Fargo filmini izler gibi okudum iddianameyi

Bir komplo kurarak para bulmaya çalışan... Kurduğu komplo yan yatınca yeni planlar yapan... Yeni planlar işlemeyince daha da kötü planlar yapan... Sürekli çok daha büyük çıkmazlara giren...

Bir adamın öyküsü anlatılır Fargo’da.

*

Seçil Erzan’la ilgili iddianameyi okudum. Baştan sona, altını çize çize, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan.

Hissettiğim duygu tam olarak şuydu:

Fargo’yu yeniden izlemiş gibi olmak.

*

Aynı şapşal gerilim... Aynı akılsız saçmalıklar... Aynı organize sersemlikler... Aynı sınırsız tamahkârlıklar...

*

Seçil Erzan, bu dalavere işine şöyle başlıyor:

Önce borsada biraz para kaybediyor. Sonra o parayı kurtarmak için cüretkâr ve riskli bir plan yapıyor. “Fatih Terim, Hakan Ateş, özel fon, yüksek faiz” falan diyerek futbolcuları kandırıyor.

Sonra yaptığı plan, kaçınılmaz olarak yatmaya başlıyor. Kandırdıklarından dişli olanlar, paralarını fazlasıyla alıyor, dişli olmayanlar ise havasını alıyor.

Ama kara bela, her geçen gün büyüyor.

Freni patlamış kamyon gibi yol alıyor Seçil. Sonunun nereye varacağını biliyor ama yine de umutsuzca o malum sona doğru gidiyor.

Ve tabii ki en sonunda beklenen patlama gerçekleşiyor.

*

Seçil Erzan’ın iddianamede yer alan şu sözlerine lütfen dikkat:

*

“Ben annemin babamın tek evladıydım. Hep varlık içinde büyüdüm. 2010 yılında aldığım bir hisse senedi nedeniyle borç batağına düştüm. Bundan kurtulmak için bu hataları yaptım. Amacım başkalarından aldığım paralarla borcumu ödemekti. Ama daha büyük bir çıkmaza girdim.”

*

Çıkmaz o kadar büyüyor ki Seçil Erzan, bir ara intiharı bile düşünüyor.

İddianamede yer alan şu cümle Seçil Erzan’ın:

*

“İnanın intihar etmeyi düşündüm ama onu da beceremedim.”

*

Peki Seçil Erzan gibi biri nasıl oluyor da milyon dolarları toplayabiliyor? Milyon dolarlar nasıl oluyor da kendisine kayıtsız kuyutsuz veriliyor?

*

Seçil’in bunun için yaslandığı üç temel unsur şu:

*

- BİR: Denizbank’ta şube müdürü olarak çalışıyor olmasına yaslanıyor. Bunun getirdiği itimadı, pervasızca kullanıyor.

*

- İKİ: Fatih Terim’le kurduğu ilişkiden yararlanıyor. Her yere ve herkese “Bu işin içinde Fatih Terim de var” diyerek gemisini yürütüyor.

*

- ÜÇ: İnsanoğlunun en karanlık tarafı olan tamahkârlığına oynuyor. “Bir koy üç al” diyor ve tamahkârların iştahını kabartıyor.

*

Ben en iyisi bu akşam Fargo’yu yeniden izleyeyim.

KONUŞMASI GEREKEN İKİ KİŞİ: HAKAN ATEŞ VE FATİH TERİM

DENİZBANK Genel Müdürü Hakan Ateş, şu sorulara yanıt vermeli:

*

- Bankasındaki bir şubenin müdürü, bu dalavereleri çevirirken hiç mi haberi olmadı?

*

- Haberi olur olmaz hemen savcılığa başvurdu mu?

*

- Neden Seçil Erzan’ı koluna serumlar falan takarak bankada sorguladı?

*

- Seçil Erzan’a mahkemede vereceği ifadeyi neden öğretmeye çalıştı?

*

- Bankasının içinde gerçekleşen bu dolandırıcılık nedeniyle sorumluluğu yok mu?

*

- Ortalık toz duman olmuşken neden ısrarla ve inatla susuyor? Neden açıklama yapmıyor?

*

Fatih Terim’in hiç sinirlenmeden, kimseyi suçlamadan cevaplaması gereken sorular şunlar:

*

- Söz konusu fona “Fatih Terim fonu” denilmesine bir cevabı yok mu?

*

- Seçil Erzan, verdiği ikinci ifadede kendisinden de fon için para aldığını söylüyor. Bu konuda ne diyecek?

*

- Seçil Erzan, herkese “Fatih Terim de bu işin içinde” diyor. Para yatıran bir tek kişi bile kendisini arayıp “Fatih Hocam, siz de para yatırmışsınız, doğru mu, bize de tavsiye eder misiniz?” diye sormadı mı? Hadi Arda, Emre sormadı, kızı Buse de mi sormadı?

ÖZEL VE İMAMOĞLU FOTOĞRAFININ ANALİZİ

ÖZEL ve İmamoğlu arasındaki muazzam birlikteliğin sembolü oldu bu fotoğraf. Sembolik değeri olan bu fotoğrafı dört açıdan analiz etmek gerekir:

*

- CHP AÇISINDAN: Partinin ağırlık merkezinin gönüllü olarak ikiye bölündüğünü gösteriyor bu fotoğraf. İmamoğlu’nun da en az Özel kadar partide ağırlık sahibi olduğunu, Özel’in de buna itirazı olmadığını kanıtlıyor.

*

- TABAN AÇISINDAN: Taban memnundur bu fotoğraftan. İmamoğlu ve Özel’in güçlerinin birleşmesinden dolayı seviniyordur. Üstlerindeki ölü toprağının ancak bu şekilde atılacağına inanıyorlardır.

*

- İMAMOĞLU AÇISINDAN: “Kurultay benim sayemde alındı” havasında. Bu fotoğraf, onun fotoğrafı. Şimdi önünde belediye başkanlığı seçimi var. Onu da alırsa ilk seçimde partinin cumhurbaşkanı adayı olması garanti.

*

- ÖZEL AÇISINDAN: Partisine İstanbul ve Ankara’yı kazandırmak zorunda. Bunun için her türlü fotoğrafın içinde yer almaya razı olacakmış gibi görünüyor. Zaferi kazandıktan sonra ne yapacağı ise meçhul.