Patolojik bir vakanın aklı

TÜSİAD "Patolojik vaka" dedi.Biz de "Patolojik vaka" diye manşete koyduk.

Türkiye’den baktığınız zaman böyle görünüyor.

Ama öyle sanmayın.

Sesini ve şarkı söyleme tarzını çok sevdiğim Carla Bruni’yle verdiği pozlara da dar bir ahlak dünyasından bakıp hemen karar vermeyin.

Nicolas Sarkozy ilginç bir siyasetçi.

Hep birlikte onu izlemeye devam edeceğiz.

Ve şuraya yazıyorum.

Bir süre sonra sadece biz değil, Avrupa da onu hayranlıkla izleyecek.

* * *

Biraz geriye dönelim.

Sarkozy’nin, göreve geldikten sonra yaptığı ilk işlerden biri, Fransa’nın en parlak düşünürlerinden olan Jacques Attali’yi görevlendirmek oldu.

Attali’nin görevi şuydu:

"Fransa’nın liberalleşmesi" için bir rapor hazırlamak.

Unutmayın Fransa, Türkiye gibi hálá yarı sosyalist bir ülke.

Liberalleşmede Türkiye’den bile geri kaldı.

Bu da Fransa ekonomisini atalete sokuyor.

Attali, geleceği düşünen bir fikir adamı.

"Geleceğin Kısa Tarihi" isimli çalışması Türkçe’ye de çevrildi.

Türkiye’de ileriye bakan birçok insanı da derinden etkiledi.

Etkilerini yapılan konuşmalarda görüyorum.

Geleceğe bakan insanlar için iyi bir yol haritası çiziyor.

Bazı düşünceleri fantezi gibi gelebilir.

Ben, geleceğin, bugünün fantezileri tarafından yazıldığına inananlardanım.

* * *

Attali, bir komisyon kurdu ve raporunu tamamladı.

Bu rapor dün Sarkozy’ye teslim edildi.

Geniş bir özeti, geçen hafta sonunda bir internet sitesi tarafından yayınlandı.

Raporda 300 reform teklifi yer alıyormuş.

20 radikal karar ve 314 de karar alınması gerekiyormuş.

"Radikal karar..."

Fransa için gerçekten çok zor bir şey.

Ama özel hayat tarzını bir dakika bile düşünmeden kamusal hayata yayabilecek kadar radikal olan bir siyasetçinin bu kararları alacağına inanıyorum.

Zaten Fransa’nın son şansı da bu...

* * *

Buradan Türkiye’ye geleceğim.

Ne yazık ki, aydınlarımızın bir bölümü "liberal olmayı", "radikal liberal olmayı", Kürt meselesi ile türban konusundaki tavra ve 301’inci maddeye indirerek orada takılıp kaldı.

Üniversitede türban yasağı ve 301’inci madde kaldırılırsa sorunların biteceğine ve liberalizmin nihai zafere ulaşacağına inanıyor.

Ne yazık ki yüzde 46.5 şakşakçılığı ile Başbakan’ı da bir nevi "liberal pujadizm"e hapsettiler.

Dünya başka bir yere gidiyor.

Dünyanın gittiği bu istikamette türban falan fasa fiso.

Türbanı, kadın eşitliği gibi sunmaya kalkan zihniyet bana göre bugünün "inanç komünizmi"dir.

Yani kadını geleceğe değil, geçmişe götürecek bir şey.

Bırakın artık bu "modern mahrem" gibi safsataları.

Adını açıkça koyun. "İnanç" deyin. "Tartışılmaz" deyin.

Ama ne olur, ona modernite misyonları yüklemeye kalkmayın.

Bu mantıkla, aklınıza gelebilecek her inanca, her dogmaya, her tabuya, onun her tezahürüne "modernite kılıfları" uydurabilirsiniz.

* * *

Tekrar Attali raporuna dönüyorum.

Türkiye ile Fransa’nın birbirine çok benzeyen yanları var.

Buyurun size aklınızdan bile geçiremeyeceğiniz bedava bir fırsat.

Biraz türbandan kafanızı kaldırın ve bu raporu alın hemen tercüme ettirin.

Bu coğrafyada Attali herkese lazım...

Türbanın dışında da bir dünya var.
Yazarın Tüm Yazıları