Sorun varlık fiyatlarının şişmesiyse çözüm enflasyon

EKONOMİ ilginç bir uğraşı alanı. İlginç olmasının bir boyutu ekonomi hakkında kendine göre herkesin bir fikri olması. İyi ve kötünün durduğunuz yere göre farklı olması.

Borsa yükselirse, iyi. Çünkü, hisse senedine yatırım yapanların varlıkları artıyor. Ama, tükettiğiniz peynirin fiyatı artarsa, kötü. Çünkü, peynir tüketicileri aynı miktarda peynir tüketmek için daha fazla harcama yapmaları gerekiyor. Halbuki, her şey aynı kalırsa, peynir fiyatlarının artması peynir üreticileri için iyi. Onların kárları artacak.

HANGİ ENFLASYON?

Günlük hayatta, "enflasyon" denen kavram tüketilen mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarındaki artış olarak alınıyor. Dolayısıyla, enflasyon kötü bir şey. Çünkü, tüketiciler enflasyon arttıkça aynı gelirleriyle daha az mal ve hizmet alabiliyorlar. Halbuki, enflasyon genel bir kavram. Konut fiyatlarının ya da hisse senetlerinin fiyatlarının artması da enflasyon. Ama, konut ya da hisse senetleri fiyatlarının artması iyi bir şey. Bu varlıkların sahiplerinin servetleri daha da artmış oluyor.

Ekonomik dengeler göreli fiyatlar üzerine kurulur. Orta-uzun dönemde, ücretler, mal ve hizmet fiyatlarıyla varlık fiyatları arasında belli bir ilişki olması kaçınılmazdır. Diyelim ki, normal şartlarda on yıllık ücret gelirliyle bir ev alınabiliyorsa, birdenbire bir ev almak için otuz yıllık gelirinizi harcamak durumunda kalabilirsiniz. Ama, bu denge kalıcı olamaz. Bir süre içinde eski ilişkiye yakın bir yerde göreli fiyatlar yeniden oluşur. Teknoloji, verimlilik ve demografik değişim gibi dışsal etkenler göreli fiyat düzeylerini etkileyebilirler. Ama, değişme kısa sürede çok hızlı ve büyük boyutta olamaz.

Merkez bankaları, çok doğru olmayan bir yaklaşımla, genellikle mal ve hizmet fiyatlarındaki istikrara odaklanır. Varlık fiyatlarındaki artışa (enflasyona) önemli ölçüde kayırsız kalırlar. Son beş yıldır da küresel bazda bu olgu yaşandı. Mal ve hizmet fiyatları ve ücretlerde yaşanan göreli istikrara rağmen, varlık fiyatları baş döndürücü hızda yükseldi. Günlük hayatta kullandığımız "enflasyon" olgusu yaşanmadı, ama varlık fiyatlarında ciddi ölçüde enflasyon söz konusuydu. Varlıklarla mal ve hizmetler arasındaki göreli fiyatlar ciddi boyutlarda değişti.

YARININ SORUNU

Şimdi, kısa dönemli dinamikler değişti. Orta-uzun vadeli dinamiklerin daha baskın olduğu bir döneme girdik. Göreli fiyatların yeniden eski düzeylerine dönmesi söz konusu. Önümüzde iki olasılık var: ya mal ve hizmet fiyatlarıyla ücretler nominal olarak artıp varlık fiyatları aynı kalacak ve eskiden olduğu gibi on yıllık ücret gelirimizle yine aynı konutu alma durumuna geleceğiz ya da konut fiyatları düşüp mal ve hizmet fiyatlarındaki istikrarla on yıllık ücret gelirimiz aynı konutu almaya yetecek.

Amerika’da politika yapıcıları birinci seçeneği benimsediler. Konut fiyatlarının nominal olarak düşmesi yerine mal ve hizmet fiyatlarıyla ücretlerin nominal olarak artması tercih edildi. O nedenle, konut ve diğer varlık fiyatları düşmesin diye piyasaya para pompalanıyor. Pompalanan para ileride enflasyon yaratacak. Avrupa bu konuda henüz kesin kararını vermiş gibi görünmüyor.

Politikacılar açısından bu yöndeki seçim her zaman tercih edilir. Çünkü, enflasyon yarının sorunudur. Bugünün sorunu ise, varlık fiyatlarının nominal olarak düşmesiyle yaşanacak rahatsızlıktır. İleride, enflasyonun yeniden düşürülmesinin getireceği sorunlar bugün önemli değildir.

Sorun Amerika ile sınırlı kalsa, bizler için yine sorun yoktur. Ama, dünyanın belli başlı ekonomilerinde bozulan fiyat istikrarı bizim gibi ekonomileri de kaçınılmaz olarak olumsuz etkileyecektir.
Yazarın Tüm Yazıları