Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti

23 Nisan 1972 tarihli Hürriyet’in manşetinde o güne dek bilinmeyen bir belge vardı.

Haberin Devamı

TBMM’nin açılışının 52’nci yılındaki haberde “1920’de yazılan tarihi bir belgeyi açıklıyoruz” anonsuyla şu başlık atılmıştı.

“Atatürk’ün egemenliğimizi dünyaya duyuran ilk bildirisi.”

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasının ardından Ulu önder Atatürk, dünyanın büyük ülkelerinin merkezlerine bir mektup gönderdi.

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti

Bu mesaj, halkın kendi geleceğini tayin etme hakkını ve İstanbul hükümetini tanımadığını tüm dünyaya ilan ediyordu.

30 Nisan 1920 tarihli mektup, ilk kez 1972’de Hürriyet’in manşetiyle duyuldu.

Hürriyet’in duyurduğu mektup, Büyük Britanya Dışişleri Bakanı’na gönderilmişti. Diğer ülkelere de aynı mektup iletildi.

Haberin Devamı

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti
23 Nisan 1972

‘VATANIN İDARESİNİ ELİNE ALMIŞTIR’

Atatürk mektupta İstanbul’un işgalinin ardından, Osmanlı ulusunun “halife ve onun hükümetini tutsak kişiler olarak kabul ettiğini” belirtiyor ve TBMM için geniş seçimler yapıldığını anlatıyordu:

“Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de yaptığı ilk toplantısında, Halife - Sultan ve İstanbul şehri yabancıların işgali altında kaldığı sürece, vatanın şimdiki ve istikbaldeki mukadderatını üzerine almayı büyük bir heyecanla kararlaştırmıştır.”

Parlamentoların “medeni seviyeye erişmiş bütün uluslar tarafından kutsal bir yer olarak bilindiğine” işaret ediyor ve Meclis-i Mebusan’ın basılmasına tepki gösteriyordu. Atatürk’ün bundan sonraki cümlesi de yeni Türkiye’nin ilk işaret fişeğiydi:

Osmanlı Ulusu, bütün haklarına tecavüz edildiğini ve egemenliğine büyük bir darbe indirildiğini göz önünde tutarak, Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi üyelerinin kararı ile yürütücü bir komite kurmuş ve Büyük Millet Meclisi’nin kendi bünyesinden teşkil edilen bu komite, vatanın idaresini eline almıştır.”

TBMM’nin 23 Nisan tarihli toplantısında alınan 3 önemli karar da tüm dünya duyuruluyordu. Şöyleydi bu kararlar:

Haberin Devamı

‘HALİFENİN KARARLARI HİÇ MERTEBESİNDE’

1- Halife Sultan ve İstanbul hükümetinin üyeleri, Osmanlı Ulusu tarafından tutuklu kişiler olarak kabul edildiğinden işgal altındaki bu şehirden çıkacak her türlü emir ve fetvaların hiçbir dini ve hukuki değeri olmayacağı gibi, sözde İstanbul hükümetinin yapacağı bütün anlaşmalar da bir hiç mertebesinde ve olmamış gibi kabul edilecektir.”

2- Hür ve bağımsız bir ülkenin sahibi olan Osmanlı Ulusu, soğukkanlılığını ve itidalini muhafaza ederek çok çok eski ve kutsal haklarını müdafaada kararlıdır ve kendi adına, kendi hesabına ve/yine sadece kendisinin göndereceği elçiler vasıtasıyla, hakkaniyetli ve şerefli bir barış kararı alınmasını arzu etmektedir.

Haberin Devamı

3- Vatanın umumi güvenliğine karşı herhangi bir harekette bulunmadıkları sürece, Osmanlı Devletinin Hıristiyan mensupları ve ülkedeki diğer yabancıların can ve mal emniyeti, ulusun teminatı altındadır.

Atatürk bu mektubu şöyle imzalamıştı:

“Büyük Millet Meclisi adına ve onun emriyle Meclis Başkanı.”

MİNİK MUHABİR ABİLERİNE HABER ATLATTI

HÜRRİYET, 1963 ve 64 yılının 23 Nisan gazetelerini ilkokul öğrencilerine emanet etmişti.

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti

İlk yılda Sarar İlkokulu 5/C sınıfı öğrencisi Atilla Çelik, Hürriyet adına Başbakan İsmet İnönü ile bir röportaj yaptı. Hürriyet’in de manşetten duyurduğu yazısına küçük Atilla şöyle başlıyordu: “Başbakan İsmet İnönü, bugün öğleden sonra gazetem adına beni Başbakanlık’taki çalışma odasında kabul etmiş ve memleketin çeşitli meseleleri etrafında sorduğum soruları açık açık cevaplandırmıştır. İnönü, çalışma odasında ayakta duruyordu. Koyu gri bir elbise giymişti. Gayet neşeli ve dinçti. Başbakan, her soruyu karşıladı.”

Haberin Devamı

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti
23 Nisan 1963

Atilla’nın sorularını “Yaz bakalım” diyerek yanıtladı İsmet Paşa.

Bir sonraki yıl, Anıttepe İlkokulu 4.sınıf öğrencisi Ahmet Cem Baydur’u görevlendirdi Hürriyet. Ahmet, İsmet Paşa’dan mülakat kopartmak için çok uğraştı. Telefonla sürekli aradı ama başaramadı.

Egemenliği dünyaya böyle ilan etmişti
23 Nisan 1964

DEDEM GİBİ SAMİMİYDİ

Gazeteci abilerinin tavsiyesiyle Pembe Köşk’ün önünde beklemeye başladı. Başka gazeteciler de vardı ama onlar Ahmet’i pek dikkate almadılar.

İsmet Paşa, otomobiliyle köşke girerken eliyle gazetecileri selamladı, geçip gitti. Daha sonra yardımcısı Kemal Satır eliyle “Gel” diye işaret etti Ahmet’e. Minik gazeteci İsmet Paşa’nın elini öpüp şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Hürriyet Gazetesi Ankara muhabirlerinden Ahmet Baydur’um ben. Sizinle mutlaka konuşmam lazım.”

İnönü, “Gel bakalım” diyerek içeri davet etti. Röportajı koparan Ahmet ertesi gün izlenimlerini şöyle yazdı Hürriyet’e:

“İnönü, neşeli bir devlet adamımız. Her zaman böyle midir bilmiyorum. Fakat dün gri elbisesi, siyahlı-beyaz çizgili kravatı ile bana hiç de savaşlar kazanmış, devletlerle mücadele etmiş birisi gibi görünmedi. Dedem gibi bana çok samimi ve içten davrandı.”

İnönü mülakat sırasında Ahmet’in not alması için tane tane konuştu ve sonra aldığı notları kontrol etti.

Ahmet Baydur, Pembe Köşk’ten kendisini umursamayan gazeteci abilerine “haber atlatmış” olarak ayrılıyordu.

ATATÜRK’ÜN EN BEĞENDİĞİ ESERİ

 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, henüz Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu sırada Atatürk ile ilgili bir anısını anlatmıştı.

23 Nisan 1949 tarihli Hürriyet’te Bayar şunları söylüyordu:

“Bir zamanlar Cumhuriyet’in ilanından sonra, ‘Atatürk’ün hangi eserini daha kıymetli bulur, beğenirsiniz’ tarzında bir anket açılmıştı. Birçok kimseler, görüşlerini, kanaatlerini neşrettiler. Ankete iştirak edenler, Sakarya muharebesinden, 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nden, Cumhuriyet’in ilanından, sosyal inkılaplardan ve siyasi başarılardan bahsettiler.

Hususi bir görüşme sırasında ben de kendilerine sordum ve dedim ki:

- Görüyorsunuz Paşam. Fikirler ne kadar dağılıyor. Siz hangi eserinizi beğenirsiniz, söyler misiniz?

Cevap verdi:

- Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni.”

Yazarın Tüm Yazıları