Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı

Ayhan Işık, Türk sinemasının kralıydı. Bu, Yeşilçam’da herkesin üzerinde mutabık kaldığı ender konulardan biriydi.

Haberin Devamı

Sadece yakışıklılığıyla değil, ilişkileri, nezaketi, ağır başlılığı, dostluklarıyla büyük bir iz bıraktı. Set çalışanlarının da en sevdiği isimdi.

Yeşilçam’da starlık sistemini yerleştiren oydu.

Bir mecmuanın açtığı yarışmayı Belgin Doruk ile birlikte kazanarak sinemaya adım attı.

Yine Doruk ile birlikte rol aldığı Küçük Hanımefendi filmleriyle zirveye tırmandı.

Daha önce yazmıştım, Sadri Alışık ile herkesin imrendiği bir dostlukları vardı.

Kral, 13 Haziran günü Bebek’teki evinin balkonunda güneşlenirken beyin kanaması geçirdi.

Kaldırıldığı hastanede yanına ilk koşanlardan biri de Sadri Baba’ydı. Işık, Sadri Alışık’ı görünce eliyle işaret ederek odadaki herkesi dışarı çıkarttı.

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı
Sadri Alışık, uzun yıllar kardeş gibi sevdiği Ayhan Işık’ın mezarına gidip orada sabahlıyordu.

Haberin Devamı

‘SADRİ, BEN GİDİYORUM’

Beyaz çarşaflar üzerinde uzandığı yatağa doğru çağırdı arkadaşını.

Sadri Alışık’ı da gözyaşlarına boğan şu kelimeler döküldü ağzından:

“Sadri, ben gidiyorum. Gülşem ile Serap sana emanet...”

Ardından komaya girdi. İsviçre’ye götürülmesi planlanıyordu. Ancak bu plan gerçekleştirilemeden 16 Haziran 1979 günü, saat 23.45’te hayatını kaybetti.

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı
24 Haziran 1979

Henüz 50 yaşındaydı.

Ölümünün ardından 24 Haziran 1979 Hürriyet Pazar ilavesinin manşeti Ayhan Işık’a ayrılmıştı.

“Kralın tahtı boş mu kalacak?”

Türkan Şoray, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Belgin Doruk, Hülya Koçyiğit, Fikret Hakan ve Göksel Arsoy konuşuyordu haberde.

Hepsi de o tahtın boş kalacağını söylüyordu. Her kaybedilen kişi için söylenen “yeri doldurulamaz” sözlerinden farklıydı.

Gerçekten de Türk sinemasına bir daha Ayhan Işık gibisi gelmedi.

HEDEFİNİ YILLAR ÖNCESİNDEN KOYMUŞTU

ÜNLÜ piyanist ve besteci Fazıl Say’ın birkaç hafta önce Ovacık’ta, Munzur kıyısında verdiği konser çok konuşuldu.

Çakmaklı Köyü civarında, nehrin kenarındaki 1.5 saatlik konseri binlerce kişi izlemişti. Say’ın konserinde solist Serenad Bağcan da eserleri seslendirdi.

Haberin Devamı

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı

Aslında Fazıl Say’ın bu konserinin fikri çok eskilere dayanıyordu. Mozart’ın eserlerini değişik bir teknikle çalarak yorumladığı 1998’deki ilk plağı Fransa’da klasikler arasında ilk sıraya çıkmıştı.

Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda, bu plak ve konserleri dolayısıyla Say onuruna bir resepsiyon verdi. Hürriyet’in o dönem Paris temsilcisi olan Muammer Elveren de genç sanatçıyla bir röportaj yaptı.

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı
15 Mart 1998

Say bu röportajında hedeflerini anlatırken Ankara, İstanbul, İzmir ve Paris Olympia’daki konserlerini sıralayıp ardından yapacakları için şunları söylüyordu:

“Bir kamyonun arkasında piyanomu koyup, Anadolu’nun en ücra köşelerinde, gerekirse köy meydanlarında konser vereceğim. Bunu para için değil, klasik müziği halka indirme misyonu için yapmayı arzu ediyorum.”

Haberin Devamı

Ve genç yaşta bu sözü veren Fazıl Say, bunu da tuttu. Sivas Sivrialan Köyü, Kazdağları, Kayseri Karaözü Köyü... Köylerde konser vermeyi de sürdürüyor.

HÜRRİYET’İ SOYMA HATASINA DÜŞTÜLER

1968 yılında Cağaloğlu’na dadanan hırsızlar, mahalleliye illallah dedirtiyordu. Hürriyet binasının önündeki otomobillerin kelebek camlarını da açmış, kaşla göz arasında içeride ne var ne yok çalmışlardı.

Radyo, pikap, daktilo... Bulduklarını götürüyorlardı.

İki otomobil art arda böyle soyuldu.

Polis de otomobilleri soyanları yakalayamıyordu.

Gazetenin önündeki soygunları önlemek Hürriyet muhabirleri için inat meselesi haline geldi.

Daha önce iki kez soyulan 34 HC 560 plakalı otomobilin içine bozuk bir radyo ile boş bir daktilo kılıfı koyuldu. Sonra muhabirler soteye yattı. Sırayla nöbet tutuluyordu. Birkaç gün geçti, gelen giden yoktu. 10’uncu günde vazgeçmek üzereydiler ki, pazar günü saat 17.15’te şık giyimli iki delikanlı otomobile yanaştı. Biri tornavida ile kelebek camı açtı, diğeri hemen içeriye süzüldü.

Haberin Devamı

Kral öldü ve yeri hiç dolmadı
30 Ocak 1968

Tam o anda nöbetteki muhabirler, polislerle birlikte hırsızları yakaladı. Hırsızlar bunun ilk işleri olduğunu iddia ediyordu.

Ancak gerçek kısa sürede anlaşıldı.

İki kafadar Cağaloğlu’nda lüks bir otelde oda tutmuşlar, burayı karargâh olarak kullanıyordu.

Polis otele gittiğinde çalıntı eşyayla dolu 10’a yakın valiz ve çanta ele geçirdi.

Aynı yeri birkaç kez soyma hatası, hırsızları ele vermişti.

Yazarın Tüm Yazıları