Kulüpler aynı zamanda sivil toplum örgütüdür

FUTBOL sadece futbol mudur sizce?

Haberin Devamı

Bence değil.
Uzun zamandır yazıyorum.
Bir kenti tarif ederken; sadece ekonomisinden bahsedemezsiniz.
Ve hatta bir kenti sadece sosyolojik yapısıyla ya da politik tercihleriyle de tarif edemezsiniz.
İçine sporu, sanatı, kültürü, gastronomiyi ve birçok şeyi daha eklemeniz gerekir.
Futbol odaklı bir spor anlayışım yok.
Hatta alternatif alanları çok daha fazla destekliyorum.
Ama futbolun itici gücünü de kabul etmemiz gerekiyor.
O yüzden İzmir’in Süper Lig’de takımının olmamasını kentin bir eksikliği olarak yazdım hep...
Evet; bir eksikliktir.
Her konuda iddialı, duruşu olan, değerleriyle öne çıkan bir İzmir’in kulüplerinin de bunu göstermesi gerekir.
Ve istenir.
Göztepe sıkıntılı yıllardan sonra Süper Lig’e çıkmayı başardı.
Mehmet Sepil İzmir kamuoyuna ders olabilecek nitelikte hamleler yaptı.
Altyapısını tamamladı, stadı bitti, kurumsallaşmasını tamamladı.
Lige çıktığından bu yana da hiç fena olmayan bir performans gösterdi.
Bu sene talihsiz bir süreç izlendi.
Ve takım küme düştü.
Olabilir...
Ben bu altyapıyla Göztepe’nin en kısa sürede Süper Lig’e döneceğini düşünüyorum.
Ama bu arada bir devir dedikoduları başladı.
İsimler havada uçuştu.
Abramoviç ile başladık; Danimarkalı iş insanı Rasmus Ankersen ile tamamlıyoruz.
Galiba Ankersen ismi daha ciddi olarak görülüyor.
Daha doğrusu camianın önde gelen isimleri böyle düşünüyor.
İngiltere’de birçok kulüp el değiştirdi.
Nitekim adı geçen bu ismin de İngiltere’de kulüpleri var.
Bir Türk takımı olmaz mı? Elbette olur. Belki de örnek olur.
Ve bu takımın İzmir’den olması daha akıllıca olur.
Yine de ben Sepil’in bir kez daha düşünmesi gerektiğine inanıyorum.
Büyük bir mücadele verdi ve benim tanıdığım Mehmet Sepil yarım kalan hikayeleri sevmez.
Göztepeli taraftarlar için de önemli bir sınavdır.
Asırlık bu kulüplerin iyi ve kötü günleri olabilir.
Karşıyaka, Göztepe gibi amatöre düştüklerinde bile on binlere oynayan çok az kulüp var.
Sadece Türkiye’de değil, dünyada de örnekleri azdır.
O yüzden bizim, yani İzmir’in kulüpleri kentin aynalarıdır.
Bizim kulüplere baktığımızda kent ekonomisini de, sosyolojisini de, kültürünü de görürsünüz.
Çünkü her biri sivil toplum örgütüdür.
Güçlü ve geçmişiyle hafızalarda yer almış kulüplerdir.
Kıymetlerini bilelim ve sahip çıkalım.

Haberin Devamı

Altay ve Karşıyaka’yı unutmayalım

Haberin Devamı

Bu yazdıklarım Altay ve Karşıyaka için de geçerlidir.
Altay’da da Özgür Ekmekçioğlu ve genç arkadaşları çok başarılı oldular. Takımı nereden nereye getirdiler. Ama Altay için de kötü bir sezon oldu. Olsun... Altay’ın da stadı hazır, altyapısına çok şey eklendi. Mücadeleye devam edecekler. Pes etmek yok.
Ve Karşıyaka...
Pınar Karşıyaka camiayı bir arada tutan branş... Kız voleybol takımı çok başarılı gidiyor.
Futbolda, baskette, yelkende gençler harikalar yaratıyor.
Ama futbolda Karşıyaka’nın adı okunmuyor.
Yine yazıyorum.
Futbolda artık Karşıyaka’nın kafasını kaldırması gerekir.
Yeni spor yasası da bazı adımları zorunlu kılıyor.
Ben spora yatırım yapacak olsam Karşıyaka’yı alır, birkaç yılda Süper Lig’e çıkarırdım.
Yani Göztepe için gelenler Karşıyaka’ya da talip olabilirler.

Haberin Devamı


Tufan abinin ardından

TUFAN Türenç’i kaybettik.
Gerçekten çok üzgünüm...
Meslek hayatımda bana yol gösteren çok insan oldu.
O yüzden kendimi hep şanslı saymışımdır.
Gazetecilik zor bir meslektir.
Haberin peşinden koşmak, haberine sahip çıkmak ve haberle yoğrulmak yıpratıcıdır.
Ama dünyanın da en keyifli mesleğidir.
Tutku ister.
Ben meslekte hep tutkulu insanlarla çalıştım.
Onları örnek aldım, kendime rol model yaptım.
Sayıları çok, her birinin desteği için sonsuz teşekkür ederim.
O isimlerden biriydi Tufan Türenç...
İyi bir haberci, iyi bir gazeteciydi.
İlkeleri olan, demokrasiye sıkı sıkı bağlı, Türkiye’nin değerini bilen, dünyayı tanıyan biriydi.
Tam gününü hatırlamıyorum ama yılını çok iyi biliyorum.
1992’de odasında konuşmuş; geleceğe dair fikirlerini almıştım.
O görüşmeler, konuşmalar hiç bitmedi.
İyi ki tanıdım dediğim insanlardan biriydi Tufan Türenç...
Nurlar içinde yatsın.
Özleyeceğim...

Haberin Devamı

Kulüpler aynı zamanda sivil toplum örgütüdür


Çoban haritası fikrini beğendim

TARIMI yeniden konuşmalı, yeniden hatırlamalıyız. O yüzden İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Mera İzmir projesini destekliyorum. Proje kapsamında hayvan sayıları ve ağıl konumlarını içeren bir Çoban Haritası hazırlanmış. İzmir, Türkiye’de bir çoban haritasına sahip ilk il olmuş. Ekipler haritada işaretlenen 4 bin 658 çobanın kapısı tek tek çalmış. Onları ağıllarını ziyaret etmiş. Silajlık mısır yerine, su istemeyen, yerli yem bitkileri ile hayvancılık yapan üreticileri belirlemişler. O çobanların ürettiği sütleri satın almışlar.
Bence güzel bir hikaye ve proje...
Her kentin yapması gereken örnek bir iş olmuş.
Bazı konularda parti ayrımı yapmadan, iyi örnekleri çoğaltarak Türkiye’ye yaymalıyız.
Bu proje de onlardan biri olmuş.

Yazarın Tüm Yazıları