Aşkla pişirmek

“Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etkin ilgidir. Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur.” (Erich Fromm-Sevme Sanatı)

Haberin Devamı

Kadın, üzeri renkli çizgilerle bezenmiş bez torba oturtulmuş cılız tekerlekli yorgun pazar arabasını arkasından sürüklerken, kalabalık ve gürültüye aldırmıyordu. Her zaman yaptığı gibi sebzelerle önce bağ kurması gerekliydi. Gözleriyle karşı cinsi etkilemek isteyen bakışlarla sebzeyi etkilemeye ya da sebzenin duruşu, rengi, canlılığı ve doğallığından kendisi etkilenmeliydi, ardından ilk adımı atacaktı. Tezgâha yanaşıp gözüne kestirdiği sebzeye elleriyle dokunmak ilk adımdı. Gözlerini yumarak elindeki sebzeyi derinden nefesle koklamak ikinci, güzel sözlerle sebzeye hitap edip torbaya yerleştirmek üçüncü ve son adımdı. Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyor, neredeyse tezgâhlardaki her sebzeyle bakışıyor, göz kırpıyor ya da içten içe kurduğu “Sen daha olmamışsın, toprağına çok gübre koymuşlar, hormonlu gibisin, bu gerçek kokun değil” şeklindeki diyalog cümlelerini göz iletişimine geçtiği sebze ve meyvelerle paylaşıyordu. Nihayet gözüne kestirdiği tezgâha yanaşmıştı. Bir süre bakındı, her ürüne dikkatlice dokunuyordu, gülen gözlerle bakışı ilgi çekiciydi. Önünde durduğu tezgâhın sahibinin de dikkatini çekmişti. Bir süredir göz gezdirdiği ürünlerle içten içe konuşmaları dışa yansımasa da diyaloğu merak eden pazarcı, kadının sebzelerle muhabbetine katılmak istedi, “Aşk yaşıyorsunuz galiba?” dedi. Kadın birkaç saniye durumunu bozmadı, adamın ukalalığını görmezden gelmişti. “Evet haklısınız” dedikten sonra derin nefes aldı, “Aşk pişireceğim ve aşkla pişireceğim.”

“8 MART”

Haberin Devamı

Kadının, yüreğin, cesaretin, mücadelenin ve azmin günü... Sevginin, aşkın ve mimoza çiçeğinin de günü. Sadece birkaçını örnekleyebildim. Benim tanıdığım ve bildiğim ama köşeme sığdıramadığım onlarca daha var. Hepsi kadın, hepsi yürekli... Ve bizden ötesi... İnsan... Kutlu olsun.

Aşkla pişirmek

BÜŞRA’NIN “ANKARA DÖNERİ”

“Kadın döner ustası” veya “Döner pişiren kadın” cümleleri alışkın olmadığımız bir durum ve tınıda çıkıyor değil mi? Oysaki bir tadına baksanız ne şahane... Birkaç yıl önce Sabahattin Usta’nın Aydınlıkevler’deki üst geçidin ayağına denk gelen meşhur Ankara dönerini tatmaya gittiğimde karşılaşmıştım sevgili ‘Büşra Canbolat’la. Aslında istatistik mezunu olan Büşra, babası rahatsızlanınca döner tezgâhının başına geçmiş. “İlk başlarda garipsedim ancak sonraları tutuldum” dedi. Yakın zamanda uğradım sevgili Büşra’ya, tutkusu aşka dönüşmüş... Yediğim dönerin lezzetinden anladım, doyamadım. Aşkı tatmaya gidin derim, vurulacaksınız.

Haberin Devamı

Aşkla pişirmek

ECE’NİN “ARTİZAN EKMEKLERİ”

Artizan, geleneksel dilde ‘el ve ev yapımı’ diye nitelenir. Dolayısıyla sevgili Ece Demir’i, geleneksel bakışla, ‘ekmek ustası Ece’ veya ‘fırıncı Ece’ diye adlandırabiliriz. Hamurun ellerine bu kadar yakışanına çok az rastladım. Anadolu kadınının anaç ruhunu geleneğiyle birlikte taşıdığına eminim çünkü pişirdiği her şey çok lezzetli oluyor, tutkuyla bağlanıyorsunuz. Çoğunlukla tek başına ve evden çalışıyor. IG. @dantebreadrice isimli sayfası veya Birlik Mahallesi’ndeki Grasso doğal ürünler dükkânından sipariş vermeniz mümkün...

Aşkla pişirmek

NİHAN’NIN “HATIRLI KAHVESİ”

Yeni nesil kahvelerin Ankara’da yaygınlaşmasına öncü olanların başında Nihan Aytar ve Bahçeli 59. Sokak’taki kahve dükkânı “Rispetto” geliyor. Ankara’nın ilk kadın baristası olarak da bildiğim sevgili Nihan aslında gıda mühendisi ancak hayallerini kovalamak daha akılcı gelmiş. Yıllar önce hayalini kurduğu kahveci dükkânını açtığı sakin sokakta, kahvenin yanında mutluluk veren nefis tatlılarla birlikte huzur ve dinginliği de ikram ediyor. Her gittiğimde kalkmak istemediğim mekân ve Nihan’ın kahvesinin eşliği mest ediyor, girdiğim dünyadan çıkmak istemiyorum. Uğrayın derim.

Haberin Devamı

Aşkla pişirmek

HÜLYA’NIN “DOĞAL BAKKALİYESİ”

Doğal gıdanın önemini yeniden kavramaya başladığımızı umuyorum. Market raflarındaki paketlenmiş ürünlerin vücudumuza sinsice enjekte ettiği kimyasalların yarattığı tahribatla zaman içinde mutlaka karşılaşıyoruz. Sevgili Hülya, özenerek seçtiği doğal ürünleri, koru Mahallesi Ema Asmabahçe Çarşısı’ndaki bakkaliyesinde sergilerken sağlık önceliğini göz önüne alıyor. Ruhsal mutluluğun yanı sıra eski sağlığına da her gün büyük bir keyifle açtığı doğal bakkaliyesi sayesinde yeniden kavuşan Hülya Şan’a mutlaka uğrayıp sağlık yüklenin derim.

Yazarın Tüm Yazıları