Mahalle baskısına karşı topyekûn direniş

Ve sen bunu ifade ettiğinde içinde yer aldığın mahalle senin üzerine üzerine geliyorsa...

Kaldır at gitsin o mahalleyi.

*

Eğer oy vermek istediğin lider Kemal Kılıçdaroğlu ise...

Ve sen bunu söylediğinde içinde bulunduğun mahalle mavi gökyüzünü sana dar ediyorsa...

Fırlat gitsin o mahalleyi.

*

Eğer oy vermek istediğin lider Muharrem İnce ise...

Bunu söylediğinde içine doğduğun mahalle sana kafa göz dalıyorsa...

Salla gitsin o mahalleyi.

*

Baskıcı, otoriter, söz söyletmeyen, tek tip insan dayatmasında bulunan, farklı yaklaşımlara karşı saygısız tüm mahallelere karşı...

Direnişe geçmenin vakti geldi de geçiyor.

*

Unutmayın:

Birey olmak, sıkıcı ve baskıcı mahallelerin dar kalıplarından çıkmakla başlar.

VARMIŞ CANLANDIRICI SEÇİM ŞARKILARI

AK Parti’nin canlandırıcı, enerjik, dinamik bir seçim şarkısına ihtiyacı var diye yazmıştım.

Meğer varmış.

Uğur Işılak, “Doğruya Doğru” isimli bir seçim şarkısı yapmış.

Dinledim.

“Hah! İşte bu, AK Parti taraftarlarını gaza getirir” dedim.

TOGG OLAYI

BAKANLAR: Bakanların makam aracı olarak Togg’u kullanması, iyi bir fikir. Fakat bu göstermelik olmamalı. Kalıcı makam arabası olarak kullanılmaya devam edilmeli. Mercedes’in izi tozu bile kalmamalı.

*

TANITIM: Togg için nasıl bir tanıtım stratejisi izleniyor, bilmiyorum. Ama bakanlar dışında da bir tanıtım mekanizması oluşturulmalı. Mesela otomobil gazetecileri, bu aracı kullanmaya başlamalı.

*

MUHALEFET: Muhalefet yapılmayacak unsurların başında geliyor Togg. Bazı muhalifler, ısrarla Togg’la uğraşıyor. Ne kadar yanlış. Yerli otomobil hülyasının toplumdaki karşılığını bilmemekten kaynaklanıyor sanırım bu tutum.

DEMİRTAŞ PKK VE SİLAH BIRAKMA

SELAHATTİN Demirtaş, Erdoğan giderse PKK’nın Türkiye’de silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarını söylemiş.

*

Ardından da eklemiş:

*

“PKK eylemsizlik kararı alıp çözüme kapı araladı. Ama ısrarla provokasyonlar yapılıyor.”

*

Demirtaş, eylemsizlik kararı alan PKK’ya duyduğu sonsuz güvenin binde birini bile devlete karşı duymuyor.

PKK’ya karşı sonsuz güven içinde.

Devlete karşı da sonsuz kuşku içinde.

*

Neyse... Asıl mesele bu da değil.

Asıl mesele şu:

*

PKK, Selahattin Demirtaş’ı takmıyor ki.

*

Kısa bir süre içinde yaşadık ve gördük:

*

PKK, Demirtaş’ın yol göstermeleriyle hareket eden bir yapı olmaktan ziyade Demirtaş’ı yönlendiren bir yapı olmak istiyor.

SİYASET ÜSTÜ BİR EYLEM:

KAN VERMEK CAN VERMEK

CHP’li Özgür Özel, dün çok güzel bir şey yaptı.

Kendisine “Kan verme çağrısı yapar mısınız?” diyen Hürriyet muhabirine, “Yaparım. Hatta yapmakla kalmam gider kan veririm” dedi.

Ve verdi de.

*

Sadece Özgür Özel de değil.

Ekrem İmamoğlu da benzer bir yaklaşım sergiledi.

Başka muhalif siyasiler de.

*

Ben siyaset manyaklığının her alanı domine ettiğini düşünüp müthiş bir karamsarlık içine girmiştim ki...

Kızılay’a kan verme olayında hâlâ sağduyusunu kaybetmemiş bir yaklaşımı fark ettim.

Ve birden iyimserliğim arttı.

Bütün gözler dönmemiş yani.

*

Kan vermek, can vermek...

Siyaset üstü bir konudur.

Bunun böyle olduğunun altını çizen herkese bin selam.

TAKSİCİLER NE DİYOR

ESKİDEN üç beş taksiciyle konuşan herkes, “Falanca kazanıyor abi. Bu iş bitmiş” derdi. En iyi kamuoyu yoklama biçimiydi taksiciyle konuşmak.

*

Geçenlerde “Dur, şu yöntemi bir deneyim bakayım” dedim ve beş taksi yolculuğu yaptım.

*

Sonuç mu?

Kafam azıcık netleşiyor gibiydi.

Taksicilerle konuştuktan sonra muamma daha da arttı. Yeniden başa döndüm. Yeniden belirsizlik girdabının içine düştüm.

*

Eskiden taksicilerin hepsi aynı telden çalardı.

Oysa şimdi hepsinin kafası, Tokyo metro haritasından bile karışık.

GAMZE ÖZÇELİK’TEN ÇOK AMA ÇOK ÖZÜR

GAMZE Özçelik, yeni bir hayat tarzını seçmiş bir isim. Eski fotoğraflarının da kullanılmasını istemiyor. Buna rağmen Hürriyet’in dünkü Bil-Bul ekinde yer alan bulmacalardan birinde Gamze Özçelik’in çok eski fotoğraflarından biri kullanıldı.

*

Hiçbir kasıt taşımayan, tamamen ihmalden kaynaklanan bu hata nedeniyle Gamze Özçelik’ten özür diliyoruz. Hürriyet, kişilerin tercihlerine azami saygı gösteren bir mecradır ve öyle kalacaktır.

BİR DÜZELTME

DÜNKÜ yazımda Bahadır Erdem’in temayül yoklamasında üçüncü çıkmasına rağmen ikinci sıraya yükseltildiğini yazmıştım.

Bu yanlış.

*

Doğrusu şu: İkinci sıraya Salim Ensarioğlu getirilmiş, üçüncü sırada da Bahadır Erdem yer almış. Yani Erdem, temayül yoklamasından çıkan sonuca göre listeye girmiş.

*

Düzeltir, bu yanlış aktarım için başta Bahadır Erdem olmak üzere ilgililerden özür dilerim.