Aşkın gözü kör mü acaba?

Tiyatro Hayali ekibi ‘Aşk Hikâyen Düşmüş’le günümüz İstanbul’unda geçen, masalsı ve yarı fantastik bir aşk ilişkisini anlatıyor. Bu gezegenin bir yerlerinde ‘ruh eşinin’ yaşadığını düşünenleri mest edecek eğlenceli, oyuncaklı, şarkılı bir masal...

Haberin Devamı

AŞK HİKÂYEN DÜŞMÜŞ (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ BUÇUK YILDIZ)

Tiyatro Hayali

 Yazan: Ahmet Sami Özbudak 

 Yöneten: Emrah Eren

 Oyuncular: Ayça Koyunoğlu, Fatih Koyunoğlu

 Süre: 110 dakika

 Ne zaman, nerede: 21 Haziran Çarşamba 20.30’da Baba Sahne’de.

 Bilet fiyatları: 170 ve 230 lira.

Aşkın gözü kör mü acaba

Her insan kendisinin diğer yarısı olan, onu şu belirsiz süreli hayatta tamamlayacak ruh eşiyle mi düşer dünyaya? Varsa eğer öyle bir şey, insanın ruh eşiyle gezegenin bir yerlerinde kesişme ihtimali nedir? Ya yanlış kişileri ruh eşimiz sanırsak? Ya da ruh eşimizle karşılaştığımızda her şey için çok geç kalmışsak? Herkesin en az bir aşk hikâyesi var mıdır ki yaşayacağı? Aşk hikâyesi düşten mi
ibarettir yoksa?

Haberin Devamı

Tiyatro Hayali ekibi ‘ruh eşi’ denen hayalin üzerine kurmuş hikâyesini. Ahmet Sami Özbudak tekeşli, kendilerine uygun eşi bulduktan sonra da sadakatten şaşmayan albatrosların izinde bir masal yazmış: ‘Aşk Hikâyen Düşmüş’. Bir düş bu. Seyircinin Rana-Selçuk Alagöz şarkıları eşliğinde oturduğu yerde içini kıpır kıpır etmeye aday bir oyun. Sahnedeki kadınla adamın ruh eşi olarak kesişip kesişmeyeceklerini takip ederken, hayatın tuhaf olasılıklarını ve tesadüflerini tatlı tatlı anımsatan bir iş...

Hareketi, neşesi bol rejilerin ismi Emrah Eren’in yönetimindeki oyunda ‘ruh eşlerini’ arayan kadınla adamı Ayça Koyunoğlu ile Fatih Koyunoğlu oynuyor. Ön oyunda öykülerini dinlediğimiz albatroslar, öldükten sonra dünyaya birer parmak kadın ve erkek olarak düşmüş ve oyuncularla aynı ismi taşıyan karakterler Ayça ile Fatih’in avuçlarına yerleşivermiştir. Birbirleriyle bir türlü karşılaşmayan Ayça ve Fatih, hayatlarının aşkı olduğuna kendilerini inandırdıkları farklı birer erkek ve kadınla gelecek planları yapadursun, ikisi dışında kimseye görünmeyen parmak insanlar, ikisinin kalbini ve aklını karıştırıp durur...

Çukurcuma’da bir antikacı, Karaköy vapuru, Beyoğlu sokakları, Heybeliada yokuşları, Caferağa’da bir medrese, Fındıklı’da sevdalıların derdine derman olan bir çeşme... Merve Yörük’ün tasarladığı dekor, bu iki genç İstanbullunun birbirine sık sık teğet geçeceği şiirli, hikâyeli İstanbul mekânlarına ev sahipliği yapıyor.

Haberin Devamı

Her iki oyuncu -hikâyenin gerektirdiğinden daha uzun bir süreye yayılan- oyun boyunca hiç düşmeyen bir enerjiyle farklı karakterler arasında gidip geliyor. Küçük kuklaları, ana karakterler Ayça ve Fatih’i, her ikisinin de sevgililerini, karşılarına çıkan ve onlara aşk ve hayat üzerine akıl veren insanları küçük aksesuarlar ve anlık dönüşümlerle oyuna dahil ediyorlar. Sahne üstü yeteneklerini evvelden bildiğimiz iki oyuncu kendilerinden bekleneni layıkıyla karşılasa da Ayça Koyunoğlu, Rana Alagöz ile karşılaşma sahnesinde nefis bir iş çıkarıyor. İnsanın bu sahnedeki performansını tekrar tekrar izleyesi geliyor.

Öte yandan oyunun bütününde komedi tonuyla hüzünlü damar arasında bir denge oluşturmaya çalışılmışsa da bazı sahnelerde tekrar hissi yaşanmasının önüne geçilememiş. Bazı sahneleri -seyirciyi yükseltmeyi hedefleyen esprilerden kısmak pahasına- kısaltmak fena çözüm olmayabilir. Sürekli oyuncuların avcundan oyuna dahil olan kuklalar da bir süre sonra hikâyedeki ‘ikna edici güçlerini’ (oyunun fantastik boyutunu kurmalarına rağmen) yitiriyor.

Haberin Devamı

Aşkın gözü kör mü acaba
Oyunda Ayça Koyunoğlu ve Fatih Koyunoğlu ruh eşlerini arıyor.

‘Çalıkuşu’na da uğruyor

Seyircinin kafasına aşka dair, birbirini bulmaya dair minik minik çentikler atıyor ‘Aşk Hikâyen Düşmüş’. Ne aradığını bile tam bilmeyen âşıklar oyun boyunca ‘Çalıkuşu’na uğruyor, şairleri yâd ediyor, sokaktan geçen gönülçelenciden medet umuyor, şarap şişelerinde kayboluyor. Metnin kimi kısımlarında oyunun vaat ettiği o masalsı romantizmle arama mesafe girdiği de oldu. Ama Fatih’in ağzından çaresiz, yılgın bir tonda çıkan “Sanki artık hayatımda hiç güzel bir şey olmayacakmış gibi”... cümlesini dibine kadar hissetmemek mümkün değildi.  

Ayça ile Fatih’in birbirlerini bulup bulamayacakları finaldeki sürpriz... ‘Aşk Hikâyen Düşmüş’ iki iyi oyuncunun, neşeli ama duygusal bir dille, yetkin oyunculuk maharetleriyle anlattığı hareketli bir masal. En büyük keyfi ruh eşinin peşinde, işaretleri merakla takip edenlerin alacağına şüphe yok. Rana Alagöz’ün -yanıtını pekâlâ bildiğimiz- sorusunu da akılda tutarak tabii: Aşkın gözü kör mü acaba?

Haberin Devamı

SAHNEDE BUNLAR DA VAR

KIZLAR VE OĞLANLAR

Oyun Atölyesi

Aşkın gözü kör mü acaba

Özlem Zeynep Dinsel’in, sezonun en etkileyici oyuncu performanslarından birini sunduğu tek kişilik oyunu, büyük bir aşk ve evlilik hikâyesi olarak başlayıp ürpertici bir sonla bitiyor…

Bu akşam 20.30’da Oyun Atölyesi’nde.

N’OLCAK BU YUSUF UMUT’UN HALİ

Tiyatro Hemhâl

Aşkın gözü kör mü acaba

Alis Çalışkan ile Hakan Emre Ünal’ın birlikte kaleme aldığı, Ayşe Draz ile Nezaket Erden’in yönettiği oyun bir tür ‘kayıp erkek’ öyküsü. Gücünü hikâyesinden çok Ünal’ın enerjik oyunculuğundan alıyor. Yarın 21.00’de Bodrum Gümüşlük Akademisi’nde.

FANATİK

Siyah, Beyaz ve Renkli

Aşkın gözü kör mü acaba

‘Aile ne için vardır’, ‘Bir çocuğu kim yetiştirir’ gibi soruları komedi formunda sunan oyunda orta sınıf bir çekirdek ailenin, küçük çocuklarıyla kurdukları ilişkiyi takip ediyoruz. Karakterler Neslihan Arslan, Nurhan Özenen ve Salih Bademci’ye teslim. 23 Haziran Cuma, 20.30’da Baba Sahne’de.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları