Bir mühendislik harikası oldu

1915 Çanakkale Köprüsü’ne bitmeden teknik ekiple çıkmış ve kulelerin üzerinden bu pozu vermiştim.

Haberin Devamı

Bir mühendislik harikası oldu

Benim için önemli deneyimlerden biri olmuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da 1915 Çanakkale Köprüsü’ne Seyit Onbaşı’nın sırtında taşıdığı top mermisini sembolize eden figürlerin yerleştirilmesi törenine katıldı.
Cumhuriyetin 100’üncü yılını simgeleyen, 2023 metrelik orta açıklığıyla dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü...
Köprünün yapımında 5 bin kişi görev aldı.
İlk aşamadan son güne kadar projeyi yakından takip ettim.
Büyük bir mühendislik harikası olduğunu biliyorum.
Çanakkale Boğazı’ndan geçiş artık 6 dakikada tamamlanıyor. 100 kilometre uzunluğundaki Malkara - Çanakkale otoyoluyla da birlikte mesafe 100 kilometre kısalıyor.
Ayvacık - Küçükkuyu yolu ile ‘Troya’ ve ‘Assos’ tünelleri de yakın bir zamanda açılmıştı.
Çanakkale ve Ege’ye ulaşım böylece daha da kolaylaştı.
Otoyollar elbette mesafeleri kısaltıyor.
Bu da başta ekonomi olmak üzere hayatın akışını değiştiriyor.
İzmir – İstanbul otoyolunun bitmesinden sonra da sadece İzmir değil; Ege’nin bütün illerinde olumlu gelişmeler oldu.
Tabii bu ulaşım kolaylığı İzmir gibi şehirlerin yükünü de artırdı.
Köprüler, yollar büyük altyapı yatırımlarının etkileri yıllar sonra ortaya çıkacak.
Bu gelişmelere hazırlıklı olmak gerekir.
Örneğin İzmir’in nüfusundaki artış, sadece hafta sonları ve yazları değil; 12 aya yayılan ziyaretçi akını da dikkatlerden kaçmıyor.
Devlet elbette bu büyük fotoğrafı görüyor ve buna göre hazırlık yapıyordur.
Ama çoğu zaman hayatın akışı projelerin önünde gidiyor.
Çanakkale boğazından hızlı geçişin de büyük faydaları olacak.
İnanıyorum ki; kısa bir süre sonra Çanakkale ve çevresindeki değişim de hızlı olacak.
Bütün bunları sindire sindire yapmalıyız.
Kentlerimiz planlı, sağlıklı ve istikrarlı büyümeli...
Çanakkale’yi bilen, çok giden, seven biri olarak söylüyorum.
Köprü Çanakkale’ye çok yakıştı.
Ve harika bir mühendislik eseri oldu.

 

Haberin Devamı

Gavur mahallesi
rekora koşuyor

Haberin Devamı

AHMET Güneştekin’in “Gâvur Mahallesi” sergisini hafta sonları 10 binden fazla kişi geziyor.
Bu gerçekten de serginin büyük ilgi gördüğünü gösteriyor.
3 Kasım’dan da bu yana 300 bin kişi gezmiş.
Güneştekin ile konuştum; bu ilgiden çok mutlu...
Diyor ki; “300 bin kişinin bir bölümü de İzmir dışından gelenler... Sanatın bir kentin sosyal hayatına, ekonomik dünyasına ne kadar katkı yaptığının bir göstergesi.”
Mart sonuna kadar devam edecek bu sergi bu gidişle bir dünya rekoruna imza atabilir.
Teşekkürler Güneştekin...


Ronaldo varsa oynatacaksın

PORTEKİZ Milli Takımı’nın teknik direktörü Fernando Santos eleştiriliyor.
Çünkü hem İsviçre, hem de Fas maçlarında Ronaldo’yu ilk 11’e almamıştı.
Aslında ikili arasında bir diyalog da geçmiş.
Maçtan sonra bu da soruldu; Santos cevap verdi; “Konuştuğumuz şey, oturup tartışmak ya da yüzleşmek gibi olmadı. Öğle yemeği sırasında onun yanına oturup konuştuğum bir andı. Taktiksel olarak sebeplerini açıkladım. Her zaman ilk 11’de başlamaya alışkın olduğu için bu durumdan memnun kalmadı. Bana ‘Bunun gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?’ dedi.”
Kabul, futbol bir ekip çalışması...
Ama söz konusu Ronaldo olunca bence her şey değişebilir.
Fernando Santos’un yerinde olsaydım, ilk 11’de asla vazgeçmezdim.
Elinde bir dünya yıldızın varsa ve bu onun son dünya kupasıysa hiç vazgeçmezdim.

 

Haberin Devamı

Yunanistan örneği olmasın

HERKES Fas’ı konuşuyor.
92 yıllık Dünya Kupası tarihinde yarı finale yükselen ilk Afrika temsilcisi olması Fas’ı bir anda gündemin ilk sırasına oturttu.
Fas’ın teknik direktörü Walid Regragui, “Biz bu Dünya Kupası’nın Rocky’siyiz” demiş.
Haklı da; sahaya kim çıktıyla nakavt eden bir Fas var.
Hırvatistan, Belçika ve Kanada’nın önünde grubu lider bitirdiler.
Son 16’da İspanya’yı, çeyrek finalde de Portekiz’i elediler.
Şimdi de Fransa’nın rakibi oldular.
Bu Rocky durumu bu sefer tutar mı bilemiyorum ama herkesi şaşırtan bir Fas olduğuna göre Fransa’nın da işi kolay değil.
Vakit buldukça maçları izlemeye çalıştım.
Fas’ın oyun planı Yunanistan’ı Avrupa şampiyonu yapan stratejiye çok benziyor.
Öncelikle gol yememeye çalışıyorlar; savunmayı bir set gibi kurguluyorlar ve rakibin en zayıf anında da golü buluyorlar.
Sonuç elbette önemli ama benim gibi oyun planına bakanlar için bu farklı bir durum.
Örneğin Fas karşısındaki İspanya’yı da, Portekiz’i de daha çok beğenmiştim.
Ama futbol bu, o topu kale çizgisinden geçiremeyince de olmuyor.
Yani Katar’daki şampiyonada bir Yunanistan örneği yaşayabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları