O ayakkabıyı 23 Temmuz sabahına kadar giydim

HAZİRAN ayının ikinci yarısı... O günlerde Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı ve AKP milletvekili adayı olan Zafer Çağlayan, ilk seçim turuna Ankara Çubuk’tan başlamış...

Aynı gün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Medya ve İletişim Meclisi toplantısı için Ankara’daydım. Toplantı sonrasında Çağlayan’ın ilk seçim turunu izlemek için ASO’nun Basın Danışmanı Okan Saykun ve ASO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Doğanlar’la birlikte Çubuk’a gittim.

Zafer Çağlayan, ceketi, kravatı çıkarmış, küçük sanayi sitesindeki esnafı tek tek turluyordu. AKP Ankara İl Genel Sekreteri Hasan Öz, "Biraz önce gelseydiniz, çok güzel bir fotoğraf konusu vardı" dedi./images/100/0x0/55ea9c9bf018fbb8f88b5722

Ceketi, kravatı çıkaran Çağlayan, "salon ayakkabısı"yla seçim turu atmanın yanlış olduğunu ilk günün acemiliğiyle düşünememiş ve iki ayağı da anında su toplamış, yaralar oluşmuştu. Çağlayan iki ayağının birkaç noktasına yara bantı yapıştırıp, turunu sürdürmüştü.

İlk seçim turu saat 18.00’de tamamlandı, Ankara’ya doğru yola koyulduk, Çağlayan özür dileyip ayakkabı ve çoraplarını çıkardı. İki ayağında da yara bantları vardı. Cep telefonumla Çağlayan’ın ayaklarının fotoğrafını çektim: "Sanayi ve Ticaret Bakanı olursanız bu fotoğrafı yayınlayacağım."

Zafer Çağlayan
, ayağındaki yaralardan çıkardığı dersi bir anıyla özetledi: "Yıllar önce öğrenciyken çalışmaya da başlamıştım. Atölyede bir gün matkap elimden kaydı, avucumun ortasına gömüldü. Ustam, ’Üzülme evladım, bugün ustalaşmaya başladığın gündür’ demişti. Bugün ilk siyaset dersimi aldım. Salon ayakkabısı ile seçim turuna çıkılmayacağını öğrendim."

Ankara’ya döndüğümüzde Çağlayan, ofisine 8-10 çift yumuşak ayakkabı getirti. Aralarından iki çifti aldı: "Seçim dönemini bunlarla tamamlarım."

Sanayi ve Ticaret Bakanı olunca Çağlayan’ı aradım: "O fotoğrafı basmanın zamanı geldi."

Çağlayan
güldü: "O yumuşak ayakkabıları 23 Temmuz sabahına kadar giydim. Çok işe yaradı."

ASO Başkanlığı döneminde Zafer Çağlayan’ın gündeminde hep "Bölgesel Asgari Ücret" formülü vardı. Ona göre İstanbul, İzmir, Ankara gibi kentlerle Doğu’da örneğin kendi memleketi Muş’ta aynı asgari ücreti uygulamak yanlıştı. 200 YTL’leye indirilmiş asgari ücretle Muş’a yatırım çekilebilirdi.

Çağlayan’a, "Bölgesel Asgari Ücret formülünü gündeme getirecek misiniz?" diye sordum: "Güvenoyu alalım, işe koyulalım. Sıra ona da gelir."

Çağlayan, ilk seçim dersini ayağındaki yaralarla aldı, siyasette anında bakanlık şansını yakaladı... Şimdi Bakanlık’ta "Çağlayan farkı"nı görelim.

Ekren, Mali Sektör Üst Kurulu’nu kuracak mı

EKONOMİNİN koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, 59’uncu hükümet döneminde de aslında AKP’nin ekonomi politikalarının belirlenmesinde etkili bir isimdi.

Ekren, geçen hükümet döneminde bir ara Mali Sektör Üst Kurulu kurulmasını, başına da Sermaye Piyasası Kurulu eski başkanlarından Ali İhsan Karacan’ın atanmasını gündeme getirmişti.

Ekren’in planı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki sigortacılık birimini Mali Sektör Üst Kurulu çatısı altında toplamaktı.

Nazım Ekren’in bu planı, şimdi yerini aldığı dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e takılmıştı.

Bakalım Ekren, Mali Sektör Üst Kurulu planını yeniden gündeme getirecek mi? Başkanlık için BDDK Başkanı Tevfik Bilgin veya TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ü mü düşünecek, başka isimler üzerinde mi duracak?

Türkçe’yi 6 yaşından sonra öğrenen bakan

EKONOMİDEN sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’i Londra’da Merrill Lynch’de çalıştığı günlerde tanıdım. Garanti Bankası’nın bir kredi imzası için Londra’ya gittiğimizde bankanın Genel Müdürü Ergun Özen, Şimşek’le buluşmuş, sonra da bizi tanıştırmıştı.

Özen’in överek söz ettiği Şimşek, daha sonra Merrill Lynch Avrupa Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanı oldu. Sadi Özdemir’e, "Mehmet Şimşek’le konuş, ilginç öykü çıkabilir" dedim. Batman’ın Gercüş İlçesi Arıca Köyü’nde 9 çocuklu yoksul aileden Londra’daki başarılı göreve uzanan çarpıcı öykü ortaya çıktı.

AKP’ye yakın diye bilinen Şimşek’in önce Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atanması gündeme geldi, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e takıldı.

Derken Şimşek, 22 Temmuz’da AKP’den aday oldu. Financial Times öyküsünü yansıtırken, "Türkçe’yi 6 yaşından sonra öğrendi" diye yazdı...

Siyasal’ı bitirdiğinde ailesi bastırınca "Kaymakamlık bana göre değil" diyen Şimşek, şimdi Devlet Bakanı... Şimşek, öyküsüne bir de "ekonomiyi başarılı yönetti"yi ekleyebilecek mi?
Yazarın Tüm Yazıları