Bitmeyen iddianame artık iş álemine de tehdit

ERGENEKON davasına ilişkin iddianamenin bir türlü hazırlanamamış olması, soru işaretlerini artırıyor. Gerçi Başbakan iddianamenin sürecine ilişkin bazı açıklamalar yaptı, ardından bazı haberler ajanslara düştü ama artık herkes biran önce iddianameyi görmek istiyor.

Çünkü iş uzadıkça, Ergenekon davası adı altında neredeyse tüm kesimlerin kapsama girdiği gözleniyor. Bir anlamda bu dava nedeniyle tüm kesimler töhmet altında kalıyor. Bazı kesimlerde ise bu dava bahane edilerek "kendilerinin tehdit edildiği" hissi doğmaya başladı.

Son olarak işalemi de bu dava nedeniyle kendini açık tehdit altında hissetmeye başladı. Hükümete karşı yumuşak davrandığı için zaman zaman eleştirilen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bile, dün dayanamadı, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı’nın dava kapsamında gözaltına alınışıyla ilgili sert bir açıklama yaptı.

Bence AKP hükümeti işalemine dönük uzun süredir gizli bir "aba altından sopa gösterme" politikası sürüyor. Bunun son örneğini Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) toplantısına Kemal Derviş’in çağrılmasıyla yaşadık. Derviş’in gelip TÜSİAD’da dünya ekonomisi ile ilgili yapacağı konuşma büyütüldü, "AKP’ye alternatif arayışı" olarak değerlendirildi ve özellikle AKP’ye yakın sendikalar yoluyla bu toplantıya geniş katılım engellendi. O dönemde iktidar yanlısı medyada yeralan haberleri ve telaş havasını hatırlamak, bence yeterli...

Dün olağanüstü ATO Meclis toplantısında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 21 Mart’ta İlhan Selçuk’un gözaltına alınması sürecinde de, TOBB olarak benzer tepki verdiklerini hatırlatarak, Sinan Aygün’ün, hálá kamuoyuna açıklanmamış olan bir takım gayrimeşru faaliyetler içinde anılmasını, herhangi bir açıklama veya suçlama belirtilmeksizin böyle bir muameleye tabi tutulmasını kınadıklarını belirtti.

Aygün’ün meşruiyet dışı herhangi bir tavır ve davranış içerisine girmeyeceğini bildiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Davet edilseydi, adalete yardımcı olmak için ifade vermeye gitmeyecek miydi?" dedi. Hisarcıklıoğlu’nun şu sözleri hassasiyeti açıkça ortaya koyuyordu:

"Demokratik hukuk devletinin varlık nedeni, bireyin sahip olduğu temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Darbeler sadece hükümetlere karşı olmaz. İşte vuku bulan olay, kişilik onuruna darbedir. Zira ticaret, güven üzerine bina edilmiştir. Tüccarın en büyük sermayesi itibarıdır."

Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu, hukukun üstünlüğüne, Türk yargısına olan inançlarının tam olduğunu kaydeden Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ama yargı süreci mutlaka şeffaf ve açık olmalıdır. Zira süreç şeffaf olmadığında şahısların mağdur olması kaçınılmazdır" şeklinde konuştu.

Sinan Aygün’ün tabi tutulduğu muamelenin, geleceğe matuf kaygı ve endişelerini artırdığını kaydeden Hisarcıklıoğlu "Akşam yatağa yatarken, sabah nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımız endişesi içinde olmak istemiyoruz" dedi. Sadece Hisarcıklıoğlu değil, TOBB Konsey Başkanları da benzer bir "ortak açıklama" yaptı ve tepki böylece iyice kurumsallaştırıldı.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da daha önce yaptığı açıklamada "yarın nasıl bir ülkeye uyanacağımızı artık bilmediklerini" söylemişti.

Özetle; işalemi kendisini "AKP’ye alternatif aramayın" tehdidi altında görüyor. Her şey bahane edilerek yaşanan krize çözüm bulunmasının engellenmeye çalışıldığını, her kesime, bazı isimler simge yapılarak bir tür "aba altından sopa gösterildiği" görüşünde.

Bu tavır bence de açık ve "demokrasi" adına bunun yapılması ayrıca utanç kaynağı...

Sinan Aygun’ün ekonomik ve siyasi görüşlerini en fazla eleştirmiş gazetecilerden biriyim. Ancak görüşleri nedeniyle bir insanı böyle bir harekete hedef yapmak dünyanın en çirkin olayıdır. Demokrasi kılıfı adı altında rövanş isteyenlerin buna dikkat etmesi lazım...

Merkez Bankası’yla çatışmayı yayıyor

BENCE AKP Hükümeti her alanda rest çekiyor. Merkez Bankası dahil 4 kurumun merkezinin bu kargaşada İstanbul’a taşınmasıyla ilgili yasanın gündeme getirilmesi de rest ve "dediğim dedik" anlayışının bir uzantısı. Hükümet çatışmayı bu yasa ile ekonomiye de yaymış oluyor.

Kimse ekonomi bozulunca kapatma davasını bahane etmesin, sebep çok açık: AKP’nin tavrı.
Yazarın Tüm Yazıları