Seçim bitsin yapılacaklar listeyi bir hayli uzun

NE kadar uzak kalmaya çalışsak da; siyaset günlük hayatımızın tam ortasında...

Haberin Devamı

Nereye gitsem siyasetten başka bir şey konuşulmuyor.
Ve hayat böyle dönemlerde duruyor, kilitleniyor.
Yatırımlar bekliyor ya da erteleniyor.
İnsanların karar mekanizmaları gecikiyor.
Böyle olunca herkes seçim tarihine odaklanıyor.
Bizde siyaset belirleyici oluyor, toplum sonuçlara göre pozisyon alıyor.
İtirazım yok...
Ama şunu biliyorum.
Halkın beklentileri var ve bazen siyasetçinin gündemiyle ayrışabiliyor.
Örneğin deprem meselesini hemen ikinci plana attık.
Oysa yıkıcı depremin hatıraları, acıları hala çok taze...
Biz kentsel dönüşümü hep erteliyoruz.
11 ilin yeniden imarı öncelik olabilir ama Türkiye’nin önemli büyükşehirlerinde dönüşümü hızlandırmazsak fatura büyüyecek.
İzmir depreminden sonra bazı bölgelerde hasarlar oluştu.
Arada buradan geçiyorum.
Çoğu hala yıkılmayı bekliyor.
İzmir’in birçok yerinde eski binalar kentsel dönüşüme girdi.
Binaların üzerlerine asılan pankartlardan bunu anlayabiliyorum.
Ama onlar bile aylardır bekliyor.
Yani bir kenti dönüştürmek öyle kolay değil.
Zaman istiyor, kaynak ayırmak gerekiyor.
Bir de açılan davalar var.
Bu dönüşümü yapmak için belediyeler sınırlı bir imar artışına izin veriyor.
Bunu da dönüşümü hızlandırmak için yapıyor.
Çünkü her konut sahibinin bunu karşılayacak bütçesi yok.
Ama bu artışlar da mahkemelerden geri dönüyor.
Peki nasıl yapacağız?
Yani insanlar hem değişim istiyor, hem de önlerine birçok engel çıkıyor.
Seçim bitsin bence bu konu yasayla güvence altına alınmalı ya da alternatif kaynaklar oluşturulmalı.
Zor biliyorum ama yapmamız gerektiğine inanıyorum.

Haberin Devamı


Katılım yine yüksek olacak

İKİNCİ tur deneyimimiz yok.
Seçmen yeniden sandık başına gider mi, gitmez mi?
Bence bu sorunun en güzel cevabı yurt dışı seçmeninin tavrında saklı...
İkinci tur oylaması için oy kullananların sayısı 1 milyon 585 bin 334’e ulaşmış.
Bu demektir ki; seçmen oyuna sahip çıkıyor.
Dünyanın birçok yerinde kuyruk görüntülerini izlemişsinizdir.
Evet; demokrasimizde eksikler çok ama vatandaşımızın sandığına sahip çıkıyor olması takdire şayan...
İkinci turda da katılım yüksek olacak.

Haberin Devamı


Utanmak, kızarmak
ne kadar sahici duygu

GEÇENLERDE harika bir makale okudum.
“Utanınca yüzü kızaran tek canlı neden sadece insanlardır?” başlığı atılmıştı.
Utanınca kızarırız; bilim insanları da bunu araştırıyor.
Kızarma yüz derisindeki kan akışını artıran ve kırmızımsı bir renk oluşturan kan damarlarının genişlemesinden kaynaklanıyor. Hayvanlardan farklı olarak insanlar, tehdit edildiklerinde veya kızdıklarında değil, başkalarının yargısına maruz kaldıklarında kızarır.
Yazıda şöyle deniyordu; “Kızarma ve utanç, benlik ve kimlik duygumuzla yakından ilgilidir. İnsanlar olarak, başkalarının bizi nasıl gördüğünü ve kendimizi nasıl gördüğümüzü önemseyen oldukça sosyal ve bilişsel varlıklarız. Başkalarının ne düşündüğünü veya hissettiğini hayal edebileceğimiz anlamına gelen bir zihin teorimiz var ve kendi düşüncelerimiz ve duygularımız üzerinde düşünebileceğimiz anlamına gelen bir öz farkındalığımız var. Bu yetenekler, karmaşık sosyal ilişkiler ve ahlaki yargılar oluşturmamızı sağlar, ancak aynı zamanda bizi utanç ve suçluluk duygusuna karşı savunmasız hale getirir. Kızarma ve utanç, kültürler ve zamanlar arasında evrensel değildir. Kızarma ve utanç, insan doğasının duygularımız ve sosyal etkileşimlerimiz hakkında çok şey ortaya çıkaran büyüleyici yönleridir.”
Utanmak da, kızarmak da; bana çok samimi, sahici geliyor.
Biz öyle bir kuşaktık.
Utanan utandığını belli eden…
Belki de o yüzden yazı ilgi çekti.
Kısa bir özet yapmak istedim.

Haberin Devamı


Ders niteliğinde
bir yük üstlendik

SURİYELİ göçmen sayısında farklı rakamlar var. Numan Kurtulmuş 5 milyona yakın bir rakam verdi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “3.5 milyon” dedi. Şu bir gerçek; Sadece Türkiye’de değil, bütün dünya mülteci konusundaki hassasiyet artıyor. Son yapılan seçimlerdeki milliyetçi oyların arkasında da bu gerçek var.
Bir yandan zor bir coğrafyada olmanın sıkıntılarını yaşıyoruz, bir yandan da ülke içinde bu konuyu iyi yönetmeliyiz.
Bence Türkiye mülteci konusunda ders niteliğinde bir yük üstlendi.
Ama öyle anlaşılıyor ki; toplum da doğru, sağlıklı bir çözüm de bekliyor. Siyaset bu konuyu daha uzun yıllar çok konuşacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları