Org. Başbuğ’un, ince ayar operasyonu …

Orgeneral İlker Başbuğ koltuğuna oturduğu anda farklı adımlar atmaya başladı. Bazıları, hayallerindeki “yumruğunu vurup ses getiren Genelkurmay Başkanına ” kavuştuklarını düşünerek memnuniyetlerini belirtiyorlar. Bazıları da, TSK ’ nın bundan böyle siyasete daha çok karışacağı sonucuna varıp tepki gösteriyor. Ben her iki şıkka da pek katılamıyorum. Benim okuyabildiğim kadarıyla, Org. Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığının ilk günlerinde, hangi konulara öncelik vereceğini göstermekte ve bir ince ayar yapmaktadır.

Haberin Devamı

Yeni Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, atama öncesi tutumuyla farklı bir Genelkurmay Başkanı olacağını göstermişti.Genelkurmay Başkanlığına oturduğu andan itibaren de, arka arkaya önemli adımlar atmaya başladı.Kamuoyunun hemen dikkatini çekiverdi.         

Org. Başbuğ’un daha önceki Genelkurmay Başkanlarıyla farkı, TSK’ nın inandığı temel ilkelerden kaynaklanmıyor. Onlar gibi, Atatürk ilkeleri, ülkenin bütünlüğü ve laik sisteme inanıyor. Onu diğerlerinden ayıracak nokta, genel yaklaşımı olacaktır. Zaten şu ana kadarki uygulamaları da bunu gösteriyor.          

Toplumun bir bölümü, bu adımların, yeni Genelkurmay Başkanı’nın AKP’ye karşı daha sert bir tutum takınacağı, muhalefet yapacağı, sık sık vereceği demeçlerle, TSK’ nın siyaset sahnesindeki etkinliğini arttırmak isteyeceği anlamına geldiğine inanıyor. Bu manzara karşısında bazıları, hayallerindeki “yumruğunu vurup ses getiren Genelkurmay Başkanına ” kavuştuklarını düşünerek memnuniyetlerini belirtiyorlar. Bazıları da, TSK ’ nın bundan böyle siyasete daha çok karışacağı sonucuna varıp tepki gösteriyor. 

Haberin Devamı

Ben her iki şıkka da pek katılamıyorum. 

Zaten şimdiden bu konularda bir yargıya varamayız.Henüz daha çok erken. 

Benim okuyabildiğim kadarıyla, Org. Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığının ilk günlerinde, hangi konulara öncelik vereceğini göstermekte ve bir ince ayar yapmaktadır. 

Kamuoyunun dikkatini çeken ve tartışma yaratan birkaç  gelişmeye bakarsak, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır: 

- Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan iki Orgeneralin  TSK adına ziyaretinin temelinde, başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, TSK içindeki tepkileri yatıştırmak amacı yatmaktadır. Bu ziyaretin farklı yorumlanması, eleştiri alması doğaldı. Org. Başbuğ bunu göze alarak, önceliği yine de TSK ’nın iç dengelerine verdiği anlaşılıyor. Şu noktayı unutmayalım, Eruygur ve Tolon paşaların, hem de Genelkurmay’ın dolaylı bir onayı ile gözaltına alınmaları, TSK kadrolarını perişan etmişti. Kimse ağzını açamadı, ancak kendi aralarında Genelkurmaya son derece sert tepki gösterdiler. Savcıların bu paşaları serbest bırakmaması ve suçlamaların altından nelerin çıkabileceği bilinmediğinden dolayı, Askerler arasındaki hoşnutsuzluğu yatıştırmanın tek yolu olarak bu ziyaret seçilmiş.

Haberin Devamı

- TSK içindeki diğer  geleneksel bir huzursuzluk veya rahatsızlık, astsubaylara verilen konumdur. Astsubaylar, uzun yıllardır daima en zahmetli görevleri üstlendiklerinden, ancak TSK içinde hak ettikleri yeri bulamadıklarından şikayet ederler. Org. Başbuğ, bu alanda da yeni bir açılım yaptı ve Astsubayları 30 Ağustos’taki geleneksel Genelkurmay balosuna davet etti. Bu jestin ne kadar önemli  olduğunu bilenler bilirler.

- Org. Başbuğ’un ilk ziyaretini Güneydoğuya yapması ve Sivil Toplum Örgütleriyle (PKK’ya yakın tutum benimsemekle suçlanan iki kuruluş hariç) buluşması da çok önemliydi. PKK terörünün sadece askeri önlemlerle durdurulamayacağını hatırlattı. Dağa çıkanları caydıracak, dağdakileri de indirecek önlemlerin alınmasını isteyen İlker paşa, bu açıdan sembolik bir adım attı. Bu konuda nereye kadar gideceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Genelkurmay’ın, iktidar tarafından atılacak adımlara karşı tutumu bu durumu netleştirecek. Org. Başbuğ’dan beklenen, Kuzey Irak ile  ilişkiler ve PKK’yı dağdan indirmek için son derece etkin olacağı belirtilen, bir af konusundaki eski katı tutumunu yumuşatması ve siyasi iktidarın bu yönde atacağı adımlara yardımcı olmasıdır.

Haberin Devamı

- Org. Başbuğ’un bir diğer adımı da iletişim alanında oldu. Eskiden, dindar veya dinci diye nitelenerek bazı gazete veya gazetecilere akreditasyon verilmezdi. Bu uygulama esnekleştirildi ve TSK ile toplum arasındaki iletişime daha ağırlık verileceğini gösteren adımlar atılmaya başlandı.

Ben, bunlardan dolayı Org. Başbuğ’un farklı olacağını ileri sürüyorum.

Org. Başbuğ’un, sırf TSK’nın siyaset üstündeki etkinliğini arttırabilmek için bir yarışa girişeceğini hiç sanmıyorum. Fırtınalar estiren, krizler yaratan, masaya yumruk vuran, yargıyı etkilemeye çalışan bir Genelkurmay Başkanlığı yapmak, Org. Başbuğ’un yapısına uymuyor.

Bu konuda yanılmamayı tercih ederim.

Yazarın Tüm Yazıları