Asıl travma AKP’de

ANKARA
ASIL lafımızı baştan edelim, sizi yormayalım. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözünü ettiği bir travma hakikaten varsa, yaşayan Türkiye değil AKP’dir. Türban kararından sonra baş gösteren kapatma korkusu ne yazık ki partinin en akil isimlerini bile dengeden çıkartıyor...

Haberin Devamı

Gelin tartışmanın çerçevesini doğru çizelim...

1) Dengir Mir Mehmet Fırat’ın New York Times Gazetesi’ndeki haber analizde yer alan topu topu üç cümlesi vardı. Yani ne yanlış çeviri, ne de kısaltma söz konusuydu. AKP Genel Başkan Yardımcısı, çok daha geniş çerçevede bir analizden söz ettiğine göre sitem ve şikáyetinin muhatabı, sözlerine yer vermeyen yabancı gazeteci olmalıydı.

2) Oysa Fırat, İngilizce haberi beğenmiş, buna karşılık Türk gazetelerinde kullanılan şeklini, "Türkiye ile ilgili güzel bir analizi gölgeleme" amacıyla izaha kalktı. Türk basın etiğini eleştirdi. Üzüm yerine bağcıyla uğraşma gayretinden anladım ki, AKP’nin yakın tehdit/düşman listesine yüksek yargıdan sonra medyanın hükümet kontrolü dışındaki bölümü de eklenecek.

3) Asıl dikkatimi çeken husus, Fırat’ın "Devrimlerin iyi veya kötü olduğu konusunda herhangi bir söylem yoktur. Bu bir tespit" ifadesiydi. Sanırım bu ifadedeki siyaseten tarafsız duruş herkesi meraka soktu. Keşke Fırat dünkü açıklamalarına "Devrimler iyidir" veya "Devrimler kötüdür" diye kısa bir eklemeyi ihmal etmeseydi. O zaman belki travma sözcüğüne yüklenen anlam daha anlaşılır hale gelirdi.

AB’ye inat

Her normal yurdum insanı gibi Almanya’yı eleyeceğimize inancım tam.

Ama daha fazlasını istiyor, hayal ediyorum. Gönlümden geçen, Rusya’nın İspanya engelini aşması. Çünkü o zaman anlı şanlı Avrupa Kupası’nın finalinde iki misafir takım sahaya çıkacak.

Türkiye-Rusya final maçı -eğer oynanırsa- kimin neye layık olduğunu gösterecek!

YAŞ’a başka başkan

EĞER AKP kapatma davası Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) öncesinde karara bağlanırsa...Ve en kötüsü gerçekleşir, parti kapatılırken Başbakan ile Cumhurbaşkanı’na yasak gelirse, askeri terfi ve atamaları kim onaylayacak?

Aslına bakarsanız ortada Anayasa açısından bir sorun yok: Yeni hükümet kurulana kadar Başbakan göreve devam edecek. Ama şık olur mu, ayrı soru. Tayyip Bey imzalamak ister mi, başka konu.

Neyse bu sorulara kafa yorarken 2002 yılındaki YAŞ toplantısına bakmayı akıl ettim.

Malum o tarihte Bülent Ecevit’in sağlık durumu uzun toplantılara katılmasına engeldi.

Meslektaşlarım 4 Temmuz Bağımsız Günü nedeniyle ABD Büyükelçiliği’ndeki törene katılan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a, "Ecevit katılamazsa YAŞ ne olur?" sorusunu yöneltmişler... Bakın ne yanıt almışlar: "Bu hukuki bir sıkıntı yaratmaz. Başbakan katılmazsa Genelkurmay Başkanı’nın başkanlığında toplantı yapılır. Toplantıya Başbakan’ın katılması halinde ne kadar kalacağına dair kesin hatlar da yok. İsterse bir dakika, isterse toplantının sonuna kadar katılabilir." (Kaynak, Zaman ve Yeni Şafak, 5 Temmuz 2002.)

Yazarın Tüm Yazıları