Babıáli gerçekleri

GEÇMİŞE doğru şöyle bir dönüp bakınca yüreğimin derinlerinden kopup gelen bir sızı duyuyorum.

İyi günde, kötü günde yıllarca birlikte olduğumuz, "Babıáli" denen zorlu dünyada dirsek çürüttüğümüz bazı meslektaşlarımı tanıyamıyorum.

Kişiliksiz, kötü karakterli, mesleği çıkar için kullananları kastetmiyorum.

Onlar çok önemli değil, Babiáli’nin değişmez kuralları onları yıllar içinde yok etti.

Ama kısa zamanda onların yerlerini hep yenileri aldı.

Onlar sadece çıkarları için çalıştılar ve güzel mesleğimizi bıkmadan usanmadan kirlettiler.

Yüzde yüz demiyorum ama ağırlıklı olarak bu tip gazeteciler Özal’la birlikte daha sağlam yerleştiler Babıáli’ye.

İktidar ve yandaşları tarafından sürekli ödüllendirildiler.

Ama doğrusunu söylemek gerekirse, Özal dönemindeki bu bilinçli yozlaştırma ve ilkesizleri kayırma, AKP iktidarı dönemindeki boyuta hiç çıkmadı.

Çünkü bu dönemde bu tip gazeteciler yalnız AKP tarafından değil, AKP’yi destekleyen dış odaklar tarafından da ödüllendirildi.

* * *

Ben bunları yukarda sözünü ettiğim cibilliyeti belli olanlar için söylemiyorum.

Onları herkes biliyor.

Onların ömrünün AKP ile sona ereceğine inanıyorum.

Benim yüreğimi sızlatanlar AKP iktidarı ile çizgilerini değiştirenler...

Cumhuriyet’e, Atatürk’e, aydınlanmaya, çağdaş demokratik Türkiye’ye karşı olanların peşine takılanlar...

Gerici dünya görüşünü destekleyenler.

Bunu demokratlık adına yapanlar.

İşin daha acısı bu arkadaşların ruhlarını satması.

İşte benim aklımın almadığı olay bu.

Tayyip Bey’in, Arınç’ın ve AKP kadrolarının büyük çoğunluğunun dünya görüşünü bilmiyorlar mı?

Çağdaş Türkiye’yi bir İslam toplumuna çevirme özlemlerini görmüyorlar mı?

Bunun için sosyal yaşamı değiştirmek amacıyla her fırsatı kullandıklarına tanık olmuyorlar mı?

Avrupa Birliği’ni içerdeki muhalefete karşı kendilerine kalkan olarak kullandıklarını hálá anlayamadılar mı?

Bütün bunlardan daha çirkin olan, AKP karşıtlarını "Darbeci" diye susturma çabaları değil mi?

Bunu onlara verilen talimatlar doğrultusunda yapmıyorlar mı?

* * *

Bazı kendini bilmez olanları ise terbiye ve saygı sınırlarını aşarak küfür, iftira dolu küstahlıklar yapıyorlar köşelerinde.

Saygın insanlara hakaret ediyorlar.

Tek amaçları var; onlara çıkar sağlayanlara daha çok yaranmak.

Bunu demokrasi uğruna yaptıklarını sık sık vurguluyorlar ama aslında demokrasiyi boğazlıyorlar.

Onları barındıran gazeteler de tamamen bizim meslekte söylendiği gibi "besleme basın".

Tetikçilik yapıyorlar, insanları ihbar ediyorlar, dürüst, onurlu, çizgisini değiştirmeyen meslektaşların başına olmadık çoraplar örmeye çalışıyorlar.

Bu gidiş gidiş değil.

Bugüne kadar hiçbir Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kadar şanslı olmadı.

Hiçbir politikacı Erdoğan gibi "El bebek, gül bebek" başbakanlık koltuğuna oturtulmadı.

Hiçbir başbakana Erdoğan kadar içerden ve dışardan büyük kredi açılmadı.
Yazarın Tüm Yazıları