlenme tesisinde mola verdikleri sırada ayağına bir ağrı giriyor 46 yaşındaki kadının...
Önce ne olduğunu anlayamıyorlar.
Bir bakıyorlar sağ ayağında bir kanama var.
Sağlık ekipleri ilk incelemede kadının yorgun mermiyle yaralandığını tespit ediyorlar.
Kadının hayati tehlikesi yok ama durum çok daha farklı olabilirdi.
Ve başka olaylar daha...
Düğün, nişan, şenlik, festival, maç sonrasında veya asker uğurlamalarında yaralanan o kadar çok insanımız oldu ki...
Trabzon İl Jandarma Komutanlığı bir kampanya başlatmış. Aslında Türkiye’ye örnek olabilecek bir kampanya...
Mottosunu da “Mutluluğa Kurşun Sıkma” koymuşlar.
Kampanya ilgi görmüş ama vaka sayıları azalmamış.
Trabzon, Rize ve Giresun’da birbiri ardına yorgun mermi vakaları olmuş.
15 yaşındaki lise öğrencisi Feyzanur Keleş tatildeyken, Şarlı Yaylası’nda gezintiye çıkan Sabri Baştan ve dedesini görmek için Trabzon’a gelen 15 yaşındaki Emir Yuşa Atıcı hayatını kaybetti.
Yine aynı konu; yorgun mermi...
Ve yüzlerce yaralı...
Anlamakta zorlanıyorum gerçekten...
Yasalarımızda eksiklikler varsa bunu tamamlamak siyasetçilere düşüyor.
Şiddet konusunda Türkiye çok daha hassas davranmak zorunda...
Ve bu yorgun mermi meselesi giderek toplumsal bir sıkıntı olmaya doğru gidiyor.

Haberin Devamı


Yeni konut hamlesiyle
birlikte dönüşüm

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan 13 Eylül’de yeni konut projeleriyle ilgili önemli bir açıklama yapacak.
Herkes gibi ben de merak ediyorum haberin detaylarını...
Çünkü görüyorum ki; artan bu fiyatlarla vatandaşımızın ev sahibi olması giderek zorlaşıyor.
TOKİ’nin bu projelerde lokomotif olacağı kesin...
500 bin yeni konut üretileceği ve uzun vadeyle satılacağı konuşuluyor.
Devlet bu yükü özel sektörle birlikte paylaşmalı.
İkincisi bu konuya hazır konsantre olunmuşken; kentsel dönüşümde de yeni bir hamle yapalım.
Yeni araziler yerine mevcut sağlıksız yapıları da dönüşmesine imkan tanıyalım.
Zaten şehirlerimizde nitelikli arsa bulmak zorlaştı.
Şehirlerimizi daha da büyütmek yerine kentsel dönüşümle de modern kentlere kavuşalım.
TOKİ vasıtasıyla evi olmayan vatandaşlarımıza konutlarına kavuştururken, deprem riski taşıyan bölgelerden başlayarak kentsel dönüşüme hız verelim.

Haberin Devamı


Fark yaratan mekan sayısı az

SOSYAL medya detoksum devam ediyor.
Her gün yerine birkaç günde bir; birkaç günde bir bakmak yerine haftada bir sosyal medyaya bakmak iyi geldi.
Detoksumu hafta sonu cumartesileri biraz bozuyorum.
O da merakımı gidermek için...
Mekanlara bakıyorum; hepsi dolu...
İçimden “Pandeminin yaraları sarılıyor” diye geçiriyor ve mutlu oluyorum.
Gerçekten de işletmeler büyük zorluklarla mücadele ettiler.
Sonra da bakıyorum; aynı tip mekanlar. İçerikler, menüler...
Ve sonra yine diyorum ki;
Tamam Türkiye turizmde büyük oyuncu, ilgi de fazla...
Ama daha katma değerli turizm yapmak zorunda...
Bu kitleyi çekebilmek için birbirine benzer tatil beldeleri, işletmeler yerine fark yaratan yerlerin de olması gerekir.
Yok mu?
Var; ama sayıları az...
Örneğin yaz boyunca gittiğim yerler o kadar sınırlı ki...
Ben müzik dinlerken sohbet de etmek istiyorum örneğin…
Karşımdaki insanları duymak, bağırmadan konuşmak çok mu garip bir istek...
Ve örneğin; Birbirinin aynı, kopya menüler de görmek istemiyorum.
Bize özgü olan, yerel ürünler kullanılarak pişirilmiş yemekleri tercih ediyorum.
Gastronomiden anlayan ve seyahat eden milyonların da benzer istekleri olduklarını biliyorum.
Mekanlar dolu olabilir.
Ama turizmden yeni bir başarı öyküsü yazmak için benzer yerlerin, mekanların, işletmelerin sayısında artış gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları