Merkez Bankası üzerine tehlikeli oyunlar

AKP Hükümeti, bağımsız (!) yönetime rağmen, Merkez Bankasını İstanbul’a taşımaya kararlı gözüküyor. Şahsen yasa çıksa da bu işin o kadar kolay olmadığını düşünüyorum ama, siyasi gelişmeler de dahil AKP inadının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bekleyip göreceğiz...

Hala Merkez Bankası’nın Ankara’da kalması umudunu taşıyorum. Çünkü yapılan iş saçma bir iş. Her şeyden önce bağımsız olduğunu söylediğimiz Merkez Bankası’nın yönetiminin Ankara’da kalma isteğine saygı duymanız gerek.

Bunun da ötesinde, eğer uzmanlar İstanbul’a gitmez ve davalar açılırsa, Merkez Bankası merkezi İstanbul’a gitse bile, çok büyük çoğunluk mahkeme kararıyla Ankara’da kalabilir.

Merkez Bankası gerçekten çok değerli teknisyenlere sahip.İstanbul’da bu paralarla hiçbiri Banka’da kalmaz özel sektöre geçer. O zaman nitelik olarak Merkez Bankası çok yara alır.

Zaten AKP’nin inadından başka bir gerekçe de gözükmüyor. Sanki Merkez Bankası’na ellerinde paralarla bankacılar gelip gidecek de fiziki olarak yakınlık isteniyormuş gibi, sözde gerekçeler üretiliyor. Gerek İstanbul’u finans merkezi yapma hedefi gerekse de fiziki yakınlık gereği gibi saçma sapan gerekçelerin bu teknolojiyle haklı hiçbir yönü bulunmuyor.

İşin kötüsü; AKP ve yandaşları bence taşınma ile de yetinmeyecek, daha fazlasını isteyecek.

Eski milli görüş geleneği Merkez Bankası’na hükümetin, istediği zaman para basma talimatı vermesi gerektiğini düşünür. Başbakanın son "faiz-enflasyon" açıklamalarında olduğu gibi, aynı görüşlerin AKP hükümetinde de hakim olduğunu gözlüyoruz.

İşte bu görüş son dönemde kendine "ABD Merkez Bankası sadece enflasyonu düşünmüyor, bununla birlikte büyüme ve işsizliği de düşünüyor" argümanını buldu. Hatta Kemal Derviş’in bence maksadını aşan son demecini de, bu yönde kullanmaya başladılar.

Özetle bir süredir AKP’ye yakın medyada "Merkez Bankası’nın sadece İstanbul’a taşınması yetmez" türünde bir kampanya başlatıldığını gözlüyoruz. İstanbul’a taşınma için çıkarılacak yasaya, Merkez Bankası’nın görevleri hakkında değişiklik yapacak maddelerin de eklenmesini, sadece enflasyonla mücadeleyle sınırlı görevin değiştirilmesini istiyorlar.

Başkan Yılmaz’ı pasivize ettiler

HİÇ kimsenin şüphesi olmasın ki; önümüzdeki dönemde bu sesler daha da yükselecek. Hep öyle oluyor zaten; bu gazeteler AKP’nin hedefleri doğrultusunda, önce temeli olmasa da bazı ekonomi manşetleri atıyor, ardından üç-beş kendilerine yakın, iktisat camiasının pek tanımadığı, akademisyenlere bunu haklı gösterecek demeçler verdirtiyorlar. Ardından da AKP hükümeti, yönlendirilen bu yoklamaların ardından harekete geçip, yasal düzenleme yapıyor.

Şimdi aynı oyunun Merkez Bankası için oynandığını herkesin görmesi lazım.

Bu girişim bence çok tehlikeli bir girişim. Tüm ekonomik istikrarı tehlikeye atacak, Türkiye’nin küresel finans piyasalarından dışlanmasını bile beraberinde getirecek bir girişim.

Tamam, AKP Hükümeti herkesi susturdu, özellikle Maliye kanalıyla tüm iş alemini sesini çıkaramaz hale getirdi, görülmedik bir baskı ortamı oluşturdu biliyoruz ama, özellikle bankacıların ve iktisatçıların bu oynanan oyunu çok iyi görmeleri gerek. Bu işin sonu felaket.

Daha önce AKP’ye yakın medya, AKP hükümetinin isteği doğrultusunda Merkez Bankası yönetimini, daha doğrusu Başkan Durmuş Yılmaz’ı susturma, sesini çıkaramaz hale getirme kampanyası yaptı ve gelinen noktada başarılı olduğunu görüyoruz. Başkan Durmuş Yılmaz hem banka içinde hem de kamuoyunda hızla itibar kaybetmeye başladı. İki başkan yardımcısının güdümünde, onların kendi aralarındaki kavgayı bile kullanmayı denemeden, simgesel "mescite toplu gidiş gelişler" dahil, tam anlamıyla esir düşmüş görüntüsü veriyor. Halbuki sonu ne olabilir ki; kendi ve kurum itibarını düşünüp, çok daha cesur hareket edebilir.

Bu, Başkan Yılmaz’ın seçimi ama Merkez Bankası bize hep lazım, istikrar için korunması şart.
Yazarın Tüm Yazıları