Alzheimer ve müzik tedavisi

ÖMRÜMÜZ uzuyor. Bu hepimizi sevindiren olumlu bir gelişme. Ama bilelim ki ömrümüzün uzayan bölümü gençlik ve orta yaşlarımız değil, hayatımızın yaşlılık dilimi. Eğer kendimize iyi bakmayı beceremezsek, yeteri kadar sağlıklı değilsek net ve açık söyleyeyim, uzun bir ömür düşündüğümüz kadar iyi, güzel ve keyifli bir şey olmayabilir. Yeteri kadar hareket edemeden, dostlarla neşeyle savrulup gülemeden geçirilen bir yaşlılık dönemi,uzun ömür bize huzur ve mutluluk vermek yerine farklı sağlık sorunlarına kapı açan sorunlu bir yaşam dönemi de olabiliyor. İşte bu nedenle sadece uzun bir yaşama değil huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir hayata odaklanmak kısacası “ihtiyarlamadan yaşlanmak” temel hedefimiz olmalı.

Haberin Devamı


Nöroloji Uzmanı Dr. Aysel Gürsoy, ünlü aktör Tonry Curtis’in “Şöhret, alzheimer hastalığına benzer... Siz hiç kimseyi tanımazsınız ama herkes sizi tanır” dediğini ifade ederek, koruyucu hekimlikte alzheimer ve müzik terapisini anlattı:

DEMANS BUNAMA DEMEKTİR
Alzheimer demansiel bulgularla seyreden bir hastalık. O zaman demans nedir? Demans kelimesinin Türkçe karşılığı bunamadır. Beyinde ortaya çıkan hasara bağlı olarak zihinsel işlevlerde ve motor becerilerde ilerleyici bir yıkım. Demans daha önce edinilmiş zihinsel ve duygusal yeteneklerimizi etkileyerek sosyal davranışları bozar ve günlük yaşam aktivitemizi kendi başımıza sürdürmemizi önceleri kısmi, daha sonra tamamen engeller. Demnas yapan yüzlerce sebep vardır.
Alzheimer hastalığı en sık görülen demans nedenidir, 1906 yılında alman Psikiyatri Uzmanı Dr. Alois Alzheimer tarafından tanımlandı. Hakkında artık çok şey bilsek de henüz kesin nedeni ve tedavisi ortaya konulamayan hastalık, ömrün uzaması ile birlikte ileri yaşta en sık görülen bir hastalık olarak zamanımızda her bireyin korkusu haline gelmiştir. Sinsi başlangıçta hastanın orta yaşlara uzanan klinik bulgu vermeyen, beyinde başlamış harabiyeti ve hafif, orta, ileri diye ayırabileceğimiz kişiden kişiye farklılık gösteren seyri, sosyal-ekonomik tahribatı ile psikolojik olarak hastadan sorumlu aileyi derinden etkileyen bir toplum sağlığı sorunudur. Buna rağmen başlangıcı geciktirilebilecek bakım düzenlemeleri ile evde uzun süre yaşam mümkün olabilecektir.

Haberin Devamı

ALZHEİMER ORTA YAŞTA BAŞLAR
Alzheimer hastalığının 65 yaş üstünde görülme sıklığı yüksek olmasının yanında beyinde bozulmanın orta yaşlarda başladığı, erken alınacak önlemler ile orta çıkmasının geciktirilebileceğine dikkati çekmek isterim. Türkiye için önemi yaşlı nüfus artmakta, ebeveyn bakımının ekonomik ve sosyal sorumlusu genç nüfus oranının giderek azalmasıdır. Genç ve orta yaşta trafik kazası ve kalp krizi nedeniyle olan ölümlerdeki otopsilerde beyinde orta-ağır düzeyde alzheimer pantolojisi görülse de, öykülerinde sağlıklı bir zihne sahip oldukları anlaşılmıştır.
ABD’de 1991 yılında yapılan rahibe çalışmalarında 85 yaşında kalp krizinden ölen Rahibe Bernadette’nin otopsisinde beyinde ileri alzheimer bulguları olduğu halde son ana kadar zihinsel fonksiyonlarının oldukça yerinde olduğu saptanmış, daha sonraki çalışmalarda beyin bulguları patolojik olan dört kişiden birinin klinik bulgularının ertelenebildiğini göstermektedir. Artık bunu “Beyin Rezervi” hipotezi ile açıklayabilmekteyiz.
Beyin rezervi hipotezine göre eğitim, düzenli egzersiz, entelektüel kapasite, aktif mesleki faaliyetler, IQ (zeka) derecesi, zihinsel etkisi olan hobiler, şarkı söyleme, enstrüman çalma, kitap okuma, parmaklarla yapılan el işleri, beyindeki yıkıma karşı yedek bir kapasite oluşturmaktadır. Yüksek yedek kapasiteye sahip kişilerde demans riski yüzde 46 oranında düşük olmaktadır.

Haberin Devamı


KORUNMANIN YOLLARI
* Kalp damar hastalıkları risk faktörüdür. Bu nedenle tansiyon, şeker, kilo takipleri önemlidir. Uzun yaşayacağımız ve sonunda alzheimer olacağımız bilgisiyle kendimize iyi bakmamız önemlidir.
* Yeterli sosyal ağ içinde olmak. Toplum gönüllülüğü hizmetlerinde çalışmak.
* Alkolizm demans yapar. 1 kadeh şarapla ilgili yararlılık çalışmaları vardır.
* Akdeniz tipi beslenme; sebze, meyve, tahıl, balık, zeytinyağı, haftada iki gün kırmızı et
* Günlük 2 litre su.
* Sürekli eğitim, yabancı dil öğrenme.
* Sigara içmemeli, içiliyorsa bırakılmalı.
* Yeni ve kompleks bilgiler öğrenme.
* Depresyondan sakın, varsa tedavi ol.
* Yürüyüş ve dans etmek.
* Düşük tansiyon, düşük kan şekeri uygun değil.
* B12 vitamini ve D vitamini eksik ise düzeltilmeli.

Haberin Devamı


YAŞLILIKTA MÜZİKTERAPİ
SES enerjisi kulağımıza geldiğinde, iç kulak hücrelerindeki kuvartz kristalleri tarafından mikrovortluk tarafından böyle algılanır. Öğrenilmiş bir bilgi haline dönüşebilmesi için beynin bunu kabul etmesi gerekir.
İnsan beyninde “müziği takdir yeteneği” olduğu, bebekler üzerinde yapılan deneylerle doğrulanmıştır. Müziği beyinde mutluluk, neşe, elem, öfke, nefret gibi alanları tetikleyen bir enerji bandı olarak tanımlamak doğru olur. Müzik beynin hem sağ hem sol yarımküresinde işlem yapmaktadır. Müzikle ilgilenenlerin iki yarımküredeki işlemleri karşı tarafa taşıyan corpus kallosum bölgesinin daha kalın olduğu görülmektedir. İnsan beyninin huzur ve öfke, korku anında ürettiği sinyallerin farklı olduğu biliniyor. Müzikle ruh sağlığı arasında neden-sonuç ilişkisi vardır. Yapılan çalışmalar kişiye özel, beyninde mutluluk uyandıran antidepresif etkisi olan sinyaller göndermenin mümkün olduğunu göstermektedir.

Haberin Devamı


ŞARKI SÖYLEMEK ÖNEMLİ
ŞARKI söylemek iyi nefes almayı gerektirir. Bunun sonucu olarak şarkı söyleyen hastanın aldığı oksijen artacak ve hasta fiziksel bir gevşeme yaşayacaktır. Genç ve orta yaşlarda şarkı söyleme yeteneği gelişmiş yaşlı ve hastalar uzun yıllar saygınlık ve değerlilik duygularına sahip olacaktır. Erken ve orta evre hastalarda şarkı söylemeye katılım şarkı söylemeye katılım 30-40 dk kadar olmalıdır. Günlük stresi ve ajitasyonu azaltmada etkilidir. Günlük yaşam alanları ve aktivitelere geçiş esnasında şarkı söylemek hastanın adaptasyonunu kolaylaştıracaktır. Radyonuz hep açık kalsın.

Yazarın Tüm Yazıları