'Aday oluyor musun, olmuyor musun?' sıkıştırmasının arka planı
Bu zamana kadar hep şöyle oldu:
Kemal Kılıçdaroğlu’na “Aday mısınız?” diye sorulduğunda...
“Buna altılı masa karar verecek” diye cevap verdi.
*
Hakkını teslim edelim:
Şu zamana kadar bu cevapla idare etmeyi başardı Kemal Kılıçdaroğlu.
*
Fakat artık bu cevapla idare etmesi epey zorlaşmış durumda.
*
Neden mi?
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu cevabın içerdiği zaafı yakalamış ve zaafın üstüne üstüne gitmeye başlamış durumda.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’na bu zaaf üzerinden meydan okuyor Erdoğan.
“Aday oluyor musun, olmuyor musun? Açıkla” diyor.
Ve bunu sürekli tekrar ediyor.
*
Kemal Kılıçdaroğlu, bu meydan okuma karşısında biraz çaresiz gibi.
*
Neden?
Malum nedenlerden dolayı...
“Meydan okumana meydan okuyorum: Evet, adayım” demiyor, diyemiyor.
*
Aslında mevcut koşullar içinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verebileceği tek bir cevap var.
O da şu:
*
“Ben aslında aday olmak istiyorum. Ama buna tek başıma karar veremiyorum. Bizim bir altılı masa var. Benim aday olup olmayacağıma orası karar verecek. Oradan da bir karar çıkmadı henüz.”
*
Ama bu cevabı verdiği anda...
Erdoğan’ı kimse tutamaz.
*
Erdoğan, en hafifinden...
“Yahu sen daha kendi adaylığını açıklayacak bir iradeye sahip değilsin, ülkeyi nasıl yöneteceksin?” diyecektir.
*
Bana kalırsa...
Geldiğimiz bu noktada...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok acil içine düştüğü bu açmazdan bir kurtuluş yolu bulması şart.
KILIÇDAROĞLU’NU GAZA GETİRİYORMUŞUM
CHP’li bir arkadaşım var. Dünkü yazım üzerine bana şöyle dedi:
*
“Aday olsun diye Kemal Kılıçdaroğlu’nu gaza getiriyorsun.”
*
Kahve içiyordum, püskürttüm. “Hahahahah” diye güldüm.
*
Kemal Kılıçdaroğlu, gaza sonuna kadar basmış, adaylığa doğru koşarken...
Benim yazdığım yazıyı “gaza getirme çabası” olarak görmek.
Allah’ım! Aklıma mukayyet ol!
*
Bu arada dehşetle fark ettim ki...
Benim CHP’li arkadaşım, şöyle bir masala inanıyor:
*
“Kemal Bey, böyle yaparak olası adayın yıpranmasını engelliyor. Bütün tepkileri üzerine çekiyor. Günü geldiğinde adayımız falancadır diyerek olgunlukla çekilecektir.”
*
Umarım bu masal doğru çıkar.
Yoksa CHP’li arkadaşımın ruh sağlığı çok büyük tehlikeye girer.
ORHAN VELİ’NİN ZAMANINDA INSTAGRAM OLSAYDI
ORTADA Instagram’ın izi tozu bile yokken...
Şu şiiri yazmış Orhan Veli:
*
“Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız
Bir elinde ayna
Umurunda mı dünya”
*
Orhan Veli, bugünleri görseydi...
Instagram’da akıp giden...
Umurumda mı dünya pozlarına, eldeki cımbızlara ve aynalara maruz kalsaydı.
Çok daha etkileyici, çok daha matrak, çok daha cuk oturan bir şiir yazardı.
*
Günümüzün en büyük eksiği şudur:
Yeni bir Orhan Veli’miz gelmedi maalesef.
BENİM MAHCUP ZEVKLERİM
- Maraş dondurmacısının yaptığı binbir oyunla eğlenmek.
*
- Kimselere çaktırmadan Azer Bülbül dinlemek.
*
- Çok ciddi bir yüz ifadesiyle Mustafa Sarıgül videoları izlemek.
*
- Patatesli börek peşinde koşmak.
*
- Sirkeci’de taklit ürün tezgâhlarını gezmek.
*
- B sınıfı aksiyon izlemek.
FUTBOLDAN ANLAMAM AMA BU FOTOĞRAFI ANLADIM
FUTBOLDAN anlamam ama...
Fenerbahçe’nin son dönemini başarıyla sırtlanan İsmail Kartal ve eşinin şu veda fotoğrafını gayet iyi anladım.
*
Bu fotoğrafta...
Gurur var. Duygu var. Tamahkârlıktan uzaklık var. Onur var. Haysiyet var. Aşkla bağlılık var. Olgunluk var. Karizma var. Yüce gönüllülük var. Asalet var. Tevazu var.
*
İsmail Kartal hiç üzülmesin.
Ve şunu aklından hiç çıkarmasın:
Kimseye nasip olmayacak bir uğurlamaya gidilirse dönüş her zaman muhteşem olmuştur.
