Yılları boşa harcamasaydınız

ÖNCE Milli Eğitim Bakanı’nın ağzından duyduk. Çocukların dershanelere neden gittiğini, velilerin bu kadar parayı neden harcadığını anlamadığını söylüyordu.

(Kendi çocuğunun da "takviye ders" aldığını gazetecilerin sorusu üzerine öğrendiğimizi de hatırlayalım.)

Bir hafta sonra da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, en iyi liselerin öğrencilerinin bile dershanelere gittiğine dikkat çekerek "Bunu anlamakta zorlanıyorum, bu sistemi kaldırmaya kalktığınızda acaba hangi bariyerlerle karşılaşacaksınız" diye sordu.

Beş yıldan fazla bir süredir iktidarda olan bir Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı!

Kim iktidar, kim muhalefet insanın kafası karışıyor.

Dün de yazmıştım, bugün de tekrarlayayım, "eğitim sorunu" denilince akıllarına türban ve imam hatiplilerin durumundan başka bir şey gelmemesinin sonucu bu aslında.

Bu beş seneyi boşa harcamasalardı, meslek eğitimini imam hatip liselerinin sorunlarına kilitlemeselerdi, bu çocukların önemli bölümünün bugün bir mesleği olabilirdi!

Dershanelere her yıl harcanan milyarlarca dolar, modern bir eğitim sisteminin en başından inşa edilmesi için yönlendirilebilirdi.

Bir yandan üniversite eğitiminin kalitesi artırılırken, diğer yandan çocuklara hiçbir beceri kazandırmayan lise eğitimi günün ihtiyaçlarına göre meslek eğitimine dönüştürülebilirdi.

Ama beyler 5 yıl boyunca sadece konuştular ve "sokuşturma" yöntemiyle imam hatip liselerine avantajlar yaratmaya çabalamaktan başka bir şey yapamadılar.

Ne onu becerebildiler, ne de ötekini.

Şimdi hayret ediyorlar, insanlar çocuklarını neden dershanelere yolluyorlar diye!

EN İYİ BİLDİĞİMİZ ŞEY FİŞLEME!
Haberin Devamı

JANDARMA Genel Komutanlığı’nın, Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı ile ilgili görüşü bugün Hürriyet’te yer alıyor.

Jandarma, eski tabirle "fişleme" dediğimiz yöntemin devamında ısrarlı görünüyor.

Suçu önlemek gerekçesiyle kişiler hakkında fiş düzenlemek, bu fişlere, ırk, din ve mezhep gibi bilgilerin işlenebilmesi yetkisi isteniyor.

Modern bir demokraside sözü bile edilmeyecek talepler bunlar.

Kişilerin etnik kökenleri ve inançlarına bakarak bir insanın potansiyel suçlu olabileceğini düşünmek belki bundan 50 yıl önce normal karşılanabilirdi, ama bugün bunu en basitinden "ayrımcılık" diye nitelendiriyoruz.

Hiçbir suç ile ilişkisi olmayan masum insanları, bir korku çemberi içine hapsetmek ve kişisel hakları ayaklar altına almak demek bu.

Jandarma böyle düşünüyorsa, eminim ki devletin güvenlikle ilgili öteki kurumları da buna çok yakın düşünüyordur.

"Fişlemek" Abdülhamid döneminden beri bildiğimiz en iyi şey çünkü.

Tasarı, şu anda TBMM Adalet Komisyonu’nda bulunuyor.

Komisyonun, bu tür talepleri değerlendirmeden önce medeni ülkelerde bu işin nasıl yapıldığını incelemesinde yarar var.

YENİ VAPURLARA, İYİ İSİMLER KOYALIM
HABERİ dünkü gazetelerde okudum. İstanbul Şehir Hatları için yaptırılan 5 yeni vapur, yıl sonuna kadar hizmete girecek deniliyor.

Yeni vapurların, geleneksel Boğaz vapurları çizgisinde yapılmasında benim de tuzum var sayılır.

Önce Milliyet’te, sonra Hürriyet’te bu konuya kamuoyunun dikkatini çekmeyi başarmıştım ve İstanbulluların bilinçli katkısı, vapurlarımızı kurtardı.

Yeni vapurların hizmete gireceğini okuyunca, bir arkadaşımın önerisini hatırladım.

İDO’nun deniz otobüslerinin çoğu tarihi kahramanların isimlerini taşıyor.

Denizcilik İşletmeleri’nden devralınan vapurlarda ise karmaşık bir isimlendirme vardı.

Şimdi bu yeni vapurlar ile birlikte bu isim konusunu da yeniden ele almakta yarar var.

THY’de uçaklara kent isimleri vermek gibi bir gelenek var. Buradan yola çıkarak vapurlara da çoğunlukla semt adları veriliyor ve bence çok da anlamsız oluyor.

İstanbul ve Boğaz için güzel şiirler, romanlar yazan önemli yazarlarımızın isimlerini vapurlarımıza verebiliriz örneğin.

O gemiler boğazda, Marmara’da gezdikçe onları da her seferinde yeniden hatırlarız böylece.

Hatta her gemide bir küçük bölme oluşturup, o yazarın kitaplarından örnekler bulundurabilir, insanlarımızı okumaya teşvik edebiliriz.

İDO ve Büyükşehir Belediyesi bu konuyu da acaba İstanbullulara sormak istemez mi?

Yazarın Tüm Yazıları