Sayın Başbakan o gerekçeyi unuttunuz mu

AVUSTURYA’da yayınlanan Profil Dergisi’nde Peter Lingens isimli bir gazeteci Avusturya Başbakanı için şu sözcükleri kullanıyor:

"Oportünizmin en aşağılığı, ahlaksız, onursuz, vahşi, siyasal ahlaktan yoksun."

Başbakan mahkemeye başvuruyor, gazeteci mahkum oluyor. Gazeteci Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidiyor. AİHM’nin kararı:

"Muhalif, şok edici, rahatsız edici türden düşünceler, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirli olmanın gereğidir. Bunlar olmadan, demokratik toplum olmaz. Özgür siyasal ifade, demokratik toplumu biçimlendirir. Kaldı ki, politikacıları eleştirmek sınırları, özel bireyleri eleştirmek sınırlarına göre daha geniştir."

AİHM, Avusturya mahkemesinin suçlu bulduğu Lingens’e, Avusturya Hükümetinin tazminat ödemesine karar veriyor.

İÇİNE SİNDİRMEK

Avusturya’da yayınlanan Forum Dergisi’nde Gerhard Oberchlick isimli bir gazeteci Eyalet Valisi için şu sözcükleri kullanıyor:

"Ahmak, geri zekalı."

Vali mahkemeye başvuruyor, dergi toplatılıyor, gazeteci para cezasına mahkum oluyor. Gazeteci AİHM’ye gidiyor. AİHM’nin kararı:

"Bir politikacı kamunun çok daha yakın gözetimindedir. Özel yaşamında eylemde bulunmadığı zaman bile, şöhretinin korunması bakımından kuşkusuz ki, hak sahibidir. Ancak, korumanın ölçüsü, siyasal tartışma yararıdır. Bir politikacı eleştirileri içine sindirmek zorundadır."

AİHM, Avusturya’nın mahkum ettiği Oberchlick’e tazminat ödenmesine karar veriyor. AİHM’de çok sayıda benzer karar var.

OKUDUĞU ŞİİR

O kadar uzağa gitmeğe gerek yok.

Musa Kart çizdiği karikatürde Tayyip Erdoğan’ın başını bir kediye monte ediyor. Erdoğan, Musa Kart’a, "kişilik haklarına saldırı" gerekçesiyle tazminat davası açıyor.

Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı:

"Okuduğu şiir yüzünden ceza evinde yatmak zorunda kalan Sayın Başbakan’ın bu tür eleştirilere daha hoş görülü yaklaşması kanaatiyle, davanın reddine."

Hemen vurgulamak isterim, ben ve güvendiğim tüm meslekdaşlarım, siyasal parti liderlerine, Başbakanlara, bakanlara, genel tanımla, politikacılara, Avusturya’daki gibi ifadeler kullanmayı aklımızdan bile geçirmiyoruz. Bizim geleneklerimize, nezaket ve ahlak anlayışımıza aykırı.

DEMOKRASİ BU

Bu örnekleri, Avrupa’nın demokratik toplum anlayışını, eleştiri sınırını ve hakkını göstermek için veriyorum. Bu hakkı korumak üzere, Avrupa Hukuk anlayışı işte bu. O Avrupa ki, iktidara geldiğinden beri, Erdoğan’ın katılmak için yanıp tutuştuğu bir uygarlık.

Basındaki her eleştiri sonrasında, Erdoğan soluğu mahkemede alıyor. Erdoğan, halen tüm Avrupa’da gazetecilerle en çok mahkemelik olan Başbakan.

Oysa, Eskişehir Mahkemesi, red gerekçesinde kendisine, başından geçen mahkumiyet kararını anımsatıyor. Erdoğan’ın, hele de Başbakan olarak, hiç unutmaması gereken bir gerekçe.

Sırası geldiğinde, yurt içinde ve dışında, kendisi de, başından geçen mahkumiyeti örnek veriyor. Hatta, bunu kendisinin artı hanesine yazıyor.

Eleştiriler karşısında bu kadar hiddet ve şiddete kapılması, Erdoğan’ı kendisini mahkum eden zihniyetle aynı kefeye koyuyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünden çok uzak bir yerlere.

Bu örnekler acaba, Erdoğan’daki tahammülsüzlüğü savunan, bizlere küfür eden dinci kalemleri de, kendine getirir mi? Hiç sanmıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları