Başbakan’ a güvenmiyorum ki inanayım

O kadar ağır ki bu güvensizlik duygusu... Bizi çok yıpratıyor.

Ne zaman ki dün Ayşe Arman’ ın röportajında o satırları okudum, bu gerçeği bir kere daha farkettim.

Uzun süre düşündüm.

Hepimizin o çok sevdiği, güvendiği, bize şans getirdiğine inandığı hakemle röportaj yapmış Ayşe.

Pierluigi Collina’ yla.

Collina, röportajın sonlarına doğru Ayşe’ nin sorduğu bir soruya öyle bir cevap vermiş ki... Bizim bugün yaşamakta olduğumuz sorunların cevabı da bence o satırlarda:

“Hakemin verdiği kararların hepsinin doğru olması gerekmiyor. Ama oyuncuların ona güvenmesi gerekiyor. Birine güveniyorsanız, ona saygı duyuyorsanız, iyi niyetli olduğunu da bilirsiniz. Size zarar vermek, sizi aşağı çekmek gibi bir amacı yoktur. Ya da arkanızdan dolaşıp bir şeyler yapmayacaktır. Adam iyi yani. İyi kalpli. Fakat yanlış bir karar vermiş. Eee verebilir... İnsan o... Bunun önemi yok. Futbolcu, eğer hakemin iyi niyetine inanıyorsa, onun kararlarına saygı göstermeli, hatalı karar vermiş olsa bile...”

Sanki bizi anlatmış Collina!

Biz oyuncular olarak hakeme öyle bir güvenmeliyiz ki; söylediklerine, yaptıklarına, aldığı kararlara inanalım.

Saygı duyalım.

Şüphe duymayalım.

Kendimizi kandırılmış, oyuna getirilmiş, haksızlığa uğramış hissetmeyelim. Arkamızdan gizli kapaklı iş çeviriliyormuş hissiyle paranoyak kesilmeyelim.

Ama olay böyle değil malesef.

Aramızda hakeme güvenemeyen, güvenemediği için inanmayan; bir de bunların üzerine yetmezmiş gibi, boş vaatlerle kandırılan, “yüzde 46,5 dışı” olarak değerlendirilen, endişeleri inatla giderilmeyen, tam tersine iyice gerilen insanlarımız var.

Hal böyle olunca, maç kavga dövüş oynanıyor.

Oysa kurallar belli.

Hakem şike mi yaptı...

Şikayet edilecek bir kurum var.

O kurum, hakeme ceza verebilir, hatta duruma göre hakemlikten ihraç bile edebilir.

...

Evet.

Anayasa Mahkemesi bir karar verdi.

Şimdi soru şu:

Oyuna devam mı?

Tamam mı?

Dersimizi aldık mı?

Almadık mı?

“Velev ki” aldık...

Bir kere kandırılmışsak,

Kandıranlara hala güvenimiz kaldı mı?

Olacak mı?

Yonca

“Tartışmalı”