Canım sıkılıyor

NASIL sıkılmasın? Ülkemin sonu belli olmayan bir karmaşaya doğru itildiğini görüyorum.

Tam bir cadı kazanı kaynatılıyor.

Bilinmeyen gerekçelerle bir sürü insan gözaltına alınıyor, cezaevlerine atılıyor.

Ortada bir iddianame bile yok.

Bu gözaltıların, "Ergenekon" adı verilen ve bir yıldan daha fazla süredir yürütülen, sürekli genişletilen soruşturma kapsamında olduğu biliniyor.

Savcının gözaltına alınmasını istediği isimlerin tümünün AKP karşıtları olması, güdülen amacın ne olduğunun ipuçlarını veriyor.

Benim canımı sıkan, yaşadığımız gelişmelerin Amerika Birleşik Devletleri’nde 1950’de Senatör McCarty’nin başlattığı insan avına dönüşmüş olması.

O dönemde hukuk arka plana itilmiş, McCarty önüne geleni sorgulamaya almış, ABD toplumuna büyük bir korku salmıştı.

Arkadaşlarını ihbar etmeyenler işlerinden güçlerinden edilmiş, aileler dağılmış, insanlar perişan olmuştu.

1954 yılında iş o kadar çığırından çıkmıştı ki siyasetçiler, askerler, bürokratlar, gazeteciler ve sanatçılar McCarty’nin hedefi oldu.

Sonunda çizmeyi aşan McCarty suçlu bulunarak görevden alındı ve kapkara utanç dönemi sona erdi.

İşte canımın sıkılmasının nedeni böyle kapkara utanç döneminin şu anda Türkiye’de yaşanmasıdır.

* * *

Sabah sabah gözaltıları duyunca soruşturmayı yürüten savcının McCarty dönemini bile geride bırakmaya başladığını ürpererek düşündüm.

Bizim Mustafa Balbay, darbe yapmak suçlamasıyla sabahın köründe evinde baskına uğruyor. Evi didik didik aranıyor.

Polis onunla da yetinmiyor, Cumhuriyet Gazetesi’nde de arama yapıyor.

Jandarma Genel Komutanlığı yapan Orgeneral Şener Eruygur ile Birinci Ordu Komutanlığı yapmış Orgeneral Hurşit Tolon, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün gözaltına alınanlar arasında.

Bunların dışında 20’den fazla insanın daha gözaltına alındığı söyleniyor.

Daha önce alınanlarla birlikte yüzden fazla insan bu cadı kazanının içine atılmış, kimi serbest bırakılmış, kimi ise tutuklanıp cezaevine kapatılmış.

Bu insanların neyle suçlandıkları bilinmiyor.

Bir darbe sözüdür gidiyor.

Merak ettiğim şu: Bir hukuk devletinin savcısı böylesine ucu açık bir soruşturma yürütür mü?

Aralarında çok önemli kişilerin de olduğu bir sürü insanı gözaltına almaya cesaret edebilir mi?

Yetkisini bu kadar pervasız kullanabilir mi?

Bir hukuk devletinde insanlar tutuklanıp suçları ortaya konulmadan aylarca cezaevlerine kapatılabilir mi?

* * *

Çığırından çıkarıldığı, hukuk kurallarının zorlandığı bu soruşturma daha ne kadar sürecek?

Nereye gidecek? Sonu nasıl bitecek?

Çok iyi biliyorum ki, birileri, bugünkü gelişmeler nedeniyle büyük bir coşku içinde.

Ama ben bunun hayırlı bir gidiş olmadığını, sonuçlarının ülkemizi telafi edilemez bir noktaya doğru sürükleyeceğini görüyorum.

Onun için de ülkem adına çok canım sıkılıyor.

İşte "demokrat AKP iktidarı!"nın 6 yılda Türkiye’yi getirdiği nokta burası.
Yazarın Tüm Yazıları