İlk enerji özelleştirmesi fiyaskoyla sonuçlanmasın

2008 yılının, enerji sektöründe özelleştirme için bir başlangıç yılı olması bekleniyor. Uzun zamandır aksatılan enerji sektöründe piyasa ekonomisine geçişin de, bu yolla başlaması umuluyor.

Hükümetin enerji özelleştirmelerine başlamak istemesinin bir nedeni de, küresel ekonomideki belirsizlik ve yabancı sermaye girişinde tıkanma tehlikesi nedeniyle, en cazip sektör olan enerjideki özelleştirmeler ile ülkeye yabancı sermaye akışını sağlamak...

Bu kritik yılda enerji sektöründeki ilk özelleştirme Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait Başkent Doğalgaz A.Ş.’nin satışı olacak. Bu satış için özel bir yasa çıkarıldı ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi 28 Şubat 2008 tarihinde ihalenin yapılması kararını verdi.

Aynı kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İgdaş’ın da satışı yapılacak. İgdaş satış için Başkent doğalgaz dağıtım şirketinin satılmasını bekliyor. Ankara Belediyesi yasa gereği Belediyede kalacak yüzde 20’lik hissenin dışında, satılabilecek yüzde 80’lik hissenin tümünü blok olarak satma kararı aldı. Duyumlarımıza göre İgdaş ise önce halka arz yapıp, daha sonra çoğunluk hisseyi blok olarak satmayı planlıyormuş ama bu henüz açıklanmadı.

"Enerji yılı"nın bu ilk özelleştirmesi bizce hayati öneme sahip. Bu özelleştirmede bir fiyasko yaşanırsa, bu daha sonraki özelleştirmeleri de etkileyecek.

İşte bu özelleştirme için, piyasada şimdiden birçok şaibe, spekülasyon konuşulmaya başladı. Çok cazip bir satış ve Belediye Başkanı Melih Gökçek’in deyişiyle "3 milyar doların üzerinde bir satış" olması bekleniyor. Yani sağlanacak gelir de çok büyük. Sadece Belediye açısından değil, Maliye açısından da, Botaş açısından da, yani KİT dengesi ve mali disiplin açısından da çok sembolik bir satış olacak. Çünkü bu işleri yapan, Başkent Gaz’ı içinde barındıran EGO, yani Ankara Büyükşehir Belediyesi en borçlu belediye. Satıp da parasını aldığı doğalgazın bedelini Botaş’a ödemediği için, bu kurum piyasadan yüksek faizle 1.7 milyar YTL kredi kullanıyor. Hem de yasa ile belediyenin Botaş’a ve Hazine’ye olan gecikme faizleri silinmişken... Belediyenin Hazine’ye borcu da 2 milyar YTL düzeyinde... Yani bu satış yapılarak, borçlar ödenecek ve KİT dengesi düzeltilmeye çalışılacak.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI ÇIKMADI

İşte bu kadar önemli bir ihalede amaç, mümkün olduğunca rekabet yaratıp, en yüksek katılım ve yarış sonunda en yüksek geliri sağlamak olmalı. Ama her şeyden önce hukuki olarak şaibeliler var. Çünkü bu yasanın iptali için CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve Mahkeme henüz bir karar almadı. Yani ihale yapıldıktan sonra iptal olabilir endişesi var.

Bu ihalede talip olacak çok sayıda yerli ve yabancı şirketten söz ediliyor. Ancak bu şirketlerin kafasında bir çok soru işareti var ve bu durum sağlıklı bir ihale yapılmasını engelleyebilir.

Yani kamuoyuna açıklanmayan bazı detay bilgileri içeriden alabilenler rakipsiz kalabilir...

Talip olacak firmalar her şeyden önce Anayasa Mahkemesi kararının netleşmesini istiyor. Ardından bilanço rakamlarının şeffaflığı konusundaki endişeleri geliyor. Bağımsız denetim raporu düzenlenip açıklanması, odit raporlarının data room’larda taliplere sunulması gerekiyor. Talip olacak firmaların Başkent Gaz’dan, örneğin ulaştırma projelerine ne kadar kaynak aktarıldığını, aktarılan kaynakların bilançoda nasıl göründüğünü, şirketin başka yükümlülükleri bulunup bulunmadığını, varlıklarını tüm detayıyla bilmek istiyorlar.

Anayasa Mahkemesi’nin ihaleden önce nihai kararını vermesi, rekabet açısından, sağlanacak gelir açısından hayati öneme sahip. Bu netliğin mutlaka sağlanması gerekiyor.

Ayrıca bu konuda deneyimi olmayan Büyükşehir Belediyesinin, Özelleştirme İdaresi’nin yapması daha doğru olacakken, neden bu büyük ihaleyi kendi üstüne aldığı çok soruluyor.

Bu gerekçe gösterilen Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı Telekom ihalesine benzemiyor çünkü...

Özet olarak Ankara Gaz’ın özelleştirilmesi ihalesi, sıradan, basit bir satış ihalesi değil, çok büyük anlamları olan bir ihale. Bu ihaleye gelecek şaibeler sadece enerji özelleştirmelerini baştan engellemekle kalmaz, kamu dengesini de etkiler. Çok şeffaf bir süreç yaşanması şart.
Yazarın Tüm Yazıları