Muharrem İnce: Adayım, yüz bin imza topluyorum, ikinci tura kalacağım

Son günlerde gazeteciler, şu tarz paylaşımlar yapmaya başladılar:

Haberin Devamı

“Muharrem İnce bana küstü. Aradım açmadı.”

*

“Dur” dedim, “Ben de bir arayayım.”

Aradım. İlk çalışta bingo!

Açtı telefonu. “Şu anda İskenderun’dan Hatay’a gidiyorum” dedi.

Muharrem İnce: Adayım, yüz bin imza topluyorum, ikinci tura kalacağım

*

“Neler oluyor? Aday olacak mısınız? Altılı Masa’ya katılacak mısınız? Bir karar verdiniz mi?” diye soruları peş peşe sıraladım.

*

Verdiği cevap şu oldu:

*

“Ben aday olacağım. Yüz bin imza toplayacağım. Prosedürü tamamlayacağım.”

*

“Kesin mi?” dedim. “Kesin” dedi.

*

Bu bir macera olmaz mı? Neden bu yolu seçiyor?

Sorularım bunlardı. Şöyle dedi:

*

“Sokaklardayım, sokağın nabzını tutuyorum. Evet, ‘CHP’ye katıl’ diyen var. Ama bir katıl diyen varsa, ‘Sakın ha’ diyen üç var. ‘Biz bu ikisine de oy vermeyeceğiz’ diyorlar. AKP’den bıkmış ama Altılı Masa’ya da güvenmiyor. Sokakta en çok, “Yedi/sekiz cumhurbaşkanı yardımcısıyla nasıl yürüyecek bu iş?’ cümlesini işitiyorum. Seçime 55 gün var. Bakarsın ikinci tura Kılıçdaroğlu ile İnce kalır. Ben aday olacağım.”

*

Haberin Devamı

Kendisine ve partisine gençlerden olağanüstü ilgi olduğunu söylüyor Muharrem İnce.

Bir haftada 80 bine yakın genç, partisine üye olmuş.

“Hepsi 30 yaşın altında. 42 yıl CHP’deydim. İyi günlerini de gördüm kötü günlerini de gördüm ama ben böyle bir şey görmedim” diyor.

Ardından da şunu hatırlatıyor:

“Seçime daha 55 gün var. Ben henüz meydanlara çıkmadım. Kampanya başlatmadım. Ve tablo bu.”

*

Sokakta bambaşka bir havanın olduğunu söylüyor İnce.

Başka bir rüzgârın estiğinden emin.

“Üç beş oy alacağımı görsem denemem” diyor.

Ardından da ekliyor:

*

“Birinci turda kafa kafaya sonuçlar çıkar. İkinci turda ise Kılıçdaroğlu’na göre de Erdoğan’a göre de ben daha şanslıyım. Macron tarzı bir durum ortaya çıkacak. Macron modeli olacak.”

*

Peki bu nasıl olacak?

Kendine göre hesapları var İnce’nin.

Altını çizdiği cümle şu:

“Bu seçimde birinci turu değil, ikinci turu düşünerek oy kullanmak lazım.”

*

Konuyu şöyle izah ediyor:

*

“Seçim ikinci tura kesin kalacak. Diyelim ki Erdoğan’la ben kaldım. Kılıçdaroğlu’na verilen oylar bana gelir, ben kazanırım. Kılıçdaroğlu ile ben kalırsam, yine ben kazanırım. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu kalırsa, ben istesem de bana verilen oyların hepsini Kılıçdaroğlu’na taşıyamam. Seçim riske girer. Her durumda İnce’nin ikinci tura kalması lazım.”

*

Haberin Devamı

Muharrem İnce cephesinde son durum bu.

Anladığım kadarıyla bu seçimde Muharrem İnce, kendisini bir seçenek haline getirmek için çabalayacak.

*

Bu tür durumlarda rahmetli dedem hep şöyle derdi:

*

“Dur bakalım ne olacak.”

DEPREMİN 40. GÜNÜNDE HATAY’DAN BİR ÇIĞLIK

Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, depremde ikisi kardeşi olmak üzere ailesinden tam 11 kişiyi kaybetti. Bir yazı göndermiş bana Hüseyin Yayman. “40. günde bir depremzedenin karmaşık duyguları” başlığıyla. İşte Antakya’nın ruh halini anlatan o yazı:

Muharrem İnce: Adayım, yüz bin imza topluyorum, ikinci tura kalacağım

- ŞOK BİTMEDİ: Bugün depremin 40. günü. Kıyamet sabahının üzerinden tam 40 gün geçti. Acımız Amanos Dağı kadar büyük. Göz yaşlarımız Akdeniz kadar birikti.

Haberin Devamı

Hiç bu kadar ağlamamıştık. Hâlâ şoktayız.

*

- RÜYADA GİBİYİZ: Hatay’da neredeyse her evden bir cenaze çıktı. Rüyada olduğumuzu sanıyoruz. Bu şehir böyle bir depremi bin yıl önce yaşamış. Biz Akdeniz insanıyız. Rahat yaşamaya alışmışız. Deprem, sel gibi afetler yaşamamışız.

*

- UMUT VE ÇARESİZLİK: Her sabah büyük bir umutla uyanıp “Şehrimizi ayağa kaldıracağız” diyoruz. Gün içinde dramın ve afetin büyüklüğünü görüp başımızı yastığa çaresizlikle koyuyoruz.

*

- 7 DEFA: Burada halk arasında çok anlatılır. “Hatay 7 defa yıkıldı, 7 defa yapıldı” derler. Sekizinci kez yıkılması bizim ömrümüze denk geldi.

*

- ŞAHSİ MESELE: Mustafa Kemal Atatürk, Hatay için “Benim şahsi meselem” demiştir. Atatürk’ün emaneti olan Hatay, şimdi tüm Türkiye’nin şahsi meselesi haline gelmeli. Tek talebimiz: Bizi unutmayın! Bizi yalnız bırakmayın!

*

Haberin Devamı

- ŞEFKAT VE DUA: Burada en büyük eksiğimiz şefkat ve dua. Deprem çok zor. Depremzede olmak çok zor. Diğer afetlere hiç benzemiyor. İnsan hiçbir olay karşısında kendini bu kadar aciz ve çaresiz hissetmez. Hepimizin topyekûn terapiye ihtiyacı var. 85 milyondan şefkat, dua ve sevgi istiyoruz.

*

- KRALİÇE: Antakya, antik metinlerde “Doğunun Kraliçesi” diye geçer. “Doğunun Kraliçesi”, şimdi yoğun bakımda. İnşallah bu kadim şehrin binlerce yıllık güzelim hikâyesini yeniden yazacağız.

*

- TERK ETMEYİZ: Hatay, Hataylılarındır. Biz şehrimizi asla terk etmeyiz. İnsanlar ilk şokla gittiler. Şimdi dönüşler başladı. Dönenler çadır ve konteyner istiyor. İnsanımızın talebi başımızın tacıdır. Bakanlarımız Süleyman Soylu, Hulusi Akar, Fahrettin Koca, Fatih Dönmez... İlk günden itibaren burada bizimle beraberler. Hiç ayrılmadılar.

*

Haberin Devamı

- KIYAMET: Bu bir deprem değildi. Kıyametin senaryosuydu. 7.6 şiddetinde olsa da etki gücü 11 şiddetinde hissedildi. Kendimizi hiçlik mertebesinde hissettiğimiz böyle bir afette güvenilir bir liman arıyoruz. Bizi bu acının içinden çıkarıp alacak şefkatli ve güvenilir otorite arıyoruz.

*

- ORTAK ACI: Acının, göz yaşının, yasın rengi, ırkı yoktur. Acımız ortaktır. Ateş düştüğü yeri değil, 85 milyonun yüreğini yaktı. Deprem geldiğinde sen hangi partilisin, sen hangi ırktansın, sen hangi dindensin diye sordu mu? Hepimiz öldük. Onun için durup tekrar düşünmeliyiz. Durup kendimizi sorgulamalıyız: Bu hırs nedendir? Şefkati ve merhameti yitirmek nedendir?

*

- YENİ HİKÂYE: Umudu büyütmeye çalışıyoruz. Umudumuzu korumaya çalışıyoruz. Hatay’ımızın yeni hikâyesini yazacağız. Şehrimizin tüm bileşenleriyle fay hattının olmadığı, zeminin sağlam olduğu yeni yerlere yeni bir Antakya, Kırıkhan, Hassa, İskenderun, Samandağ inşa edeceğiz. Eski şehir duracak. Buralar 2-3 katlı binaların olduğu yeni bir alan olacak. Ortak akılla “Doğunun Kraliçesi”ni yeniden ayağa kaldıracağız.

Yazarın Tüm Yazıları