Büyükanıt savcıları harekete geçirmeli

Artık ok yaydan çıktı. Özden Amiral “benim değil” dese dahi Günlükler 2003-2004 döneminde, Genelkurmay çatısı altında birşeyler hazırlandığı kanısını yerleştirdi. Bu olay artık görmezden gelinemez. En doğrusu da, Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’ın, gider ayak düğmeye basması ve soruşturma açtırmasıdır.

Haberin Devamı

Uygar ve demokratik dünyanın hiçbir ülkesinde, aylar boyunca emekli bir Deniz Kuvvetleri Komutanı’na ait olduğu ileri sürülen ve içinde iktidar partisine karşı darbe hazırlıklarının hikaye edildiği Günlük/ Hatırat dizisi yayınlandıktan, anlatılanların önemli bir bölümü gerçeklerle uyuştuktan sonra,sanki bunların hiçbiri yokmuş gibi davranılamaz.

 

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Amiral istediği kadarbu günlükler bana ait değildir”desin, kamuoyunun büyük bir bölümü bu hatıratta anlatılanlara inanmıştır.

 

Genel kanı, 2003-2004’te AKP’yi devirmek için birşeyler tertiplenmiş, ancakya dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök‘ün onaylamaması veya Kuvvet Komutanları arasında yeterince destek bulamaması nedeniyle gerçekleşememiştir.

 

Haberin Devamı

Özkök paşa  dahi, bazı tertipler olduğunu reddetmemekte, hatta gerekirse ve Genelkurmay isterse tanıklık edebileceğinin işaretlerini vermektedir. Ayrıca Org. Özkök, bu işin arkasını bırakmayacağını dahi hissettirmektedir.

 

Böyle bir noktaya gelindikten sonra, “Özden paşa reddediyor zaten, günlükler uydurma olabilir” diye, gelişmeler görmezden gelinemez.

 

Artık ok yaydan çıkmıştır.

 

Kol kırılır, yen içinde kalır” dönemi kapanmıştır.

 

İşte bu çerçevede, yapılması gereken, Genelkurmay Başkanlığının sadece bir ön inceleme yapmakla kalmayıp, savcılarını harekete geçiripgeniş birsoruşturma başlatmasıdır.

 

Eğer, Türk Silahlı Kuvvetleri “Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye inanır” diyorsak, şimdi harekete geçilmelidir.

 

Bazı vatansever ve kahraman komutanlarımız,laik Türkiye’ye olan aşırı sevgileri ve koruma kollama görevlerini yerine getirme heyecanıyla bazı hazırlıklar yapmışlar, ancak ileri götürememişlerdir” diyerek, bu söylentilerin üstü örtülemez.

 

Haberin Devamı

Ordumuzu yıpratmayalım, Komutanlarımızı rencide etmeyelim” diye, yaşananları affedemeyiz.

 

Ne olduğunu ve olmadığını bilmek bu toplumun hakkıdır. Bu şekilde, eğer gerçekten yalan ise, komutanlarımız temize çıkmış, TSK’nın da, halakoridorlarında darbe planları yapılan bir kurum olmadığı tescillenmiş olur.

 

Bunu gerçekleştirebilecek tek kişi, Org. Büyükanıt’tır.

 

Anlaşıldığıkadarıyla, Genelkurmay savcılarıtarafından bir ön inceleme başlatılmış. Ancak bu yetmez, kamuoyunun vicdanını tatmin etmez.

 

Org. Büyükanıt’ın görevi birkaç hafta içinde bitecek. Zamanında nelerin yaşandığını, nelerin yaşanmadığını bilen, Genelkurmay Başkanlığı öncesi ve sonrasında iftirakampanyalarına hedef olmuş bir Komutandır. Hiçbir art niyeti, hiçbir özel hesabı kalmayan bir Komutan olarak, giderayak savcıları harekete geçirebilir. Böylece, hem “darbe söylentisini araştıran ilk Genelkurmay Başkanı”olarak tarihe geçer, hem degeleceğin Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un yükünü hafifletir.

 

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı olduğunun hemen ertesinde böyle bir sorunlakarşılaşmaktan kurtarır.

 

Kim ne yaparsa yapsın, Askeri savcılar bu yarayı mutlaka deşmeliler.

                                  

 *                               *                               *

 

AKP’Yİ DEVİRMEYE ÇALIŞMAK YERİNE ALTERNATİF YARATIN

 

Toplumumuzun bir kesiminde ilginç bir alışkanlık var. Sevmediği ,istemediği bir iktidarı değiştirmek için son derece garip bir yöntem kullanılıyor.

          

Sadece AKP’den söz etmiyorum. Daha önceki iktidarlarda da bunu yaşadık. Demirel’ li, Çiller’ li, Mesut Yılmaz’lı, hattaEcevit’li iktidarlar dahi aynı baskı altına girdi.

          

Haberin Devamı

Bir bölümü askeri kanattan, diğer bölümü ise medya- üniversiteler ve muhalefet partilerinden kaynaklanan büyük bir tepki organize edilir. Sanki iktidardakiler birer vatan hainidir ve iktidarı eleştirenler ise vatanını seven milliyetçidirler. Her şeyi de en iyi onlar bilirler.

          

AKP’ ye karşı mücadelede de aynı çizgileri görüyoruz.

          

Siyasi konularda dahi, komutanlar sert demeçler veriyorlar…Üniversiteler ayaklanıyor… Medya dünyayı birbirine sokuyor… Sivil Toplum Örgütleri kampanyalar düzenliyorlar.

          

Amaç, iktidarı düşürmek. Çalışamaz hale getirip, seçime zorlamak. Seçimde yine kazanıp geldiklerinde yine üstlerine yürümek. Açıkçası “Benim dediğimi yapana kadar seni döveceğim” diyerek, mücadele vermek.

Haberin Devamı

          

Bunun yerine neden tüm enerjimizi, AKP’ye alternatifler hazırlamak için kullanmıyoruz? Neden yeni liderler, yeni siyasi oluşumları teşvik etmiyoruz? Neden Muhalefet partilerini adam etmeye çalışmıyoruz?

          

Gelin artık farklı düşünmeye başlayalım.

          

Gelin iktidarları döverek, darbelerle korkutarak değil, siyasi gücümüzü kullanarak sandıkta yenmeye alışalım.

 

Yazarın Tüm Yazıları