Kapatma davası etkisi yüzde 10-20

DÜN piyasalar çok kötüydü. Kötüydü ama bunun AKP hakkında açılan kapatma davasıyla ilgisi yok denecek kadar azdı.

Düne ilişkin tahminlerimizin bu yönde olduğunu yazmıştık. Dün akşam saatlerinde piyasa oyuncularıyla konuştuğumuzda, piyasalardaki kötüleşmenin hemen hemen tümüyle dışarıdaki gelişmelerden kaynaklandığını söylediler.

Dış piyasa bu kadar kötüyken, AKP kapatma davasının iç piyasalara etkisinin kolay kolay ölçülemeyeceği açık. Bankacılar da aynı görüşü benimsiyor ama ille de kapatma davasının etkisi için bir oran vermelerini istediğimizde, "Yüzde 10-20 etkili oldu belki" diyorlar.

Bu etkinin çok daha fazla olduğu görüşünü savunanlar da var. Bu yorumda bulunanların dayandığı temel veri ise Avrupa hisse senedi piyasalarındaki yüzde 3-4’lük düşüşlere karşılık, İMKB’deki dünkü düşüşün yüzde 6-7 oranını bulması.

Halbuki başka zamanlar da, yani kapatma davası yokken de, Avrupa piyasalarındaki düşüşler, fazlasıyla Türkiye’ye yansıdı. Yakın geçmişte bunun örneklerini çok gördük.

Çünkü Avrupa hisse senedi piyasaları çok daha derin ve bu piyasalardaki yabancı payı çok daha sınırlı. Daha doğrusu, bir panik olduğunda gelişmiş ülkelerden kaçış örneğin 2 birim olunca, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden kaçış yüzde 4-5’i buluyor. Yani ABD ve Avrupa piyasalarındaki kötüleşme bize her zaman fazlasıyla yansıyordu, yine öyle oldu.

Bu nedenle hisse senedi piyasalarındaki düşüşü örnek gösterip AKP’ye kapatma davası açılması bizim piyasaları iki kat fazla olumsuz etkiledi demek, bizce doğru değil.

Zaten bu olumsuz etkinin katlanmaması için hükümetin biran önce önlem alması gerektiğini, krize karşı ekonomiyi daha dayanıklı kılmasını istiyorduk. Böyle bir şey yapıldı mı?

Bizce kapatma davası açılmasaydı da, hükümet önlem almadığı için, Avrupa hisse senetleri piyasalarındaki kötüleşme, yine bize fazlasıyla yansıyacaktı.

ARTIK BATIKLAR BEKLENİYOR

Kurlara ve faizlere baktığınızda ise bizdeki olumsuz etkinin ancak yurtdışındaki kadar olduğunu görürsünüz. Türkiye ekonomisinde hisse senedi payının ne kadar düşük olduğunu göz önüne alırsanız, zaten toplam ekonomiyi etkileme derecesi de kendiliğinden ortaya çıkar.

Bütün bunları "AKP’ye kapatma davası açılması iyi oldu" demek için söylemiyorum, aslında tam tersini söylüyor, bu davanın AKP’nin azalan oylarının yeniden canlandırılmasına yol açacağını düşünüyorum. Ancak piyasalar açısından da doğru analizler yapmamız gerekiyor.

Piyasaları kötüleştiren tümüyle dış piyasalar. ABD Merkez Bankası FED, hafta sonunda iskonto faiz oranlarını 25 baz puan indirdi ve iskonto penceresinden verdiği borçlarda, karşılık olarak birçok senedin alınabileceğini açıkladı. Yani, bankacıların yorumuyla, "FED o noktaya geldi ki; duvar kağıdı getirsen bile sana ucuz para vereceğim" demeye başladı.

Buna rağmen piyasalar sakinleşmediği gibi panik havası daha da arttı.

Bugün FED yeniden faiz kararı verecek ve piyasalar artık bu indirimin 1 puan olabileceğini bile düşünüyor. "Peki bu yüksek indirim çare olacak mı" derseniz, piyasaların hiç umudu yok.

Çünkü, küresel krizi faiz indirimleriyle idare etmenin mümkün olmadığı da artık anlaşıldı.

Ne olacak derseniz, artık iflaslar bekleniyor. Yani önemli şirket batışları olmadığı takdirde, bu krizin dip noktasını bulduğumuzu söyleyemeyeceğiz.

Dünyada riskten kaçış eğilimi devam edip, doruk noktalara ulaşırken, bizde tüketici güven endeksi şubat ayında yüzde 5 düşüş gösterdi, ilk kez yüzde 90’ın altına düştü.

Bu endeksin içinde kapatma davası filan da yok. Yani gidişat, bu kapatma davasından bağımsız olarak da kötüydü, önlem alınmadığı için kötü gidişat devam edip, güven azalıyordu. Şimdi bu trend devam ediyor, önlem alınmadığı takdirde devam de edecek...
Yazarın Tüm Yazıları