Özet; AB’ye almayız EXPO’yu da vermeyiz

İZMİR’in EXPO-2015’i kaybetmesinin esas nedeni budur. İzmir bu etkinliğe ne kadar ciddi hazırlandı?

Bu konuda çok şey söylendi; genellikle umutlar saçıldı. Ancak hazırlık süreci başarılı geçmedi.

Ekipler ve görüşler sık sık değişti. En çelişkili tarafı da Bergama’daki önemli bir tedavi merkezi olarak bilinen antik kent Allianoi kalıntıları sular altında bırakılırken, bu yeri simgeleyen ’herkes için sağlık’ sloganının kullanılması oldu.

Tam bir yıl önce Müslüman bir ülkenin ilk kez EXPO düzenleme şansını yakaladığını, İzmir’in bu şansı kaçırmaması gerektiğini yazmış; siyasetin etkin olmamasını dilemiştik.

Aichi’nin (Japonya) 2005’teki EXPO’da neler yaptığı, Şangay’ın 2000’deki EXPO’ya inanılmaz bir ’pazar’ gücüyle hazırlanmakta olduğunu gündeme getirmiştik. Hele İzmir’in ’fukaralığına’ karşı Şangay’da zenginlik gözleri kamaştırıyordu. Her şeyin başında ekonomik güç kadar zeka da gerekiyordu.

İzmir’in kaybedeceği işaretini ilk meslekdaşımız Gila Benmayor vermişti. Geçen kasım ayında Paris’teki İzmir ve Milano’nun sunuşlarını izledikten sonra ’Milano 5-İzmir 0’ başlığını atan Benmayor, EXPO heyetinden büyük tepki almıştı. İzmir’in sunumunun tek kelimeyle büyük bir hayal kırıklığı yarattığını, bir ışık ve yaratıcılık olmadığını yazmıştı.

İzmir EXPO Yürütme Kurulu, yeni bir hamleye kalkıştı o zaman... Tanıtım için ek kaynak aktarıldı, Dışişleri’nden emekliliği gelen personelle takviye edildi. Biraz umutlanmıştı İzmir... Almanya’daki TAM Direktörü Prof. Faruk Şen geçen şubat ayında "İzmir’in EXPO’yu alması şaşırtıcı sayılmamalı" diyordu. Çeşitli çabalarla 140 ülkenin BIE üyelerinin Türkiye’nin adını telaffuz etmeye başladığı belirtiliyordu. Bu umudun geçen çarşamba gününe kadar sürdüğünü belirten Prof. Şen "Ne olduysa üç gün içinde oldu; İtalya parasal gücünü gösterip Afrika ülkelerini aldı" diyor.

Yani gala yemekleri Türkiye’nin imajını düzeltmeye yetmemişti. Özetle, Türkiye’ye İslami ülkelerin çoğu gibi AB’nin 27 ülkesinden 17’sı İzmir’i tercih etmedi. İtalya Afrika’dan birçok ’ülke’nin oyunu satın aldı.

İzmir EXPO heyeti, Sertab Erener’le geçen pazartesi günü Paris’e bir çıkarma yaptı. Ne yazık ki o gün Hıristiyanların Paskalya’sıydı; Noelleri kadar kutsal bir gündü. Bu gösteriye 1600’ü Türk 1700 kişi gitmişti... Yani Türkün Türke gösterisiydi yaptığımız.

Cumartesi günü Paris’te yine Cumhurbaşkanı Gül, 4 bakan ve Deniz Baykal’ın da katıldığı gala yapıldı. İtalyanlar ise cuma günü muhteşem bir moda defilesi yaptılar. Bizimkinin aksine delegelerin çoğu oraya gitmeyi tercih etti.

Türk heyeti, uçak kiralayarak gezerken, İtalya tanıtımına Paris’te ağırlık verdi. Zaten delegelerin bir çoğu da Fransa’da oturuyordu. Türk heyeti, 110 ülkeye gitti. Japonya’ya giden heyet 11 kişiden oluşuyordu; ama Japon delegesinin, Paris’te oturduğu bilinmiyordu.

Türkiye 16 milyon Euro, İtalya 10.4 milyon Euro harcadı tanıtımlar için.. Şimdi söyleyin EXPO’ya para mı, siyaset mi egemen oldu?

Milano ne yapacak? Leonardo Da Vinci’yi organizasyonunun kalbine oturtan Milano’da bir taraftan dev gökdelenler yükselirken, diğer yandan kent yeşile büründürülecek. Kent merkezinin 48 hektarlık bölümü yeşil alan haline dönüştürülüp Avrupa’nın en geniş parkı oluşturulacak. Alanın içinde büyük bir su kanalı da yeralacak. Kentin ortasında adeta bir vaha oluşturulacak. 40 bin yeni ağaç dikilecek, 72 kilometrelik yürüyüş ve bisiklet yolu yeralacak. Projenin fikir babası yine Leonardo Da Vinci...

GÜNÜN SÖZÜ

"En büyük yoksulluk ilim ve ahlak yoksulluğudur.

(Hz. Ali)

İçki yasağı oyununa dikkat

İÇKİ ruhsatlarının yenilenmemesi veya iptal edilmesi tartışılmalarında gözden kaçırılan önemli bir konu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) mesele açısından önemidir. AİHS; 1. Protokolü’nün 1. maddesinde mülkiyet hakkını güvence altına almıştır. AİHM, Sözleşme’de yer alan ’mülkiyet’ ibaresini geniş anlamda kabul etmekte ve lisansları ve ruhsatları da mülkiyet hakkının konusu içinde görmektedir. Bu anlamıyla alkollü içki satma ruhsatı (lisansı) bir maldır, ilgili lokalin/restoranın malvarlığı bütünlüğü içinde yer almaktadır ve bu lisansın iptali; bağlı olduğu işyerinin malvarlığında bir azalma anlamına gelmektedir. Bu nedenle ancak AİHS’nin 1 numaralı protokolünün 1. maddesinde yer alan koşullar bulunduğu zaman bu lisansın iptali mümkündür. Aksi durumda Strasbourg Mahkemesi’nin bu iptallerle AİHS’nin ihlal edildiğini tespit edeceği ve ülkemizi tazminat ödemeye mahkum edeceğini öngörebiliriz. Buna göre lisans iptali ancak, kamu yararının gerektirdiğini açıkça gösteren koşullar mevcutsa ve aleyhine karar alınanın aşırı ve münferit yük altına girmesini önleyici tedbirler alınmışsa AİHS’ne uygun olacaktır. Bu da alkollü içki satış ruhsatları iptallerinin neden kamu yararına uygun olduğunun ortaya konulmasını ve ruhsatları iptal edilen işletmelerin uygun bölgelere taşınmaları için somut destek (tazminat) verilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu konuda Tre Traktörer Aktiebolag v. İsveç (1989) davasında Strasbourg Mahkemesi’nin verdiği karar bize yol göstermektedir. AİHM içki satma lisansının 1. Protokolün 1. Maddesi kapsamında bir mülk olduğuna açıkça karar vermiştir. Hukuku göz ardı ederek kazanılmış hakları çiğneyebileceklerini ve lisans iptalleri nedeniyle kişilerin yıllarca büyük emeklerle belirli düzeye getirdiği işletmelerinin kapatılmasına ses çıkarmayacaklarını düşünenlerin sonuçta Türkiye’yi önemli tazminatlar ödemek zorunda bırakabileceğini dikkatlerinize sunuyorum.

Musa TOPRAK-Hukukçu, İnsan Hakları Bilim Uzmanı

Biliyor musunuz

AKP’ye ’stepne’ olduğu Edirne DHA tarafından ortaya çıkarılan Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç’in (31), ABD Dışişleri Bakanlığı’nın konuğu olarak Amerika’da seminerler verdiğini, bu arada 8.12.2006 tarihinde ’siyasi amaçlı demeç verdiği ve telkinde bulunduğu’ iddiasıyla Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hakkında, Şişli Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu...

Telefon dinleme

TÜRKİYE’de kaç kişinin telefonu dinlenmektedir? Belli bir süre içinde yargı kararıyla izin verilen bu kişilerin telefon kayıtları daha sonra silinmekte midir?

Telefonu dinlenen kişiye daha sonra ilgili yasa gereği telefonunun dinlendiğine dair bilgi verilmekte midir?

Yasadışı dinlenen telefonlarla ilgili kayıtlar nerede tutulmaktadır.

Bu soruları yanıtlayacak iktidar mensubu var mıdır?Y.Y.
Yazarın Tüm Yazıları