Kuzucuk masalı

ABDULLAH Öcalan’ın yakalandığı şubat ayına lanet okumalar...

Talabani Amca’ya, "Bu Türkiye seni de bizi de ham yapar" diye mesaj sarkıtmalar...

"Dağlarda adamımız kalmayacak" diye can havliyle eldeki son kozu oynama gayretleri...

Kısacası...

Şu DTP adı verilen partinin ikiyüzlülüğü artık çekilmez hale gelmiştir.

Ne mertçe alıp silahı dağa çıkıyorlar, ne de silaha ve şiddete lanet okuyup Meclis’e geliyorlar...

Bir yandan dağa selam sarkıtıp, sözüm ona çaktırmadan dağdakinin buradaki uzantısı oluveriyorlar.

Bir yandan da "Ben barış istiyorum" ya da "Biz Türkiye’nin partisiyiz" şeklinde afili lafların arkasına saklanarak sözüm ona güvercin takılıyor...

Ve ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:

Buralarda birileri "başkalarının kuzucukları" üzerinden kahramanlık türküleri söylerken, oralarda da birileri "başkalarının kuzucukları" üzerinden rant çıkarıyorlar.

Eğer böyle olmasaydı...

Mesela Leyla Zana, Kürt analarına, "Ey ana! Oğlunu niye dağa gönderiyorsun?" diye seslenirdi...

Zana ve arkadaşları, dağa çıkan Kürt çocuğunun, bu yüzyılın en asimetrik savaşının tarafı haline geldiğini bilmiyorlar mı?

Tabii ki biliyorlar...

Ama onlar açısından ölüm ve şiddet, bir tür "mücadele pratiği" haline gelmiş...

Yani ne yazsak, ne söylesek faydasız...

Katı laik nefret eder de katı dindar etmez mi?

"KATI laikler dindarlardan nefret eder!" şeklindeki kışkırtıcı hükmü, fikir ve düşünce soframıza servis edenlere sormak isterim:

Söyler misiniz beyefendiler...

"Katı laikler", dindarlardan acayip derecede nefret ediyorlarsa...

Acaba katı dindarlar, katı laikler için ne hissetmektedirler?

Bu konuda da bir hükmünüz var mı?

Yoksa...

"Katı dindarlar, katı laikleri gördüklerinde sevgiden ve aşktan yapılma bir kelebeğe dönüşürler" mi diyeceksiniz?

Eğer böyle diyecekseniz...

ABD gibi uygar bir ülkeyi mesken tutmuş, bilgisayar mühendisliğini başarıyla bitirmiş bir hanımefendi olan Merve Kavakçı’nın, daha geçen gün Cumhuriyet Mitingleri’ne katılan kadınlara "Kokoş" diye hitap etmesi hakkında ne diyeceksiniz?

Ya da...

Vakit gazetesinin Cumhuriyet Mitingleri’ne katılan kadınlara hangi üslupla saldırdığına dair sayısız manşet konusunda bir diyeceğiniz olacak mı?

Ya da daha açıklayıcı bir soru sorayım:

Hiç katı dindar bir çevrenin biraz derinliklerine dalıp, "Açık saçık kadın" meselesinin oralarda neye tekabül ettiğini araştırdınız mı?

Fransa’nın Tayyip’i

FRANSA Cumhurbaşkanı Sarkozy, her geçen gün daha çok Başbakan Tayyip Erdoğan’a benzemeye başladı...

Mesela...

Sarkozy’nin Paris’i birbirine katan getto gençleriyle buluşmasında, "Size iş vereceğim... Ama yan gelip yatmak yok ha! Sabahları erken kalkacaksınız" diye verdiği öğüdü ele alalım...

Bu öğüt, Başbakan Erdoğan’ın miting meydanlarında iş isteyen gençlere "Her şeyi devletten beklemeyin... Gerektiğinde taşı sıkacaksınız" şeklindeki çıkışını anımsatmıyor mu?

Hadi bunu geçtik...

Peki şuna ne buyrulur:

Paris’te "Tarım Fuarı"nı gezen Sarkozy, elini uzattığı bir ziyaretçi tarafından, "Beni kirletiyorsun" diye terslenince...

Sinirlenip, "O zaman çek arabanı dingil!" diye yanıt vermiş...

Peki bu olay, bizim yakın tarihimize "Ananı al da git yaklaşımı" olarak geçen o meşum olaya benzemiyor mu?

* * *

Hadi hepsinden vazgeçtik...

Henüz bu iki örnek olay ortaya çıkmamışken...

Gazeteci Osman Ulagay’ın, "AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu" adını verdiği kitapta yer alan "Sarkozy ile Erdoğan arasındaki benzerlikler" listesine ne demeli?

İşte o liste...

BİR: Her ikisi de yerinde duramayan tipler...

İKİ: Her ikisi de siyasette adım adım tırmanarak zirveye ulaşmış.

ÜÇ: Her ikisi de "outsider", yani geleneksel yönetici seçkinler katına dahil değil...

DÖRT: Eğitimleri ve yetişme tarzları da seçkin bürokrat kesimden farklı...

BEŞ: Her ikisi de toplumun nabzını yakalayarak iktidar olabilmiş...

ALTI: Her ikisi de eylem adamı... Konuşma değil iş üretme peşinde...

YEDİ: Her ikisi de piyasa ekonomisinin gücüne ve önemine inanmış.

SEKİZ: Her ikisi de inançlı ve kararlı...

DOKUZ: Her ikisi de toplumu dönüştürmeyi istiyor...

ON: Her ikisi de kurallarını esnetmeye eğilimli...
Yazarın Tüm Yazıları